Değerimiz Bilinsin
DEĞERİMİZ BİLİNSİN
Ölüm nedir ki
Kaşla göz arasında
Anlamsız bir duygu
Kifayesiz bir anlatım
Buslatın gülüşü
Celladın başımızda
Salladığı yağlı ilmek
Yok korkumuz
Bozulmaz direncimiz
Kâbusmu?
Vız gelir
Asıl bizi korkutan
Ölmek değil
Ölmemekten korkmak
İşte budur
Sevgisizlik
Karanlık vicdanların
Ürpertisi
Kızıl kıyametin
Arş'a çıkan
Zulmün yer yüzünü
Nefretle kinle
Kapladığı
Korkunç sesi
Rüyalarımızda
Karabasan
Cinnet fedayisi
İblis maskesi
Oldu
Şafak vakti şahitti
Bir avuç göz yaşı
Emek kadar kutsal
Ekmek kadar
Namuslu
Soğuk omuzlarımızdan
Akan terler
Şeref madalyası
DENİZ'İM HÜSEYİN'İM YUSUF'UM
Fark etmez
Gocunmak biz'e
İdam mangası
Fırsat bekliyor
Son sigaramızı içiyoruz
Dünya'ya son gözle
Bakıyoruz
Suçumuz insanlık mücadelesi
Çiyanların somurtan
Yüzünde
İğrençliği küstahlığı
Görüyoruz
Son kez babamızı anamızı
Vatanımızı yoksul
Halkımızı birde üzerlerimizdeki
Kapşonlu yıpranmış
Parkelerimizi uzamış
Sakallarımızı düşünüyoruz
Bir boşluğa sallıyoruz
Üç arkadaş cesurca
Kahramanca birbirimizi
Değerimiz bilinsin
Diye
Susuyoruz haykırıyoruz
Dört duvarlara
Devrim andımızı
Onurlu mücadelemizi
Gözlerimiz dalıp giderken
Veriyoruz son nefesimizi
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Bu Koca Şehir İstanbul
BU KOCA ŞEHİR İSTANBUL
İstanbul bu koca şehir
Yutuyor insanı amansızca
Direnmek istesende çaresiz
Duramıyorsun ayakta
Hiç bir güzelliği neşesi
Saflığı kalmamış besbelli
Bir sevgi bile bulamazsın
Dolaşsan bu koca şehirde
Hani o şâheser istanbul
Derlerdi ya taşı toprağı altın
Herkezi inadırırlar beni aldatamazlar
Yaşanan günler koca bir çile kahır
Şiirlerde romanlarda güzelliğinden bahsedilir
Tasını tarağını toplayan çıkarda gelir
Amaçları farklı yaşamaktır üstün olmaktır
Umduğunu bulamayanlar çok kötü yanılır
Hiç bir şeyin ağız tadını alamazsın
Yaşadığın topraklardaki kadar
Dert tükenmez hiç zulüm bitmez
İstanbul'da çektiğin yaşadığın kadar
Kurulmuş ihtişamlı yerlerde kutlar sofrası
Safları garibanları içine çeker bekler tuzakları
Vurduları zaman öyle bir vurularki acımaksızın
Feleğin şaşar kalır hem vallahi hem billahi
Bence dostlukların yaşaması candan önemli
Ne görkemli olsun istemem nede fantazi
Sen ben o öteki olursa korkmadan yürekli
Hiç kimseyi ezmeler yıkamazlar inanki
İstanbul şimdi bir beton yığını olmuş
Görkemliliği güzelliği bitmiş yok olmuş
İstanbul'da yaşamak çok büyük sabırmış
Gelende gidende rezilliği görmüş şaşırmış
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ
Ömrüm Kara Kış'a Tutuldu
ÖMRÜM KARA KIŞ'A TUTULDU
Soğukmu öldürür insanı
Kara kışlar geldi geçti sayamadım
Saysamda ne farkederki;
Hüzün efkar yan yana
Ömrüm karakış'a tutuldu
Kulluğum yaradana bahane
Sevgi saygı dinlemez kış
Gönül kafeste çırpınan kuş
Feryadı figanı anlamsız
Tariflerle mümkün olmayan
Sabır cenderesinde
Bin parçalansamda hoş
Ömrüm kara kış'a tutuldu
Bahar gelse yaz gelse farketmez
Güz gelsede bitmez bu çile
Yerin yedi kat dibi
Yedi kat gökyüzü âla arşa
Çıksada tahammülsüzüm
İnsede yine sessizim
Şu manasız hayatta
Sersefil çaresizim
Ömrüm kara kış'a tutuldu
Bir sokak kedisi gibi titresemde
Yada ıssız bir yerde kara çalı
Yine gam yine keder
Bitmez yüreğimin isyanı
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ
Anne Yüreği
ANNE YÜREĞİ
Dokuz ay karında
Kim gezdirdi
Ak sütünü esirgemeden
Helaliyle kim verdi
Ben uyurdum derin derin
O sıcaklığımı hissederdi
Anne yüreği taş değil
Annem bana muhtaç değil
Dün gece yine
Gördüm rüyamda
Titredim uyandım
Terledim bir anda
Gözlerim dolu dolu oldu
Şişti ağlamaktan
Anne yüreği taş değil
Annem bana muhtaç değil
Ben yalnızlığımı düşündüm
Onu aradım hep yanımda
Hayali geldi gözlerime
Aradım bulamadım yok idi
Göçüp gitmişti fani alemden
Anne yüreği taş değil
Annem bana muhtaç değil
Bir parçam canım kanım
Topraklarla kuçaklaştı
Ben varlığını arar durur iken
Annem benden uzaklaştı
Okuyorum kabrinde
Vardığımda her zaman Fatiha
Akıyor her damla göz yaşlarım
Karışıyor kara toprağa
Anne yüreği taç değil
Annem bana muhtaç değil
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