Arayıp Sormasın Beni
Benden selam söyleyin, o vefasıza!
Bundan sonra, arayıp sormasın beni.
Unutup adını ya dost, sildim gönülden;
Bir başka yar sevmez, sanmasın beni.
Yıllarımı heba ettim, boşu-boşuna!
Dert deryası ömrüm, başlı başına.
Meyil etmem ya dost, onun yurduna;
Boşa el alemden, sormasın beni.
Sefil baykuş gibi, viranda kalsın!
Oturup o kendi, haline baksın.
Dönüp gelir diye ya dost, bekleyip yansın;
Hayalinde düşünde, görmesin beni.
Mevlasından başka, bir yar dilesin.
Kul Okyayı gayri, öldü bellesin!
O kendi kendine ya dost, çalıp söylesin;
Her iki çihada, görmesin beni.
Hanifi OKYAY 28.09.2018 / 10:30
Hanifi OKYAY Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Gonümün Yerisin Sevdiğim
Ne yaprağın dökülsün, ne gülün solsun!
Hilalin batarken, güneşin doğsun.
Sana gelen bütün,dert benim olsun;
Şu garip gonümün,yeri'sin sevdiğim.
İstemem zülfüne,düşmesin aklar.
Hep gülsün,gözünden akmasın yaşlar.
Kıskansın seherde ötüşen kuşlar;
Şu garip gonümün,varısın sevdiğim.
Şeyda bülbül'ümsün,gonüm kafeste!
Yoluna sereyim,gül deste-deste.
Kul Okyay der ki! En son nefeste;
Bu garip gonümün,yari'sin sevdiğim.
Hanifi OKYAY 21.09.2018 / 11:50
Hanifi OKYAY
Baba Masihatı
Rahmetli babamın altınmış sözleri!
Kendine bir yaren seç derdi bana.
Her olura olmaza sırrını verme!
Kendini bilmezden kaç derdi bana.
Her yüze güleni dostun sama;
Dil tatlı söyler sakın ha aldanma!
Dik başlı olup, da asla gururlanma;
Kul hata işler bunu bil derdi bana.
Damla-damla yavrum ömrün dolunca:
Has bahcanda açan gülün solunca
Efkarın artıp da kıvam bulunca
Sen benim babamsın iç derdi bana.
Eren meçlisinde hiç başa geçme;
Evin dahi olsa yatma sere-serpe!
Bir gün geleceksin oğul gittiğim yere;
Kendini bilerek göç derdi bana.
Kul Okyay'ım her sözün değeri varmış!
Onu anlamakta meğer çok geç kalınmış!
Bu dünya fani işte hani kime kalmış?
Sen sen ol da dünyalıktan geç derdi bana.
Hanifi okyay 30,04,2005 /22:30
Hanifi OKYAY
Emmioğlu
Zaman mı değişti yoksa insanoğlu mu?
Biz ne olduğumuzu unuttuk be emmioğlu.
Çağ mı atladık yoksa geri mi gittik!
Biz kim olduğumuzu unuttuk be emmioğlu.
Yaban elde hemen tanışıp kaynaşır’idik;
Acı soğan ile kuru ekmeği bölüşür’idik,
birlikte ağlayıp birlikte güler’idik;
Şimdi bacı gardaş düşman olduk emmioğlu.
Ayıptır söylemesi herkes kuyu kazıyor;
Nimet çok geldi yiyip-yiyip de azıyor!
İnsanlar cin olmadan adam çarpıyor;
Hakkı hukuku unuttuk be dayıoğlu.
Herkes neşrediyor ne yiyip içtiğini
Bebeler kendisi giyiyor kendi seçtiğini
Cılız diye köylü bile biçmiyor ektiğini
Biz Rahman'a şükrü unuttuk be emmioğlu.
İnsan onuru satılık bir paket makarnaya!
Reçberimin yüzü yok! Gidemiyor tarlaya;
Sümüklü bu ne iğrenç bir şey diyorlar bamyaya
Biz kaderi kısmeti unuttuk be halaoğlu.
Abdest'i namazı -niyazı askıya aldık,
Kur'an-ı torbalayıp duvara astık;
Oruç'u zekat’ı kazaya sefere saydık:
Biz dini İslam-ı da unuttuk be emmioğlu.
Hiç saygı kalmadı ana ile babaya!
Çok menfaatler girdi gardaş ile araya,
damlar da yatar iken sımaz olduk saraya;
Biz aile bağlarını da kopardık be emmioğlu.
Nacizane birazcık dukundum gönül telinize.
Bir çareyim sığınmak istedim merhametinize.
Kul Okyay inanın muhtaç tatlı dilinize.
Biz sevgiyi, saygıyı da mı unuttuk be emmioğlu?
Hanifi OKYAY 27,03,2013 /14:30
Hanifi OKYAY