Efsunladı Saros Beni Şiiri | Ali Koç Elegeçmez
Yine uçtu kırlangıçlar
Kondu gönül tellerime
Yeşil mavi bir yerdeyim
Cennet düştü tuvalime
*
Sema mavi, deniz mavi
İnsanların sesi mavi
Diğer renkler nerde, hani?
Mavi düştü gözlerime!
*
Bedenimi saldım suya
Kulaç attım doya doya
Sanki göğü sallamışım
Yıldız doldu ellerime
*
Kırlar yeşil, kırlar böcek
Yeni doğmuş bin bir çiçek
Günebakan çiçeğinde
Güneş düştü belleğime
*
Yarımada kutsal anıt
Gören göze verir yanıt
Tarih doğa buna kanıt
Aşkım düştü yüreğime
*
Efsunladı Saros beni
Esti yine sevda yeli
Bedri Rahmi…Orhan Veli
Şiir düştü dillerime!
Ali Koç Elegeçmez
...........*........
06.nisan.2019/cumartesi
Efsunladı Saros Beni eğitici şiirler çocuk şiirleri okul öğrenci şiirleri Ali Koç Elegeçmez
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Turizm Haftası Şiirleri
Edirne-Beylerbeyi Camii Şiiri
Üç şerefeli Cami’nin arka taraflarında
Kuşçu Doğan Cami'nin yan sokağında
Arif Ağa Cami'nin önündeki bayırda
Saraçhane Semti’nde Salı Tekke Sokak ‘ta
Fatih ile, babası Murat Han zamanında
*
Rumeli Beylerbeyi Yusuf Paşa’dan kalma
Beylerbeyi Cami’nin geniş mezarlığı’nda
Sonradan düzenlenen yepyeni makyajıyla
Sarıklı ve kavuklu yüzlerce kabir taşı;
*
Kiminin üzerinde birkaç üzüm salkımı
Kiminde bilmediğim 0smanlıca bir yazı
Kiminde sandukayı andıran taş bir yapı
Tarihin kitabından kopmuş yapraklar gibi
Bu caminin çok geniş bahçesinde durmakta
*
II.Sultan Murat umerâsından
..........................Vali-Sancakbeyi)
Rumeli Beylerbeyi Sinanettin Paşa da
Bu hazre içindeki türbede uyumakta
Beş asırlık caminin kocaman haziresi
Camiye Kapadokya manzarası katmakta
*
Böylece bahçedeki işlemeli taşlarla
Bu görkemli caminin görbenisi artmakta
Cami karşısındaki tarih kokan çeşmeden
İnanın,,günümüzde hala tarih akmakta !
*
Yüzlerce kabir taşı , mermer mektuplar gibi
Karşıda Çakır Ağa Camii’ne bakmakta
Yalnızgöz Köprüsü’yle Saraçhane Köprüsü
Beş yüz metre ilerde el ele tutuşmakta
*
Bayezıt Köprüsü'yle Fatih ve de Kanuni
Bunlara eklenerek bütünlük sağlamakta
Tunca’nın Boynu’ndaki taştan gerdanlık gibi
Üstünden geçenlere minnetini sunmakta
*
İstanbul’un Fethi’nde iki yıl kadar önce
Aynı yıllardan kalma başka bir beylerbeyi
Şehabettin Paşa’nın yaptırdığı taş köprü
Üstündeki bir horoz motifinden ötürü
“Horozlu Köprü “diye dile gelmiş olsa da
Saraçhane Köprüsü adıyla anılmakta
*
Tunca’nın üstündeki güzel kemerleriyle
Sanki gelip-geçenin gözlerine bakmakta
Ve kendini buraya bırakıp gayba giden
Bânî’si,Şehabettin Paşa’yı aramakta!
............................*...........
