Oduncu Ve Orman ( Ravza KORKMAZ )
Bir zamanlar küçücük kulübesinde yaşayan bir oduncu varmış. Bu oduncu ormandaki yaşlı ağaçları kesip, kestiği odunları şehirde satıp geçimini sağlarmış. Ancak bu oduncu ağaç keserken sadece yaşlı ağaçları kesermiş. Günlerden bir gün oduncu artık yoksulluktan bıkmış. Ne zaman rahat yaşayacağım diye günden güne düşünür olmuş. Bir gün oduncu yine ormanda odun kesiyormuş. Sonunda yoksulluktan nasıl kurtulacağını bulmuş. Kendi kendine: Ben neden bunu daha önce düşünemedim ki? Yoksulluktan kurtulmam için sadece yaşlı değil bütün ağaçları kesersem daha çok param olur ve artık hiç yoksul kalmam demiş. O günden sonra oduncu sadece yaşlı değil bütün ağaçları kesmeye başlamış. Hatta kestiği ağaçların yerine fidan bile ekmiyormuş oduncu. Bu yüzden ormandaki ağaçlar günden güne azalıyormuş. Oduncu yine bir gün ormana gittiğinde hiç ağaç kalmadığını görmüş. Hemen kulübesine gidip topladığı odunları şehirde satmış. Gerçekten de hayal ettiği gibi birsürü parası olmuş. Oduncu ilk önce bir köye yerleşmiş. Daha sonra kendine bir ev almış. Birkaç gün sonra köyün ağasının kızıyla evlenmiş. Oduncu daha çok param var diye paradan uçurtmalar yapmaya, nehirlere taş yerine altınlar atmaya başlamış. Köylülerle artık "fakirler" diye onları azarlamaya başlamış. Köylüler bu duruma çok üzülüyorlarmış. Bir gün oduncunun tamamen parası bitmiş. Tabii oduncu artık fakir olduğu için ağanın kızı hem oduncudan ayrılmış hem de oduncu fakir kalmış. Paralarla birlikte ev de gitmiş tabii ki. Oduncu köylülerden kendisi için yardım istemiş. Ama köylüler hiç oralı olmamış. Ona yaptığı kötülükleri anlatmışlar. Oduncu kendinden utanmış. Eski küçük kulübesine geri dönmüş. Tabii orman diye bir şey kalmayınca da yaptığı cimriliği hayatıyla ödemiş.
Son Pişmanlık ( Emir Bakar )
Bir gün Ahmet adlı bir çocuk dışarda otururken en yakın arkadaşı Buğra geldi ve oynadılar. Dışarıda Buğra sıkılmıştı Ahmet'te sıkılmıştı birden en iyi komşuları taşınıyordu o da üzüldü ama onun yaşında yani on iki yaşında bir çocuk ve ailesi gelecekti. Bir kamyon geldi ve içinden iki görevli çıktı ve eşya taşımaya başladı Ahmet heralde yeni taşınacak ailenin eşyalarıdır dedi. Tam o sırada hava kararmaya başladı Ahmet ve Buğra evlerine çıktı ikinci gün eve aile gelmişti ve evde normal hayat yaşıyorlardı. Ahmet dayanamayıp kapıyı çaldı birden önüne o çocuk çıktı ve dedi ki ne oldu tam o sırada Buğra geldi ve atıldı merhaba biz senle tanışmak istemiştik dedi. Çocukla tanıştılar ve ismini öğrendiler ismi Mert'ti birlikte oyun oynadılar top oynarken birden düştü Ahmet ve Mert'i suçladım Mert dedi ki ben yapmadım Ahmet yalan atma! dedi Mertle konuşmadı küstü Mertte Ahmete küstü sonra iki ay küstüler ve bir gün Mertin babasının tayini çıktı ve taşındılar Ahmet bunu duyunca çok üzüldü yaptığı hatanın farkına vardı. Son pimalık fayda etmez.
Doğruluğa Yanaş ( IRMAK DEMIRHAN )
MERHABA BENIM ADIM DERYA KOTU MU IYI MI BILMEM AMA SIZINLE BIR ANIMI PAYLASACAK HEMDE HISLERIMI KAGIDA DOKECEGIM. ISTE SONUNDA OKULA GELMISTIM ONLA KARSILASTIM .hıc sevmıyordum Cansu yu . Tahmın ettıgınız gıbı karsılastıgım kısıyde oydu.Bırazdan anlatacaklarımı ogrenınce gercektenmı dedıgınızı duyacagım .Cansu eskıden cok ıyı bır arkadasımdı ama son zamanlarda Cansu cokj degısmıstı .Aramızda cok acıldı .Yan sınıftan cok sevdıgım 3 arkadasım vardı.Ceyda Meryem Yesım dı .Hepsını ayrı ayrı cok sevıyordum galıba cansu kıskanıyordu bır gun elımde cubuk kraker vardı ayıp olmasın dıye tam ona ıkranm edecekken paketten 10 15 tane cubuk kraker aldı. Ardından parmaklarını yaladı ve bıraz daha aldı. Ona cubuk krakerı uzatıp bu saygısızlıktır al hepsı senın olsun dedım ve gıttım .1 kac gun sonra hastalandım.Geldıgımde Derya Derya kos sana bır sey anlatacagım dedı.Ayıp olmasın dıye yanınana gıttım .Bana senın oı cok sevdıgın arkadasların sen yokken bana celme takıp saldırdılar zaten senın cok kotu arkadasların var dedı.ONA Inanmadım cunku bana hep yalan soylerdı.Bunu arkadaslarıma soyleyıyınce oyle bır sey olmadı dedıler.Bızde ona bır ders vermeyı dusunduk ona gelıp gecpı celme taktık yalan soyledık.Ardından bunkları neden yaptıgımızı yaptıklarımız ıcın ozurdıledıgımızı ve yaptıgı hataları bır daha yapmamasını yalanın kotu bır sey oldugunu anlattık soz arkadaslar bır daha olmaz dedı .Umarız oyle olur . 4 sını ogrencısı yazmıstır.
