Eğitim Sitesi

Türk-Arap Siyasi Münasebetleri, ders ve çalışma notu

Türk-Arap Siyasi Münasebetleri

Türk-Arap Siyasi Münasebetleri

Türk-Arap ilişkileri, Hz. Ömer zamanında başladı. Nihavent Savaşı'nı (642) kazanarak, İran'daki Sâsânî devletine son veren Müslüman Araplar, doğuya doğru ilerlediler ve Ceyhun nehrine ulaştılar. Ceyhun nehrinin ötesinde Türkler bulunuyordu. Böylece, Türklerle Müslüman Araplar ilk defa karşı karşıya gelmiş oldular.


 Emevîlerin, 661 yılında halifeliği ele geçirmelerinden sonra, Arapların, Türk ülkelerine doğru ilerleyişleri devam etti. Türkler ile Araplar arasındaki mücadelelerin en şiddetlisi, Emevîler zamanında oldu. Emevîlerin Horasan valisi Übeydullah Bin Ziyad, 674 yılında, Ceyhun nehrini geçerek, Maveraünnehir'in önemli şehirlerinden Buhara'yı kuşattı. Buhara'nın Türk asıllı melikesi Kabaç Hatun, ağır bir vergi karşılığında Übeydullah Bin Ziyad ile anlaşma yaptı. Bu anlaşmanın bir sonucu olarak Übeydullah Bin Ziyad, iki bin Türk gencini asker olarak ordusuna aldı. Böylece, Türkler ilk olarak İslâm Devleti'nde askerî görev almış oldular. 

 Müslüman Araplar, Horasan valisi Kuteybe Bin Müslim zamanında bütün Mavetaünnehir'i ele geçirdiler. Baykent, Buhara, Semerkant ve Kaşgar gibi önemli Türk şehirleri, Arapların eline geçti. Kuteybe'nin ölümünden sonra Araplar, Maveraünnehir'de tutunamadılar. Göktürklerin yeniden güçlendikleri dönemde Kültigin, Maveraünnehir'deki bazı yerleri Araplardan geri almayı başardı. Türk-Arap savaşları Türgişler zamanında da devam etti. Türgiş hükümdarı Sulu Kağan, Arapların elindeki bazı şehirleri geri aldı. Ancak, Sulu Kağan'ın öldürülmesi ve bir süre sonra Türgişlerin dağılması sonucu, Maveraünnehir'deki Arapların ilerleyişini durduracak bir Türk devleti kalmadı. Maveraünnehir bölgesi yeniden Arapların eline geçti. 

 IX. yüzyılın ortalarından itibaren gelişen askerî, ticarî ve dinî ilişkiler sonucu Türkler, büyük gruplar hâlinde Müslüman olmaya başladılar. Türk devletleri içinde İslâmiyet'i devlet dini olarak ilk kabul eden, İtil (Volga) Bulgar Devleti oldu. Bulgar hakanı Almuş, 920 yılında Halife el-Muktedir'den, din adamları ve camiler inşa etmek üzere ustalar istedi. X. yüzyılda Türklerin en büyük kolu olan Oğuzlar, Müslüman oldular. Müslüman olan Oğuzları, diğer Oğuzlardan ayırt etmek için, onlara," Müslüman Türk anlamında "Türkmen" adı verildi. 

 Türk- Arap İlişkileri

 1) Türk - Arap ilişkileri, Halife Ömer zamanında başladı. Bu dönemde İran'daki Sasanî Devleti'ne son veren Araplar, Ceyhun ırmağına ulaşarak Türklerle karşı karşıya geldiler.

 2) Ancak Türkler ile Araplar arasındaki mücadeleler, Emevîlerin ırkçı politikaları ve Arap olmayanlara karşı uyguladıkları baskılar nedeniyle şiddetlendi. Baykent, Buhara, Semerkant, Kaşgar gibi önemli Türk illeri, Arapların eline geçti.

 3) Göktürklerin yeniden güçlendikleri dönemde Kül Tekin, Maveraünnehir'deki bazı yerleri Araplardan geri aldı.

 4) Türgeşler zamanında da Türk - Arap savaşları devam etti. Ancak Türgeşlerin dağılmasından sonra Maveraünnehir'de Arapların ilerleyişini durduracak bir Türk devleti kalmadı.

 5) Emevîlerin, Arapları diğer Müslümanlardan üstün tutmaları ve Türklere karşı son derece sert davranmaları nedeniyle, Türklerin büyük kitleler hâlinde İslâmiyet! kabul etmeleri mümkün olmadı. Emevîler, gittikleri her yerde Türk illerini yakıp yıktılar. Emevîler, Müslümanlığı kabul etseler bile Türklere aynı baskıyı devam ettirdiler. Çünkü öncelikli amaçları zengin Türk kentlerini yağmalamak olan Emevîler, halka her türlü ağır vergiyi yüklemenin yanında çok sayıda Türk savaşçısını ve yöneticisini öldürdüler. Genç kadın ve erkekler ile çocukları köle olarak sattılar.

