Hacer ALTUNTAŞ Ben çok beğendim .Güzel olmuş.
Arkadaş
ARKADAŞ;
Tek kelimeyle sıcak.
Bakınız odayı nasıl ısıtacak.
Sanacaksınız geldi yaz.
Ama dışarısı ayaz.
Bu gurbet elde kim var ki,
Bundan daha yakın.
Bana bu duyguyu veren
Arkadaşlık sıcak.
Bir uçta sen, bir uçta ben .
İşte böyle ders çalışırken
Oda soğuk, arkadaşlık sıcak
Arkadaşlık odayı ısıtacak.
Gülhan MUTLU Şiirleri
Yazılan son 4 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 4 yorum yazılmış.
Benzer Gülhan MUTLU Şiirleri:
Güneşim ben,
Uzay boşluğunun o parlak cismi.
Hani o sonsuz boşluktaki
Ateş kütlesi.
Evlatlarım var dokuz tane.
Sizleri anne ve babalarınızın sevdiği kadar,
Bende onları seviyorum.
Her biri bir parçam benim.
Sizlerin analarınızın eteklerinde döndüğünüz gibi
Dönerler çevremde.
Etrafımdan uzaklaşmalarına izin vermem
Tıpkı sizin anneleriniz gibi.
Güneşim ben;
Sizlere hayat veren ,
Üşüyeceksiniz diye
Sizleri görmeye zamanında gelen.
Hani az ısıttığım zaman
O güneşli yaz günlerini beklerken
Sizin özlemle beklediğiniz ben...
Bitkilere hayat veren ,
Havanın temizlenmesinde rolü olan,
Sizlerin:
“ Ormanların hepsini yaksak,
Onun kadar ısıtamayız dünyayı”
Dediğiniz ben...
Kemiklerinizi koruyan,
Sizlere hem hava hem sağlık veren,
Güneşim ben...
Gülhan MUTLU
Ben güneşim.
Sabahleyin pencerelerinize vurup
“Günaydın, haydi kalkın” diyorum.
Sonra sizin yüzünüzü aydınlatıp
İçinize sevinç dolduruyorum.
Ben doğmadığım zaman
Yerimi Ay’la yıldızlara veriyorum.
Ben güneşim,
Bitkiler, ben olmayınca
Havanı kirletiyor.
Evinize ben gelmediğim de
Doktorlar geliyor.
Biliyorum, beni merak edip
Uydular gönderiyorsunuz.
Ben Ay’ın ardına girince
Güneş tutuldu diyorsunuz.
Söyleyin çocuklar,
Beni siz,
Çok çok mu seviyorsunuz?
Gülhan MUTLU
EŞ SESLİLER DÜNYASI...
Ağacın altında içerken çay
Akıp gidiyor yol kenarında çay.
Çayın kenarında var bir gül.
Rengi bayrağımın rengi,al.
Arkadaşıma dedim; “Bu gülü al.”
Arkadaşım , çayın kıyısına indi.
Alırken battı gülün dikeni eline.
Sonra bana bakarak:
“Hele bir gül…” dedi kızarak.
“Eller, halimden anlamaz.” Dedi,
İçini çekerek.
Çay kenarında Ali dayının bağları,
Çayın içinden geçerken ıslandı,
Kara ayakkabımın bağları.
Tam çaydan karaya çıkarken,
Geçti yoldan kır bir at.
Üzerinde saçları kır Ali dayı.
Yanına çağırdı beni,
Atladım kır atın üzerine.
Dikkatimi çekti,
Ali dayının yanağındaki beni.
Sürdük gittik, uzakta saçları yakmış,
Yufka pişiren Ayşe ninenin yanına.
Oraya varınca indik attan,
Ali dayı, attı yere elindeki beli.
Bugün bahçeyi bellemişti,
Çokta yorulmuştu Ali Dayı.
Hemen satır aldı eline,
Elini dayadı beline.
Sonrada başladı,
Etleri ufak ufak kesmeye.
Etleri yufkalara sararak,
Yedik bizde afiyetle.
Başta duran Ayşe nine,
Başta duran örtüsünü düzeltti
Sonra ayağa kalkarak,
Dayadı ellerini beline.
Yorgundu yüzünden belli,
Yüz yufka açmıştı, sabahtan beri.
Ali dayı da yorgundu.
Koyunca başını toprağa
Uyuyuverdi Ali dayı.
Ben de oturdum bir kenara
Bu yazın tadını çıkara çıkara.
Bir türkü tutturdum,
Bir taraftan da
Yaşadıklarımı yazdım satır satır,
Kara kaplı deftere.
Gülhan MUTLU
Gülhan MUTLU