Denizin Dibinde Yanan Mangal Misali
Uzun bir aradan sonra dün gece yakaladım mutluluğu, 3 gün işe gitmeden ve hiç traş olmadan hatta oturduğum yerden kalkmadan seni düşündüm.
ve cebimde kalan son paramla büfeden ucuz bir şarap 2 paket sigara iki mum aldım.. mumların birini senin birini de benim için yaktım karanlık odada karanlığa inat iki mum ışığı birde hayalin ve birde denizin dibinde yanan mangal misali yüreğim vardı..
bana yıkıldı dediler oysa ben zor olanı seçtim.
sen varken hayalinle avunmak.
? şimdi bu karanlık odada sadece ben ve hayalin.
KİMİN GÜCÜ YETECEK BUNU BOZMAYA
kimin gücü yetecek bu garip aşk hikayesini yazmaya.
ben bunları yazarken belki de..
O seni hak etmeyen adamın kahvaltısını hazırlıyordun belki de aklının ucunda dahi değildim.
BELKİDE BAKTIĞIN HER YERDEKİ BENDİM.
dün ilk defa hayalin konuştu benimle kimselere anlatamayacağım kadar güzeldi.
ve ben çok mutluydum.
bunca zaman boşuna beklemişim seni.
şimdi buldum kendimi..
o kadar bencilim ki seninle bile paylaşmam bu sevincimi.
sende benim GİBİ yan gel DENİZİN DİBİNDEKİ MANGAL MİSALİ.
bu bende kalacak kimse bilmeyecek bu masalı..
Rıza Karataş
Rıza KARATAŞ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Denizin Dibinde Yanan Mangal Misali
Uzun bir aradan sonra dün gece yakaladım mutluluğu, 3 gün işe gitmeden ve hiç traş olmadan hatta oturduğum yerden kalkmadan seni düşündüm.
ve cebimde kalan son paramla büfeden ucuz bir şarap 2 paket sigara iki mum aldım.. mumların birini senin birini de benim için yaktım karanlık odada karanlığa inat iki mum ışığı birde hayalin ve birde denizin dibinde yanan mangal misali yüreğim vardı..
bana yıkıldı dediler oysa ben zor olanı seçtim.
sen varken hayalinle avunmak.
? şimdi bu karanlık odada sadece ben ve hayalin.
KİMİN GÜCÜ YETECEK BUNU BOZMAYA
kimin gücü yetecek bu garip aşk hikayesini yazmaya.
ben bunları yazarken belki de..
O seni hak etmeyen adamın kahvaltısını hazırlıyordun belki de aklının ucunda dahi değildim.
BELKİDE BAKTIĞIN HER YERDEKİ BENDİM.
dün ilk defa hayalin konuştu benimle kimselere anlatamayacağım kadar güzeldi.
ve ben çok mutluydum.
bunca zaman boşuna beklemişim seni.
şimdi buldum kendimi..
o kadar bencilim ki seninle bile paylaşmam bu sevincimi.
sende benim GİBİ yan gel DENİZİN DİBİNDEKİ MANGAL MİSALİ.
bu bende kalacak kimse bilmeyecek bu masalı..
Rıza Karataş
Rıza KARATAŞ
Sana Olan Aşkımı Noterden Tescilmi Edeyim
Öyle birini sevin ki, gün onunla başlasın.
Gözleriniz uykudan uyandığında
aklınıza ilk gelen, 'sevgili, ey sevgili, canım sevgili' derken;
yüreğiniz,
şiiriniz dudağınızdaki terennümünüz o olsun.
Ağaçlar, yaseminler,
yediverenler, günebakanlar onun kokusunu sunsun benliğinize.
Gün yine onunla bitsin.
Güneş guruba yürürken, uyurken ve de 'seni seviyorum' derken
alternatifsiz o olsun.
İŞTE BEN öyle sevdim seni.
Şu anda çok uzaktasın, beni düşünüyor musun, bilmiyorum? Ama ben hep seni düşündüm bugün, hiç aklımdan çıkmadın, attığım her adımda, yaktığım her sigaramdaydın....
Seni öyle çok özlüyorum ki, zaten çok uzaklardaydın,
bugün klavyeme dokunan parmaklarım bile sana kavuşamadı...
Bugün bir başka hüzün çöktü yüreğime, ne yapsam,ne etsem silinip atılamadı.
BiN yIl ÖmRüM oLsAyDi, BiN YiL sEnI SeVeRdIm.. BiN yIL sEnI sEvSeYdIm BiN YiL DaHa IsTeRdIm...
Hep Seni düşünüp hep sana yazdım.
Martılar olurdu mısralarımda, denizi yararak ilerleyen vapurlar, çocuk sesleri, genç sevgililerin taze bakışları, toprak kokusu, çimen rengi, albatros ve de aşk celladının kemendine takılan kaytanlı, fosforlu sözler…
Sen şiir gibiydin, mısraya benzerdi bakışların.