 6) Emevîlerin baskılarından ve vahşetinden bıkan Türkler ve İranlılar, Ebu Müslim yönetiminde ayaklandılar ve Abbasîleri destekleyerek Emevîlerin yıkılmasında önemli rol oynadılar.

 7) Abbasîlerin yönetime gelmelerinden sonra Türk - Arap ilişkilerinde yeni bir dönem başladı. Türkler, Talaş Savaşı'nda Çinlilere karşı Arapları desteklediler.

 8) Bu olaydan sonra Türk - Arap ilişkileri gelişmeye başladı. İlk olarak Karluk, Yağma ve Çiğil Türk boyları İslâmiyeti kabul ettiler.

 9) 9. yüzyıldan itibaren gelişen Türk - Arap ilişkileri sonucunda İslâmiyet, Türkler arasında yayılmaya başladı. Çünkü Türkler, Asya'nın güneybatısında siyasal açıdan doğan boşluğu doldurmak ve tek etkin güç olarak tüm bu bölgelerde Türk egemenliğini kurmak istediler. Sonuçta disiplinli, cesur ve törelerine bağlı Türk savaşçıları, Arap ordularında kısa zamanda yükselerek yönetici güç oldular.

 10) 10. yüzyılda Türklerin en büyük boyu olan Oğuzlar, Müslüman oldular. Müslüman olan Oğuzlara, diğer Oğuz boylarından ayırt etmek için, Müslüman Türk anlamında Türkmen adı verildi.

 11) Türkler, Abbasî Devleti'nde vezirlik, ordu komutanlığı, valilik gibi önemli görevler aldılar.

 12) 11. yüzyılda İslâm dünyasının liderliği Türklerin eline geçti.

 13) Abbasî Devleti'nde Türkler, devletin en güvenilir kuvveti durumuna gelmişti. Eyaletlerde çıkan pek çok ayaklanmayı Türkler bastırmıştı. Yiğitlikleri, ahlâkları, yaşayışları, görünüşleriyle devrin aydınları arasında, Türk sevgisi ve hayranlığı başlamıştı. Müslüman yazarlar, yapıtlarında yer yer Türklerin savaşçılıklarını anlatıyorlardı. Hatta bunlardan biri olan Câhiz (ölm. 870)'in, Türkleri anlattığı Fezail el-Etrak (Türklerin Faziletleri) yapıtı çok ünlüdür.

 14) Abbasîler döneminde önemli görevlere getirilen Türkler, etkili siyasal güç olmuşlardı. 

 Türk - Arap İlişkileri

 1. Türklerle Araplar arasındaki ilk ilişkiler Sasani aracılığıyla olmuştur.

 2. 642 Nihavend savaşı sonucunda Hz. Ömer döneminde Araplar Horasana dayanınca Türklerle Araplar ilk kez komşu oldular.

 3. Türklerle Araplar arasındaki ilk savaş Hz.Osman zamanında Hazar Türleri arasında olmuştur.

 4. En şiddetli savaşlar Emeviler zamanında oldu. Türgişler, Arapların Orta Asya'da yayılmasını engelledi.

 5. 751 Talas savaşı sonucunda Türklerle Araplar arasında dostluk ilişkileri başladı.


 4- TÜRK-İRAN İLİŞKİLERİ

 Orta Asya'da Kuzey Hun Devleti yıkılınca, Çin egemenliği altına girmek istemeyen Hunlar, batıya doğru göç ettiler. İtil'i (Volga) geçip Avrupa'ya doğru ilerleyen Hunların bir kısmı, güneye inerek Afganistan'ın kuzeyine yerleştiler. Afganistan'a yerleşen Hunlar, burada Akhunlar (Eftalitler) Devleti'ni kurdular ve İran'daki Sâsânî Devleti ile komşu oldular. Bu olay sonrası Türk-İran ilişkileri başlamış oldu.

 Akhunlar, sürekli olarak Sâsânilerle savaştılar. Akhunların saldırıları sonucu Sâsânîler yıkılma tehlikesi geçirdiler. Sâsânî hükümdarı II. Şahpur zamanında, Akhunlar ile anlaşma yapıldı ve bir barış dönemi yaşandı. Ancak, bu barış dönemi uzun sürmedi. Akhun hükümdarı Kün-Han (Ahşunvaz), Sâsânilerin iç işlerine karıştı ve himayesine aldığı Sâsânî veiahtı Firuz'u, İran'da tahta çıkardı.

 484 yılındaki Mazdek isyanı sırasında, İran'da büyük karışıklıklar ortaya çıktı. İsyancılar tarafından ele geçirilen Sâsânî hükümdarı Kavad hapsedildi. Bir süre sonra kurtulmayı başaran Kavad, Akhunlara sığındı. Akhunların yardımıyla Sâsâniler, Mazdek isyanını bastırdılar.

 Akhunlar, VI. yüzyılın başlarında en güçlü dönemlerini yaşarken, İran'da Anuşirvan, güçlü bir hükümdar olarak ortaya çıktı. Bu tarihlerde Orta Asya'da Göktürk Kağanlığı kurulmuş bulunuyordu.