Ali Koç Elegeçmez
ali koç elegeçmez
Viran Cami Şiiri
Edirne’de
Talât Paşa Mahallesinde
Viran Sokak derler bir sokaktayım
Eski günleri solumaktayım
*
Gördüm ki,
bombardıman edilmiş
bir sokak görüntüsünü oluşturan
eski ahşap evler arasında
elindeki usturayı
meşin kayışa sürterek bilemeye çalışan
eskiden kalma bir berber
zamanı kesmek ister gibi
bir gencin saçını keser
Ama nafile,
yükselmeye başlamış bile
eski evlerin yerine dikilen betonarme evler
Yine de,
bahçesinde
mor çiçekli erguvan ağacı olan ev
bana eski türküler söyler!
Beton binalar arasında sıkışıp kalmış
ve sıvaları dökülmüş başka bir kaç ev
İçimdeki kuşları dillendirirler
Der ki kuşlarım, koro halinde;
Kim bilir bu sokaktan
kimler gelip geçtiler?
Neler gördüler, neler geçirdiler ?
Baktım ,
gençliğimde yerde sürünen
Kazasker Cami
ayağa kalkmış
ama kuraklık çeker!
Küçük gövdesi, küçük kubbesi,
alçak minaresi ve minik bahçesiyle
Ve kapı girişindeki küçücük hazresiyle
Camiye gelenin dikkatini cezbeder
Ve cami içinde nostaljik bir rüzgâr eser
*
Hazrede sarıklı başıyla
ve üzerlerindeki
Osmanlıca yazılarıyla
tarih kokulu bir kaç mezar taşı
Acaba bu merhumlar kimlerdi?
dedirtirler
*
Bir öğlen vakti geçtim bu sokaktan,
Beynimde eski Edirne Türküleri
Zambaklı sümbüllü, âleli, güllü bahçeler.
*
Yürüdüm, birbirine karışmış
betonarme ve ahşap evlerin yanından
Yürüdüm... yürüdüm.. sedlere kadar
*
Elbetteki yalnız değildim canım
Yanımda Edirne'nin eski günleri
ve
yolun sonuna yaklaşmış olan
gençliğimle beraber
Ali Koç Elegeçmez
Ali Koç Elegeçmez
Koyunbaba Köprüsü Şiiri
( Halil MANUŞ )
Osmancık'ta ayakları, mazisi derinde
Nazlı nazlı akan Kızılırmak üzerinde
Altın kemer gibi durur en güzel yerinde
Koyunbaba köprüsü miras bize atadan
Koruyup yaşatmayı nasip etsin Yaradan
Asırlar geçmiş aradan, geçecek daha da
Kültür mirasımız değer biçilmez pahada
Var mı dünyada boy ölçebilen bu sahada?
Koyunbaba köprüsü miras bize atadan
Koruyup yaşatmayı nasip etsin Yaradan
Çıkıp da yürürken üzerinde baştanbaşa
Sanırsın dantel gibi şekil verilmiş taşa
İçtenlikle dersin; 'Daha uzun yıllar yaşa'
Koyunbaba köprüsü miras bize atadan
Koruyup yaşatmayı nasip etsin Yaradan
Boy boy dizilmiş; Küçük, orta, büyük kemerler
Geçmiş üzerinden nice paşalar ve erler
O gün bu gündür yapana hep dua ederler
Koyunbaba köprüsü miras bize atadan
Koruyup yaşatmayı nasip etsin Yaradan
Osmancık; Mutlu ol, tüm güzellikler sende bak
Kızılırmak; Bundan böyle daha da nazlı ak
Sizi selamlıyor kale burcundan bayrak
Koyunbaba köprüsü miras bize atadan
Koruyup yaşatmayı nasip etsin Yaradan
Halil MANUŞ
Halil MANUŞ
Antalya Şiiri
ANTALYA
Mavi atlas serilmiş ayağına,
Şans yüzüne gülmüş, gülsün Antalya.
Beydağları sıralanmış yanına,
Tüm dünya görmeye gelsin Antalya.
Bir yanın yaz, bir yanın kış,
Bir günde dört mevsim birden yaşanmış,
Yeryüzünde cennet bağışlanmış.
Benzeri olmayan ilsin Antalya.
Gece ay ışığın, gündüz güneşin,
Doğal harikan, tarihi geçmişin,
Yeryüzünde yoktur bir başka eşin,
Kadrini Türkiye bilsin Antalya.
Osman ARICI
Osman ARICI