Gülünce çiçekler açardı yanaklarında, bahar olurdu, yaz olurdu.
Sen sevdiğim, yitip gitmesini istemediğim mevsimdin.
Karlı kış geceleri sımsıcak şöminem, umudum, ekmeğim, aşım, kimseyle paylaşmadığım arım, züllü yarınımdın.
Sen benim masmavi göğümdün.
Gün olur kitaptın avuçlarımda okunan, gün olur şemsiyeydin yağmurlardan koruyan ve gün olur “bendin”,
Bakışlarını en çok sen olmayı düşlediğimde seyrettim.
Tebessümün okyanuslar kadar derin, baharlar kadar narin.
Seviyordum seni tepeden tırnağa.
En çokta bakışlarına hayrandım bakarken gözlerimin rengine.
Ve bir şeyler akardı o an coşkun bir sel gibi yüreğime.
Seninle dolardı tüm azalarım.
Yeni uyanmışçasına bir tüy gibi hafiflerdim esrik bakışlarında.
Kanat çırpardım, mutluluk denen o kutsanmış sevdayla sarmaş dolaş olurdum, bulutlarda gezinirdim, göğe, maviliklere değerdi başım.
Ancak bu kadar sevdim noterden tescilli bir aşk değil bu en gerçeğinden organik bir aşk SÖYLE daha ne yapayım aşkı şekle sokmadan gel bana sevdiğim BİR ADIMDA sen at.
RIZA KARATAŞ
Rıza KARATAŞ
Protez Bir Aşk Bizimkisi...
Dişiniz hasar gördüğünde uzmanına gider ölçülerinizi verir
Kemik porselen yada altın diş yaptırırsınız tam ağzınıza uyacak şekilde..
Aynen yaşadığımız ilişkilerimiz gibi..
önce elimizdekini koruyamamaktan yıpranmasına izin verdikten sonra aklımız başımıza gelir.
Oysa her gün ilgilenseniz dişinizle, temiz tutsanız soğuk sıcak aynı anda içmeseniz o diş çürümeyecek gerekli besinlerini verseniz çürümeyecek ilişkileriniz gibi tıpkı
Eşinize erkeğinize dişinize gerekli özeni göstermek ilgi göstermek zorundasınız sahiplenmekle iş bitmiyor sonra protez birine sahip olursunuz dişiniz gibi.
İlişkileri yürütmek güçtür elbet ama aşk varsa olayları olduğu gibi kabul etmek lazımdır..
O saf temiz aşkları özledim
Henüz çocukluk günlerimdeki
Henüz al yazmalım selvi boylumu, Almancının karısını, yılanların öcünü seyretmeden
Bilmeden ilişkileri hesapları masumca sevdiğimiz günleri özledim.
kızların adı arzu yada alev yada yosun değildi belki miyase Fatma elif gülizardı ama gülüşleri hep candandı gülüşlerinde hiç acı yoktu..
hepimiz siyah önlük giyerdik hatta lastik ayakkabı giyerdik çorabımız belki olmazdı, yamalıklı pantolonla sevgilimizin yanından geçmekten utanmazdık, utanmazdık ama dik dik de bakmazdık utangaçlık vardı
Kızların saçı hep siyahtı ya ortadan ikiye taranırdı.
Ya da anaları belik yapardı iki tane ama uzun olur oğlan saçı gibi olmazdı.
Çeşmede karşılaşırdık bize toprak testiden su ikram ederlerdi hele birde seviyorsa sizi
Türküdeki gibi
“URUN URUN KAŞ ALTINDAN BAKINCA CAN TELEF EDERDİ”
O gece o bakışlarla uyurdunuz kalbiniz bir dahaki karşılaşmaya kadar küt küt atardı
şimdiki gibi aşkınız bir cep telefonun ucu kadar yakın değildi.
onun için daha çok düşünür daha çok özlerdiniz.
Öyle fazla beklentileriniz yoktu yada beklentileriniz doğayla uyumlu idi
Bronz ten yada sıfır beden
Bunlarda neydi
Elma yanaklı,kalçalı,perçemli olsun yeterdi. Kalıba sokmazdınız aşkınızı
şimdi kalıplar var
Kadınlar işi gücü olsun uzun boylu olsun yaşı benden büyük olsun eh evi arabası da olursa fena olmaz.
Erkekler aman göbekli falan olmasın
Selülit varis vb olmasın eh hayat müşterek çalışsın çalışsın ama evine de zaman ayırsın öğretmen olursa fena olmaz yani diyerek eğitim fakültelerinin puanını tavan yaptılar.
Sonra herkes siparişlerine göre birini buldu genelde tabi ama yinede mutlu olmadılar
ALLAHTAN sanal denen bir olgu çıktı
Başladınız burada aramaya
Onda gördüğünüz eksikliği yıpranmışlığı burada gidereceksiniz güya eh hani kolayı da var uymazsa size protez dişiniz gibi çıkarır koyarsınız bir kaba en fazla......
Rıza Karataş
Rıza KARATAŞ