Belki De
Bir uzun gecenin karanlığında
Sabaha kadar hep seni bekledim
Kulağım kapıda, gözlerim yolda,
Çektiğim hasrete çile ekledim.
Gelmedin de yolda kaldı gözlerim,
İnan gülüm yalan değil sözlerim.
Adını bir daha anayım diye,
Takvime bir yaprak daha ekledim.
Belki de sıkılır, bıkarsın diye
Gelir de karşıma çıkarsın diye
Olur ya kızar da sıkarsın diye
Şarjöre bir mermi daha ekledim.
Turan AKBULUT Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Nasihat
Dünya zor bir sınavdır, kendini salma sakın
Ateşi su gibidir, içine dalma sakın
Meziyeti hiledir, sahibi hilebazlar
Sana inci sunsalar, kanıp da alma sakın
Seyr-i süluk yolunda, sen salât-ı daim ol
Eziyet bile görsen, insanlara naim ol
Marifeti yalandır, müdavimi yalancı
Doğruluktan ayrılma, yolunda hep kaim ol.
Mutu kable ente mut; sırrına er de kurtul
Ölmeden evvel ölüp, hesabı ver de kurtul
Mürşidin gül olsun ki, sen de bülbül olasın
Seher vakti ağla hep, goncagül der de kurtul.
Sen Hakk'ı arar isen, şöyle bir dolaş burda
Bu yol cefa yoludur, belâya bulaş burda
Rızanın anahtarı, sabır kapısındadır
Eğer âşık isen gel, mâşuka ulaş burda.
Dil olmak istiyorsan, önce kulak ol da gel
Masivâdan el çekip, dosdoğru bir yolda gel
Nasihatı evvela kendin dinle sen Turan
Gönül pınarına dal, Kevser ile dol da gel.
TURAN AKBULUT
Turan AKBULUT
Bayrak Ve Toprak
Vatan denmez, bir milletin kanıyla ıslanmadıkça toprak!
Can verilmez, o kanların rengine boyanmadıkça bayrak!
Bir milletin namusu, şerefi ve haysiyeti bayraktır.
Hürriyeti hak etmeyen milletin, bayrağı da tutsaktır!
Ezelden iki kardeş gibi sarmaş dolaş, bayrak ve toprak,
Kan dökmeden kurtarılmaz bir vatan, yalnızca ağlayarak!
Bu vatan evlatları, bayrak için seve seve ölürler,
Ondan alır rengini, kabrini süsleyen kırmızı güller.
Onun kızıl koynunda buluşur gökteki hilal ve yıldız,
Işıkları, bu mukaddes toprağa vurup akseder yalnız.
Ey güzel bayrağım! Mahşere kadar gökyüzünde dalgalan!
Damarımda böyle aktıkça bu kan, ben gölgenden ayrılmam!
Turan AKBULUT
Feryat
Yüreğimde aşılmadık nice yüksek dağlar var
Her bir dağın zirvesinden dertler çığ olur akar!
Aşsam desem aşılmaz, kaçmak istesem kaçılmaz!
Bendeki bu dertli yürek, hiç kimseye açılmaz!
Gün olur, meltem eser o dağların eteğinden,
Gün olur, kasırgalar bastırır gelir zirveden
Akar gün olurda sular, alır beni götürür!
Bu dertli yürek korkarım bir gün beni öldürür
Her ne desem fayda yok, ah ne söylesem dinlemez.
Derdi olmasa yüreğimin, elbet böyle inlemez…
Yıllardır ararım da; derdime ortak bulamam…
Bende bu yürek varken; bu dertlerden kurtulamam.
İçimdeki yalnızlık bastırır da isyanımı
Hiç kimseye duyuramam, bu sessiz feryadımı!
Allah’ım, ne gün bitecek içimdeki yalnızlık?
Dindir acımı- razıyım, olsa bile bir anlık-
Ya Rab! Bir dost ver bana, halimi anlayan…
Hâldaş olup hâllerime, dertlerime ağlayan…
Anlatamaz derdimi dil, hiçbir gönül anlamaz
Kalemler yazmaz inan, kelimeler anlatamaz…
Artık sustu dilim, gayri derdimi yazmaz kalem,
Bundan öte ben susayım; siz anlayın vesselam…
Turan AKBULUT