Eğitim Sitesi

Değerimiz Bilinsin Şiiri

Değerimiz Bilinsin

DEĞERİMİZ BİLİNSİN

Ölüm nedir ki
Kaşla göz arasında
Anlamsız bir duygu
Kifayesiz bir anlatım
Buslatın gülüşü
Celladın başımızda
Salladığı yağlı ilmek
Yok korkumuz
Bozulmaz direncimiz
Kâbusmu?
Vız gelir
Asıl bizi korkutan
Ölmek değil
Ölmemekten korkmak
İşte budur
Sevgisizlik
Karanlık vicdanların
Ürpertisi
Kızıl kıyametin
Arş'a çıkan
Zulmün yer yüzünü
Nefretle kinle
Kapladığı
Korkunç sesi
Rüyalarımızda
Karabasan
Cinnet fedayisi
İblis maskesi
Oldu
Şafak vakti şahitti
Bir avuç göz yaşı
Emek kadar kutsal
Ekmek kadar
Namuslu
Soğuk omuzlarımızdan
Akan terler
Şeref madalyası
DENİZ'İM HÜSEYİN'İM YUSUF'UM
Fark etmez
Gocunmak biz'e
İdam mangası
Fırsat bekliyor
Son sigaramızı içiyoruz
Dünya'ya son gözle
Bakıyoruz
Suçumuz insanlık mücadelesi
Çiyanların somurtan
Yüzünde
İğrençliği küstahlığı
Görüyoruz
Son kez babamızı anamızı
Vatanımızı yoksul
Halkımızı birde üzerlerimizdeki
Kapşonlu yıpranmış
Parkelerimizi uzamış
Sakallarımızı düşünüyoruz
Bir boşluğa sallıyoruz
Üç arkadaş cesurca
Kahramanca birbirimizi
Değerimiz bilinsin
Diye
Susuyoruz haykırıyoruz
Dört duvarlara
Devrim andımızı
Onurlu mücadelemizi
Gözlerimiz dalıp giderken
Veriyoruz son nefesimizi

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Nafiz YILMAZ Şiirleri:

Diyetini Ödettiler

DİYETİNİ ÖDETTİLER
Sefaletin diz boyu yaşandığı zamandayız
İyiliklerin yok edilip kötülüklere yer açıldığı
Sözün kıl kadar değerinin olmadığı
Küfrün sevap doğruluğun mubah sayıldığı
Başımızda dönen türlü belalar
Yaşam boyu çekilen kahır işkenceleri
Yok ki; eşim dostum can yoldaşım seninle düşmanlığım
Bir alıp veremediğim nedir bu hiddet tavırları
Nedir, aramıza sokulan kardeşlik kavgaları
Diyetini ödettiler, hesabımızı bir kuruşa kestiler
İnsan varlığı gözüyle görmeden umursamazcasına
Şöyle bir hatırlıyorum da, bundan yirmi yıl öncesinde
Bir dilim ekmeği paylaşmak bir yudum suyu beraber içmek varken
Zalimlerin katmerlice türediği cellâtların çoğalarak baş kestiği
Daha düne kadar esamisi okunmayan varlığı bile hissedilmeyen
Haydutlar eşkıyalar kan kusasıcalar
Ömrü harap olasıcalar sürüneniceler kodoşlar sarmış dört bir yanı
Diyetini ödettiler, çaresizliğimizin emeğimizin
Arın teri döktüğümüz göz nuru ile işlediğimiz
Gece gündüz çalışarak bir yavan kuru aş'a muhtaç
Perişan ser sefil bir köşeye itilmiş
Yoksulluğun duygularla karışan gözyaşı damlalarında
Diyetini ödettiler, haklarımızı gasp ettiler çalarak yok sayarak
Onlar, zevkle sefayla saltanatla utanmadan gezerlerken
Lüks gazinolarda galeryalarda tatil köylerinde
Onlar, fakir halk'a belini büken taşınmaz yükün bedelini ödettiler

