Ey Şiir
Ey şiir bükme boynunu
Kanımla sulayım seni
Zalime açma koynunu
Koynuma alayım seni
Saçlarına takılayım
Büklüm büklüm büküleyim
Gerdanına döküleyim
Sevdaya salayım seni
Şu dağların maralı ol
Kırk yerinden yaralı ol
Böyle bahtı karalı ol
Bahtiyar kılayım seni
Oy yanayım
Oyy yanayım
Yedi renge boyanayım
Bir kâbustan uyanayım
Yanımda bulayım seni
Çiçekli dallara benze
Kavuşan yollara benze
Sevdalı kollara benze
Boynuma dolayım seni
Erdal Ercin
Erdal ERCİN Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Mehmed'in Öyküsü
Bir gün
Dağda
Şafak vakti
Kader ağlarını ördü
Kör talih çelmeyi taktı
Ters gitti işi Mehmedi'in
Sendeledi
Gök gürledi
Dağlar yerinden oynadı
Kapandı göz kapakları
Yıkıldı kaşı Mehmed'in
Taş gibi düştü içime
Bir zehir
Ruhumu yakan
Göğsümde kan
Göğsümde bir volkan gibi
Kanayan başı Mehmed'in
Rüzgâr gibi geldi geçti
Ciğerimi deldi geçti
Doyumsuz güzeldi geçti
Yirmibir yaşı
Mehmed'in
Kan ter uykusunu böler
Uyanmayıp ölmek diler
Sarı saçlarını yolar
Kadersiz eşi Mehmed'in
Sevdamız gibi yürekli
Yurdumuz gibi aydınlık
Kalbimin yerinde vuran
Beynimde zonklayıp duran
Tarihin kara bağrında
Sonsuzluk gibi oturan
Şu mezar taşı
Mehmed'in
Erdal Ercin
Erdal ERCİN
Ben Öldüm
Dün beni Irak’ta vurdular
Alnımın ortasından vurdular
Demokratik bir tüfekten çıkan
Özgürlükçü bir kurşunla vurdular
Akşamüstüydü
Siyah bir torba vardı elimde
Pide götürüyordum iftar için
Başım dikti
Ve sağlam basıyordum yere
Eylem hazırlığında
Bir direnişçi olduğumu sandılar
Dün Afganistan’da kellemi uçurdular
Beni diz çöktürdüler
Ve arkamda sıra sıra durdular
Allah diye diye vurdular
Onlar gibi değilim diye yaptılar
Başkalarına ders olsun diye yaptılar
Kanıma boğdular bedenimi
Dün Etiyopya’da yüz üstü düştüm
Bir kabileli kurşunuyla düştüm
Toprağa bulanan yüzüm ağardı
Henüz kodlanmamış bir virüs dolaşıyordu kanımda
Ve üç gündür amansız bir gurultu karnımda
Emekleyen bir çocuk gibi
İki büklüm düştüm
Öylece kaldım
Dün Kuzey Kutbunda okyanusa battım
Kayığımı batırdılar
Av mevsimi değildi
Akşamdan aç yatırmıştım çocukları
Kendim aç yatmıştım
Sabah erken çıkmıştım balığa
Bıçak gibi kesildi soluğum
Boğulmadan önce dondum
Dün beni Gabar’da pusuya düşürdüler
Sırtımdan hançerlediler
Kalleşçe kustular kurşunlarını
Al bayrak gibi dalgalandım ilk önce
Ve bir dağ gibi yıkıldım yere
İnsan
Küllerinden doğan bir kuş değildir
Denize savrulan bir taş değildir
Ve asla milyarlar içinde bir baş değildir
Bir ana doğurmuştur insanı
Sevgiyle
Emekle
Kanla
Canla yoğurmuştur
Dün nerede birini vurdularsa
Göçüp gitti bir yerleri içimin
Dün nerede vurulduysa biri
Ben öldüm
Erdal ERCİN
Dün Gece
Dün gece yıldızlar daha parlaktı
Dün
Gece bir kadın gibi sıcaktı
Dün gece sarhoştum
Seni aldattım
Dün gece
Gecenin koynunda yattım
Erdal ERCİN