Eğitim Sitesi

Dost Görünüp Sırtımızdan Vuranlar Şiiri

Dost Görünüp Sırtımızdan Vuranlar

DOST GÖRÜNÜP SIRTIMIZDAN VURANLAR

Kim e açsak derdimizi bin dert katar
Fırsat bulurlar bizi bir pula satar
Böyle giderse insanlık sonunda batar

Acımadan göz önünde tuzak kurarlar
Dost görünüp sırtımızdan vuranlar

Tatlı dille güler yüzle aldatırlar bizi
Ateş düşürüp yakarlar alev alev hanemizi
Söküp alırlar hissettirmeden ciğerlerimizi

Acımadan göz önünde tuzak kuranlar
Dost görünüp sırtımızdan vuranlar

Zâlimin sözü geçmiş sayılmış emir olmuş
Gariban ezilmiş ah ile çileyle dolmuş
Dünyanın kökten bitmiş düzeni bozulmuş

Acımadan göz önünde tuzak kuranlar
Dost görünüp sırtımızdan vuranlar

Kul yetim hakkı yiyelerin gözleri doymamış
Nesli tükenmiş budanmış iyilikler kalmamış
Sevginin yerini kötülükler hainlikler almış

Acımadan göz önünde tuzak kuranlar
Dost görünüp sırtımızdan vuranlar

Silinmez anlımızda yazgılı bu kötü kader
Yaşamak gördükki ; ölümden dahada beter
Çektiğimiz bunca zulümler isyanlar yeter

Acımadan göz önünde tuzak kuranlar
Dost görünüp sırtımızdan vuranlar

Yılmaz'ım yıllarca çektik bitmez işkenceyi
Zehirlerle karışık yaşadık gündüzü geceyi
Dilimizden düşürmediler lanetli o heceyi

Acımadan göz önünde tuzak kuranlar
Dost görünüp sırtımızdan vuranlar

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ Şiirleri

  

Ümit Egesoy Sayın Nafiz hocam ben bu güzel şiirinize güzel bir atasözü ile cevap vereyim; "Dünya malı elde iken tüm düşmanlar dost olur. Elde bir şey kalmayınca dost bile düşman olur." Bu kadar. Ellerinize sağlık teşekkürler.

Durmuş Bostancı Sevgili Nafiz üstadım şu an toplumumuzda bayağı fazla olan iki yüzlü insanlar için çok güzel bir şiir yazmışsınız kaleminize sağlık. Yürekten teşekkürler.

HALDUN GİRİŞKEN Sayın Nafiz bey çok güzel bir şiir yazmışsınız aynen doğru bazı insanlar dost görünüp insanı sırtından vururlar. Bu güzel eserinizi bizlerle paylaştığınız için çok teşekkürler. Gönlünüze sağlık. TEBRİKLER.

Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.

Benzer Nafiz YILMAZ Şiirleri:

Bu Koca Şehir İstanbul

BU KOCA ŞEHİR İSTANBUL

İstanbul bu koca şehir
Yutuyor insanı amansızca
Direnmek istesende çaresiz
Duramıyorsun ayakta
Hiç bir güzelliği neşesi
Saflığı kalmamış besbelli
Bir sevgi bile bulamazsın
Dolaşsan bu koca şehirde
Hani o şâheser istanbul
Derlerdi ya taşı toprağı altın
Herkezi inadırırlar beni aldatamazlar
Yaşanan günler koca bir çile kahır
Şiirlerde romanlarda güzelliğinden bahsedilir
Tasını tarağını toplayan çıkarda gelir
Amaçları farklı yaşamaktır üstün olmaktır
Umduğunu bulamayanlar çok kötü yanılır
Hiç bir şeyin ağız tadını alamazsın
Yaşadığın topraklardaki kadar
Dert tükenmez hiç zulüm bitmez
İstanbul'da çektiğin yaşadığın kadar
Kurulmuş ihtişamlı yerlerde kutlar sofrası
Safları garibanları içine çeker bekler tuzakları
Vurduları zaman öyle bir vurularki acımaksızın
Feleğin şaşar kalır hem vallahi hem billahi
Bence dostlukların yaşaması candan önemli
Ne görkemli olsun istemem nede fantazi
Sen ben o öteki olursa korkmadan yürekli
Hiç kimseyi ezmeler yıkamazlar inanki
İstanbul şimdi bir beton yığını olmuş
Görkemliliği güzelliği bitmiş yok olmuş
İstanbul'da yaşamak çok büyük sabırmış
Gelende gidende rezilliği görmüş şaşırmış