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ

Atatürk Sevdalısıyız

ATATÜRK SEVDALISIYIZ

Sen kim oluyorsun yüzsüz utanmaz yobaz
Giriyorsun söyle ALLAH'LA benim arama
Sivri dilini uzatıyorsun yalanla birde harama
Bu ülkeyi başıboş sahipsiz mi kaldı sanma
Bizler ATATÜRK’ÜN neslindeyiz sevdalısıyız
XXX
Sulandı bu topraklar Atalarımızın oluk oluk kanlarıyla
Ceddimizle övünürüz çıkarız uzaylara fezalara
Bilimle ilimle aydınlanırız düşeriz ışıklı yollara
Senin beyninde kalmış bir kez karanlık ortaçağ
Bizler ATATÜR’ÜN emrindeyiz izindeyiz
XXX
Sarıldınız kara çarşaflara türbanlara görünmez peçelere
Kirli sakal uzattınız sarıkla şalvarlarla girdiniz cübbeye
Dini alet ettiniz soktunuz çıkarla bulaştırdınız siyasete
Bunu pahalı ödeyeceksiniz canınızla hem de bedeninizle
Bizler ATATÜRK’ÜN özündeyiz sözündeyiz
XXX
Hangi hakla diyorsun cehalete esarete var özgürlük
Sürüp gidecek mi sandın saltanatın kısa bir ömürlük
Milletin sırtında kambur oldunuz taşınmaz bir yük
Anlayacaksınız bu ülkenin vazgeçilmezidir lâiklik
Bizler ATATÜRK’ÜN dilindeyiz bekçileriyiz
XXX
Yılmaz’ım utanır oldum bu çirkefleşmiş düzenden
Halkını kandırarak arsızca edepsizce gelip gezenden
Tanık oldum tahammülü kalmayıp canından bezenden
Ödün vermeyiz asla bir an bile vazgeçmeyiz cumhuriyetten
Bizler ATATÜRK’ÜN gözündeyiz askerleriyiz​

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ

Nazım'ı Anlamak

NAZIM'I ANLAMAK

Devri devranlar kahpece sinsice dönüyor
Sahip çıkacak yok yiğitler usturanın karşısında
Namlunun ucunda kara topraklar a gömülmüşler
Sürgülü demir parmaklıkların zindanların taş duvarların
Yaren yoldaş dertlerine sırdaş yaşadığın günler
Kolay geçmek bilmiyor saatler dakikalar saniyeler
Memleketinin özlemine doyamayacağın belkide
Bir daha göremeyeceğin şu kısa anı kim yaşamak ister
Kim bu yedi bela zulmü üzerinde taşımak
Yaralı bir ceylanın yürek atışlarında
Senin sesizliğini çaresizliğini uğradığın hakarete
Dayanarak yanlış bir hükümün kararını taşımak ister

Yol karmaşık yol dikenli yol bilinmeyen bir sonsuz gidişte
Yol ömrün sancısını kuşların kanadına takılmış
Gök yüzünü süsleyen uçutmalar kadar
Keyifsiz bulutlar misali hüzünlü yağmur kadar
Islak bir ağaç kuytusuna sığınacak kadar
Mesnetsiz her zerresini kıracak parçalayacak kadar
Göğüsüne saplanan bir iğrenç sızıdan farksız
Ama bu yol ki seni değerlerinle yüceltecek kadar
Dünyayı sana hayran sevgiyi sana yakıştıracak kadar
Doyumsuz eşdeğer olacak saf bem beyaz tertemiz

Bırakıp gittiğin gibi olmayacak hayat tatsız ve tuzsuz
AHMED ARİF'İN prangalar eskittiği hasretliğinde
SEBAHATTİN ALİ'NİN kahır işkenceleriyle tükendiğinde
Zerresi yok insafın insanlığın iğrençlik pazarında
Katı bir bataklığa gömülmüş sülükler kan emer
Yapış yapış sarılmış günahsız bedenlerde
Çocukların sana el sallarken dinmeyen yaşlı gözlerinde
Damla damla dökülürken öksüz kaldığını anlar
Bir cevri cevher i kaybettiğini görür topraklar hışkırarak
Matemli bir kara yasa bürünür bu sürgün sevdanda karalar bağlar

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ

Değerimiz Bilinsin Şiiri