Okul Eşyaları ( Melis )
Kalem ben en güzeliyim diye bağırıyormuş. Kalemtraş kalemin sözünü kesmiş. Ben onu açmasam bütün çocuklar onu çöpe atıyor. Onun bütün güzelliğini ben yapıyorum demiş. Kalem hiç de bile ben her zaman güzelim demiş. Bizi kullanan çocuğun yaptıklarına rağmen güzelim. Silgi atılmış artık senin yanlışlarını silmekten bıktım. Beyaz rengim siyaha döndü. Onların yuvası olan kalemlik ben olmasaydım siz nerede yaşardınız bilemem demiş. Not Defteri kavga etmeyin arkadaşlar. Ben işlerinizden en kötü olanıyım. Her sayfam karalanmış. Ama ne kendimi övüyorum ne de itiraz ediyorum demiş. Kalem, silgi, kalemtraş ve kalemlikte not defterine katılmış. Not defterinin bir sayfasına yazı yazmışlar. Ey bizi kullanan çocuk biz senden ne çektik ama sen bizim hâlâ kıymetimizi bilmiyorsun. Lütfen bizi düzenli ve özenli kullan. Yazan okul eşyaları. Çocuk bu notu görmüş. Artık okul eşyalarını Hep düzenli kullanmış. Hem çocuk hem okul eşyaları mutlu olmuş. Bu Masalı okuyanın başına üç elma düşmüş...
Şaka Günü ( ASYA ECRİN )
O SABAH KALKTIĞIMDA KARDEŞİM OYUN OYNUYORDU . BEN İSE KARDEŞİM YÜZÜNDEN UYANDIM. BUGÜN CUMARTESİYDİ . ÇOK SEVİNDİM ÇÜNKÜ BUGÜN ŞAKA HAFTA SONUYDU . HU HUUU . HERŞEYİMİ HAZIRLADIM İLK ŞAKAM SOLUCANLI SOSİS İDİ TABİ GERÇEK SOLUCAN DEĞİL
YAPMAK İÇİN SOSİSİ YAPIN EKMEK ARASINA KOYUN , BİR KAÇ PİLAV PİŞİRİN , 6 TANE PİŞMEMİŞ PİLAVI ALIN UCUNU BOYAYIN VE SOSİSE DİK BİR ŞEKİLDE KOYUN İŞTE HAZIR . BENİM KARDEŞİMİN EN ZAYIF ZAMANLARI SABAHTIR .SABAH İKEN ONA HER ŞEYİ YEDİREBİLİRSİNİZ .
5 DAKİKA SONRA KARDEŞİM BANA ÇOK KIZDI BANA BEDELİNİ BAŞKA BİR ŞAKAYLA ÖDETİCEK GALİBA . HA HA .O BANA DAHA KÖTÜ BİR ŞAKA HAZIRLADI GALİBA
DEVAMI GELECEK ...
Satılık Masallar ( ASYA ECRİN )
Bir zamanlar küçük bir kasabaya masalcı amca gelmiş. Kasabanın orta yerinde bir çadır açmış.
- Masallar alırım, yok mu bana masal satan diye, bağırmaya başlamış . Çocuklar merakla çadıra yanaşmışmışlar sormuşlar
- Amca nasıl masallar alırsın, diye sormuşlar. Masalcı amca ise;
- Dedeniz, nineniz size hiç masal anlatmadı mı demiş çocuklar ise;
- Anlattı tabi demişler her bir ağızdan. Çocuklar masallarını anlatmışlar, masalcı amca ise beğendiği masallara 100 lira veriyormuş, çocuklar artık anlatacak masallar bulamamamışlar daha fazla para hırsı ile uyduruk masallar anlatmaya başlamışlar.
Masalcı amca ise gittikçe masalların uyduruk olduğunu anlamış. Ve artık çocuklara para vermez olmuş. Çocuklar hatalarını anlamışlar ve bir daha yalan söylememeye karar vermişler. Ama iş işten geçmiş bile. Siz siz olun yalan söylemeyin.