selim ADIM Can dostuma selamlar, ancak senin gibi gönül ehli, kelime üstadı bu şiiri yazabilir. Nice şiirli ve şuurlu günlere
Ademoğlu
Malîk-ül Mülk yaratır, seni bir tohum yapar,
Özünü nutfe yapıp, sonra dünyaya atar.
Toprağın olur anan, merhametle kuşatır,
Can suyu olur baban, büyütür insan yapar.
Hak Teâla yaratır, “Ademoğlu” der sana,
Sonra tutar indirir, meşakkat dünyasına,
Sen nefsini yerdikçe;nazar eder aslına,
O zaman erişirsin, insan olma vasfına.
Yüce Mevlâ çağırır, beş vakit huzuruna
Kâbe’ye nur indirir, dağıtır kullarına,
Sen yüzünü dönersen; o nur dolar bağrına,
Yıkar seni, arıtır, uzak eder nârına.
Turan sana kul olsa, başka bir şey istemez,
Servilere dal olsa, her rüzgârda inlemez!
Yol bilenler hep susar, herkese sır söylemez,
Hâl’den bî haber olan, Hak sözünü dinlemez!
Turan AKBULUT Şiirleri
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Turan AKBULUT Şiirleri:
Her sabah yeni baştan yolunu gözlüyorum
Nerdesin?Yine yoksun! Seni çok özlüyorum…
Merhametin varsa gel, birazcık acı bana!
Yüreğim dayanmıyor hiç senin yokluğuna…
Bir bilsen ne kadar çok ihtiyacım var sana
Güneş aydınlatmıyor, gözlerin lazım bana…
Saklama ne olursun gözlerini gözlerimden,
En değerli hazinemi sakın alma elimden.
Atmaz durur yüreğim, senini şavkın vurmadan
Çevrende dönüyorum görmez misin durmadan…
Ben ay misali her an mecburum ışığına…
Sensiz kimse şahit olmaz benim varlığıma.
Gel, her gün yeniden doğ, hayat ver şu dünyama…
Zira var olmak için, muhtacım varlığına.
Turan AKBULUT
Ey! Duruşu mahur,
bakışı mahmur mum çiçeği.
Senin payına mı düştü
bu dalgalı hayatın
sahillerinde solmak.
sana mı kaldı, en ağır yükü
omuzlarınla kaldırmak.
Sen ki,
güneşler açtırmalısın
en karanlık gecelerin
ufuksuz şafaklarında.
pervasız gölgelerde
ışığa koşmalısın
delicesine....
Sen ki,
umudu sulamalısın
gözlerinden süzülen
damla damla çiğlerden.
kokular salmalısın dört bir yana
yaprak misali kirpiklerinden...
gözlerinden hüzün değil
yemyeşil düşler akmalı.
güneş açınca gözlerini,
ilk senin yüzüne bakmalı...
Hayran olmalı sana Hilâl,
dili tutulmalı dolunayın,
Mehtap, yüzünden almalı
o parlak ışığını.
simsiyah gökyüzünde,
samanyolu saçlarında,
yıldızlar parlamalı.
denizin suyunda
göklerin değil,
gözlerinin rengi olmalı
ve balıklar
hayatı engin sular yerine
gözlerinde bulmalı.
sararmış başaklarla değil,
saçlarınla oynaşmalı rüzgarlar,
kirpiklerine tutunmalı kuşlar
ve ceylanlar
göğsünde uyumalı.
hadi gülümse artık,
özüne banıp da kansın arılar.
kokunu yaysınlar
yedi düvele.
o zaman fark edeceksin
sevda denen gerçeği,
Ey! Duruşu mahur,
bakışı mahmur mum çiçeği.
Turan AKBULUT(LEYSEYUP)
Turan AKBULUT
Malîk-ül Mülk yaratır, seni bir tohum yapar,
Özünü nutfe yapıp, sonra dünyaya atar.
Toprağın olur anan, merhametle kuşatır,
Can suyu olur baban, büyütür insan yapar.
Hak Teâla yaratır, “Ademoğlu” der sana,
Sonra tutar indirir, meşakkat dünyasına,
Sen nefsini yerdikçe;nazar eder aslına,
O zaman erişirsin, insan olma vasfına.
Yüce Mevlâ çağırır, beş vakit huzuruna
Kâbe’ye nur indirir, dağıtır kullarına,
Sen yüzünü dönersen; o nur dolar bağrına,
Yıkar seni, arıtır, uzak eder nârına.
Turan sana kul olsa, başka bir şey istemez,
Servilere dal olsa, her rüzgârda inlemez!
Yol bilenler hep susar, herkese sır söylemez,
Hâl’den bî haber olan, Hak sözünü dinlemez!
Turan AKBULUT