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ

Halimiz Nice Olur

HALİMİZ NİCE OLUR

HAK'KIN olmasaydı cihanda adaleti
Kullar azar ahval nice olur
Mazlum a yakışmazsa incelik
Yollar azar halimiz nice olur

Ders almak var gündüz ile geceden
Arif olan mana yükler heceden
Bir güneş doğdu battı yüceden
Işığı görmezsek halimiz nice olur

Bir can idik katı bir taş' a dönsek
Ateş misali yansak kavrulsak sönsek
Kötülükle haramla hileyle övünsek
İbretle yaşasak halimiz nice olur

Yılmaz'ım avutamaz kimse yaslı gönlümü
Bu uğurda adadım harcadım ömrümü
Unutamadım dünümü ne'de bu günümü
Hesabını sorsak halimiz nice olur

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ

Nazım'ı Anlamak

NAZIM'I ANLAMAK

Devri devranlar kahpece sinsice dönüyor
Sahip çıkacak yok yiğitler usturanın karşısında
Namlunun ucunda kara topraklar a gömülmüşler
Sürgülü demir parmaklıkların zindanların taş duvarların
Yaren yoldaş dertlerine sırdaş yaşadığın günler
Kolay geçmek bilmiyor saatler dakikalar saniyeler
Memleketinin özlemine doyamayacağın belkide
Bir daha göremeyeceğin şu kısa anı kim yaşamak ister
Kim bu yedi bela zulmü üzerinde taşımak
Yaralı bir ceylanın yürek atışlarında
Senin sesizliğini çaresizliğini uğradığın hakarete
Dayanarak yanlış bir hükümün kararını taşımak ister

Yol karmaşık yol dikenli yol bilinmeyen bir sonsuz gidişte
Yol ömrün sancısını kuşların kanadına takılmış
Gök yüzünü süsleyen uçutmalar kadar
Keyifsiz bulutlar misali hüzünlü yağmur kadar
Islak bir ağaç kuytusuna sığınacak kadar
Mesnetsiz her zerresini kıracak parçalayacak kadar
Göğüsüne saplanan bir iğrenç sızıdan farksız
Ama bu yol ki seni değerlerinle yüceltecek kadar
Dünyayı sana hayran sevgiyi sana yakıştıracak kadar
Doyumsuz eşdeğer olacak saf bem beyaz tertemiz

Bırakıp gittiğin gibi olmayacak hayat tatsız ve tuzsuz
AHMED ARİF'İN prangalar eskittiği hasretliğinde
SEBAHATTİN ALİ'NİN kahır işkenceleriyle tükendiğinde
Zerresi yok insafın insanlığın iğrençlik pazarında
Katı bir bataklığa gömülmüş sülükler kan emer
Yapış yapış sarılmış günahsız bedenlerde
Çocukların sana el sallarken dinmeyen yaşlı gözlerinde
Damla damla dökülürken öksüz kaldığını anlar
Bir cevri cevher i kaybettiğini görür topraklar hışkırarak
Matemli bir kara yasa bürünür bu sürgün sevdanda karalar bağlar

Nafiz YILMAZ

Nafiz YILMAZ

Dost Görünüp Sırtımızdan Vuranlar Şiiri