Eğitim Sitesi

Adı Unutulmuş Kristal Ruhlar Şiiri

Adı Unutulmuş Kristal Ruhlar

Zinde emellerle yol alabilenler tanıyabilmişti endam aynasını

Okyanus damlaları olanlar bakıyordu aynaya

Devşirme sevdaların ilmik edilmiş görüntüsü değil

Sade ve öze ait samimiyet çerçevesiydi dile gelen



Anlaşılamamak ise onların yuvasındaki kanat sesleri..

Bir yusufçuk ızdırabıyla gerilimin adı

Ölülerin kalabalık merasimde resepsiyon ayırmasının tadı

Bir sofra kurulmuşsa oturmaktır sonsuza giden kaldırıma

Mancınık alevleriyle yükselmez bu ideal

Nefsin intihar etmesini beklemek ise beyhude bir ritüel

Gagasında pençe taşıyan intikam süvarileri de kanat çırparlar

Anlaşılamamak ise onların zümrüt yuvasındaki kanat sesleri.



Direnç bakışlarında hayat yoğrulur

Başak gibi eğilip yeniden doğrulmadır zafer

Beka mıknatısı çağrılmadan çeker onları

Kalp haritasındadır bu yolculuk, yolcudan ötürü…



Gürsel ÇOPUR



Gürsel ÇOPUR Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Gürsel ÇOPUR Şiirleri:

Kırlangıçlar Anlatır Süzülüşümüzü

Ezik kabukların altında bedenler ve ayaklar

Bulutları yırtarcasına bir serzeniş helezonu

Batmayan güneş hülyasıyla biriken kalabalıklar

Ses çıkarmada parklarda ve bahçelerde

Süzülen kanatlar örterken üzerlerini

Aynalarda görünmeyen varlık nakışları

İğne ucunun sızısında el emeği de varken

Acı ve sızı hediye derin bakışlarda

Kapısı kilitli yudum dakikalarının ölçeğinde

Raf raf dizilmiş kitapların verdiği bir huzur

Aslında hepsi bir süzülüştür hayata

Hayata kitap mikyasında bakabilenlere

Susamadan susuzluğu anlamak zirvesizlik

Süzülen kanatlar çırpınışları fısıldamada

Basamak basamak gelen saat kıvılcımında

Her adım bir istikbal veya süzülüş

Günahsızlığın rengi insana bir örnek

Bebek dudaklarında enfes iksir kurdelesi

Hayatın boğumunda eritilen kişilik

Karanfil iskeletin tattığı hazdır insanlık yolu

Hayata süzülen kanat tülünde…



Gürsel ÇOPUR




Gürsel ÇOPUR

Adı Unutulmuş Kristal Ruhlar

Zinde emellerle yol alabilenler tanıyabilmişti endam aynasını

Okyanus damlaları olanlar bakıyordu aynaya

Devşirme sevdaların ilmik edilmiş görüntüsü değil

Sade ve öze ait samimiyet çerçevesiydi dile gelen



Anlaşılamamak ise onların yuvasındaki kanat sesleri..

Bir yusufçuk ızdırabıyla gerilimin adı

Ölülerin kalabalık merasimde resepsiyon ayırmasının tadı

Bir sofra kurulmuşsa oturmaktır sonsuza giden kaldırıma

Mancınık alevleriyle yükselmez bu ideal

Nefsin intihar etmesini beklemek ise beyhude bir ritüel

Gagasında pençe taşıyan intikam süvarileri de kanat çırparlar

Anlaşılamamak ise onların zümrüt yuvasındaki kanat sesleri.



Direnç bakışlarında hayat yoğrulur

Başak gibi eğilip yeniden doğrulmadır zafer

Beka mıknatısı çağrılmadan çeker onları

Kalp haritasındadır bu yolculuk, yolcudan ötürü…



Gürsel ÇOPUR




Gürsel ÇOPUR

Yakamozu Besleyen Gözyaşı

Belkemiğinde büyüdü Çınar!

Çınara tebessüm yağdıran bahar akşamları toplanmıştı rüyama

İrkildim, yutkundum ve ağladım geçen zamana

Gökyüzüne doğru kalkan tozlar için değil,

Hayal süpürgesinde geri adım atamadığım için

Her temizlik sayfası bana bu cümleyi yazdırmamıştı

Mezar taşımın cumbasında seyahat etmeyeli



Tefekkür bir güvercin kanadı ve taşıdığı helecan iksiri

Kapanmadı gözler bin bir renge girerken

Bir bekçi geldi ayak ucuma

Topraktaki gözyaşlarımı siliyordu hızlıca

İyiliğin anahtarını düşürdü sandım, kızmadım gençliğime!

Akan her damla bana gurbet hatırası

Sırtımdaki labirent adımlı delikanlı ise cabası



Bir şakayık gördüm kaf dağı penceresinde

Dertli maşukun dilinden anlayan bir beşik ile

Mezar yolculuğu aynı yol üzerindeydi..

Çünkü sonsuzluğa gidenlerin ayak izleri vardı orada

Bir kutlu el kainatın özüne kulak kesilmişti

İplik vardı nurlu ellerinde

Meşaleler altın sıcaklığına batırılmışçasına süzüyordu onu

Potada eritilen benlik, bir soru sormuştu aşk meclisine

Aşk, taştığında dile gelir!

Yanmayan yakamazdı sicim olmuş gözlerin aşkını



Aşk’a engel olacaksa bir iplik

Mesafeler ilerlemez, şiraze dağılırdı

Kâinat cetvelinde bir darağacı uzaklığındaydı

Kalbi bağlayan ip, hayatı eritebilirdi

Bu ip, o eve de girmemeliydi!



Bir meczup kırmıştı artık asasını

İsyan kıvılcımları bal ülkesine misafir olurken

İhtiyar dünya fidye veriyordu genç aynalara

Korsan tavsiyelerin sarmaşık kurduğu göz istikbalinde

Bir sütun daha yıkılmıştı kalp atışıyla..

Gözyaşları, kainatı aşk ile sulamıştı.



Gürsel ÇOPUR


Gürsel ÇOPUR

Adı Unutulmuş Kristal Ruhlar Şiiri