Diş Hekimliği Günü 7 Şiiri | Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Diş Hekimliği Günü 7
Her 22 Kasım Diş Hekimliği Günü,
Onları fırçalarsan iyi geçirirsin günü…
Dişler konuşmamız ya da yemek yememizde,
İtibar kazandırır ruh beden biçiminde…
Farkındalık kazan yüreklilik içinde,
Huzur ve güven yaşa bir sağlık bilincinde…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Diş Hekimliği Günü 7 eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Diş Hekimliği Günü 7 Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Diş Hekimliği Günü 7 Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Mesleklerle İlgili Şiirler
Dünya Psikologlar Günü
Her 10 Mayıs günleri farkındalığın artsın!
Bilinç fikir çapında duyarlılığın yaşansın!
Psikologlar dost demek psikologlar dostların,
Aralansın bilincin fikir duyarlılığın!
Dert çözülmediğinde sıkıntın çıktığında,
Kısırdöngülerimiz aşılamadığında…
Psikolog aralayacak içindeki sırrı,
Onaracak ruhunu, kaldıracak zararı…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Ahilik Kültürü Haftası 18
Terzi hem kafa bulmuş hem de alay etmişti,
Garip olduğumuzdan dalgasını geçmişti…
Gömlek abes bir hâlde alaylı şekildeydi,
Onu giyindiğimde şahsım üzülecekti…
Yaptığı soytarılık affedilmez bir şeydi,
Esnaflığa sığmayan bir terbiyesizlikti…
Her ne iş yaparsan yap saygılı olmalısın,
Kul hakkı bilincini hiç zorlamamalısın…
Mehmet Tevfik Temiztürk
Mehmet Tevfik Temiztürk
Ebe
Her birimiz bir ebenin
Ellerinde geldik dünyaya
Ebe anneler
Ebe ablalar
Ebe nineler...
Teşekkürler teşekkürler sizlere
Tanıştırdığınız için bizi
Bu güzelim dünyayla.
Fevzi Günenç
Fevzi GÜNENÇ
Postacı
İnsanın, dünyanın, yurdun haberini,
ağacın, kuşun, kurdun haberini,
seher vakitlerinde
yahut
gecenin ortasında
taşıdım insanlara yüreğimin çantasında,
şairlik ettim
bir çeşit postacılık yani.
Çocukken postacı olmak isterdim,
şairlik filân yoluyla değil ama
basbaya, sahici postacı.
Renkli kalemlerle çizilirdi bin türlü resim
hep aynı postacının, Nâzımın resmi,
Jül Vernin romanlarıyla coğrafya kitaplarına.
İşte, köpeklerin çektiği kızağı
sürüyorum buzun üzerinde,
Işıldıyor kuzey şafağı
konserve kutularıyla posta
paketlerinde.
Bering boğazını geçiyorum.
Yahut işte bozkırda gölgesinde ağır bulutların
asker mektubu dağıtıp ayran içiyorum.
Yahut da büyük şehrin uğultulu asfaltındayım,
çantamda yazıları yalnız müjdelerin
yalnız umutların.
Yahut çölde, yıldızların altındayım.
Bir küçük kız ateşler içinde hasta.
Kapı çalınıyor gece yarısı:
-posta!
Küçük kızın gözleri açıldı mavi mavi.
Babası yarın akşam dönüyor hapislikten.
O karda kıyamette bendim bulan o evi,
komşu kıza bendim telegrafı getiren.
Çocukken postacı olmak isterdim.
Oysaki, Türkiyemde postacılık zor sanattır.
Telegraflarda envai türlü acı
mektuplarda satır satır keder taşır
o güzelim memlekette postacı.
Çocukken postacı olmak isterdim.
Muradıma, Macaristan'da erdim, ellisinde.
Çantamda bahar,
Çantamda Tuna'nın pırıltısıyla
kuş cıvıltısıyla,
taze çimen kokusuyla dolu mektuplar.
Moskova'ya Budapeşte'den,
çocukların çocuklara mektupları.
Çantamda cennet...
Bir zarfın üzeri:
"Memet,
Nâzım Hikmet'in oğlu,
Türkiye"
diye yazılı.
Moskova'da mektupları birer birer
kendim dağıtırım adreslerine.
Yalnız Memedin mektubunu götüremem yerine.
hattâ yollıyamam.
Nâzım'ın oğlu,
haramiler kesmiş yolu,
mektubunu vermezler.
Nâzım HİKMET
Melisa