 Göktürkler, kısa zamanda topraklarını genişleterek, Sâsânîler ve Akhunlar ile komşu oldular. Göktürklerin amacı, İpek Yolu'na egemen olmaktı. Göktürklerin batı kanadını yöneten İstemi Yabgu, bu amaçla Akhunlara karşı Sâsânilerle ittifak yaptı. Göktürkler ve Sâsâniler, ortak bir sefer düzenleyerek, Akhunlar Devleti'ne son verdiler. Ceyhun nehri sınır olmak üzere, Akhunların topraklarını aralarında paylaştılar.

 Ancak, Sâsânî hükümdarı Anuşirvan, anlaşmaya uymadı ve İpek Yolu ticaretini engellemeye başladı. İstemi Yabgu, bu kez Sâsânîlere karşı, Bizans ile ittifak yaptı. Sâsânîler, doğudan Türklerin, batıdan Bizanslıların hücumları sonucu iyice yıprandılar.

 Göktürkler, Sâsânîleri ortadan kaldıramamakla beraber, gelecekte İran'da fetihlere girişecek olan Müslümanların işini kolaylaştırmış oldular.

 Sâsânî Devleti'nin 642 yılında yıkılmasından sonra, batıya doğru olan Türk göçleri, İran üzerinden yapılmaya başlandı. Doğudan batıya doğru ilerleyen Türkler; İran, Irak, Azerbaycan ve Anadolu'ya yerleşerek, buralarda büyük devletler kurdular.

 Türk - İran İlişkileri

 1) Türk- İran ilişkileri, Akhunlar zamanında başladı (5. yüzyıl) Kuzey Hun Devleti'nin yıkılmasından sonra Afganistan dolaylarına gelip yerleşen Hunlar, burada Akhun Devleti'ni kurdular ve Sasanîlerle komşu oldular. Akhunlar, Sasanîlerle sürekli savaştılar.

 2) 552'de I. Göktürk Devleti'nin kurulmasıyla Türkler, batıda Sasanîlerle komşu oldular. Göktürklerin batı kanadını yöneten İstemi Yabgu, İpek Yolu'nu ele geçirmek amacıyla, Akhunlara karşı Sasanîlerle ittifak yaptı. Bu ittifak sonucu Akhun Devleti yıkıldı ve toprakları Göktürkler ile Sasanîler arasında paylaşıldı. Ancak, bir süre sonra Sasanîlerin İpek Yolu üzerindeki ticareti engellemeleri üzerine İstemi Yabgu, bu kez Sasanîlere karşı Bizans'la ittifak yaptı. Göktürk-Bizans ittifakı sonucunda, doğudan Göktürklerin, batıdan Bizans'ın askerî seferleri Sasanîlerin gücünün sarsılmasına ve yıkılma sürecine girmelerine neden oldu.

 3) Sasanî Devleti'nin yıkılmasından sonra batıya doğru olan Türk göçleri, İran üzerinden yapılmaya başlandı. Doğudan batıya doğru ilerleyen Türkler, İran, Irak ve Azerbaycan'a yerleşerek buralarda devletler kurdular. İran, uzun yıllar Büyük Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında kaldı.

 4) İran'la ticaret ilişkilerinin gelişmesi sonucu Soğdlu (İranlı) tüccarlar Türk ülkelerine gelmeye başlamışlardır. Türkler, İpek Yolu ticaretine egemen olmak amacıyla koloniler kuran bu tüccarlar aracılığı ile batı ülkeleri hakkında bilgi edinmişlerdir. Bu ilişkiler sonucu Türkleşen bazı Soğdlular Türk devletlerinde, yönetimde görevler almışlardır.

 Türk - İran İlişkileri

 Türklerle İranlılar arasında en yoğun ilişkiler Göktürkler döneminde oldu. İstemi Han, Sasanilerle ittifak kurarak Akhunları yıktılar.
 Avarlar, Sasanilerle ittifak kurarak İstanbul'u kuşattı.
 Türk - Bizans İlişkileri

 Türklerle Bizans arasında ilk ittifak Göktürkler döneminde İstemin han tarafından Sasanilere karşı oldu.
 Bizans'ı ilk kez vergiye bağlayan Atilla'dır. (Anatola ve Margius)
 Avarlar, Sasanilerle ittifak kurarak İstanbul'u kuşattılar.

Editör 3

Türk-Arap Siyasi Münasebetleri ders notu konu özeti çalışma notları özetler ders anlatım eğitim öğretim kaynakları Türk- Arap İlişkileri Türk – İran İlişkileri Türk – İran İlişkileri

Benzer Tarih Ders Notları

Türk-Arap Siyasi Münasebetleri Hakkında Yorum Yazın...
  

Türk-Arap Siyasi Münasebetleri Hakkında Yazılan Yorumlar

Sara Thank you

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Türk-Arap Siyasi Münasebetleri Ders Notu