FEHMİ GÖÇMEN YÜZÜNÜ GÖRMEDİĞİN AMA YÜREĞİNİ YENİ FARK EDEBİLDİĞİM MEMLEKETİMİN DOLU İNSANI. ŞİİRİNİZ ÇOK GÜZEL OLMUŞ ELİNİZE DİLİNİZE,KALEMİNİZE SAĞIK. TEBRİK EDER VE BAŞARILARININ DEVAMINI TEMENNİ EDERİM.
Farkı Kalmadı
Dünyanın havası çok değişiyor,
Kış ile baharın farkı kalmadı.
Zehirle bal veren belli olmuyor,
Böcekle arının farkı kalmadı.
Beyazlar bulandı dünya kirine
Ne ölüne saygı ne de dirine.
Düştüler sarraflar hep birbirine,
Bakırla altının farkı kalmadı.
Kahrolurlar bizden önce gelenler,
Kubbeler çatladı,çöktü direkler,
Kayboldu değerler,karıştı renkler
Yeşille sarının farkı kalmadı.
Dostlar talan eder dostun bağını.
Yürek kusar oldu kendi yağını.
Olunca yakacak odun yığını,
Eğriyle doğrunun farkı kalmadı.
Suçlular gezdikçe masum kızardı
Bahçelere hazan ,güller sarardı
Yangın çok büyüdü hava karardı,
Yaş ile kurunun farkı kalmadı.
Utanç oldu bazıları adına
Çok toz kondu insanlığın namına
Benzer oldu erkeklerde kadına
Erkekle kadının farkı kalmadı.
Beynim isyanlarda hasta bedende
Ne gelende, hayır nede gidende
Zaman manasını yitirdi bende
Bugünle yarının farkı kalmadı.
Kasım KAPLAN oynatamaz parmağın,
Bereketi gitti akan ırmağın,
Her ekene çiçek veren toprağın,
Üstüyle altının farkı kalmadı.
05.10.2003
Kasım KAPLAN Şiirleri
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Kasım KAPLAN Şiirleri:
Bir küçücük adımdı, Bandırma’ya attığı,
Tarihlere sığmadı, millet için yaptığı.
Bir isyan haksızlığa, bir isyan yoksulluğa,
Yürüttü bu milleti, dur dedi haksızlığa.
Yurtsever toplanırken, hainler kaçıyordu,
Onun bastığı toprak, sevinçten uçuyordu.
Yürek yürek insanlar, toplandı etrafında,
Bir kuru ceset kaldı, İstanbul tarafında.
Pis eller uzanırken, namusun yazmasına,
Toprakta baş kaldırdı, işgalci çizmesine.
Sırtlanlar can evimi, sararken dört bir koldan,
Besmeleyle bir adım, atıldı İstanbul’dan.
Anadolu canhıraş, beklerken sahibini,
Altın sayfalı tarih, bulmuştu katibini.
Sürerken canilerin hayasız sarhoşluğu,
Yepyeni bir destanın atılmıştı başlığı.
Yeni bir aşk heyecan, sararken gönülleri,
Kapıya dayanmıştı o yoksunluk günleri.
‘Ordu yok, silahlar yok’ demeye kalktı bir Türk,
Sanki şöyle diyerek cevap verdi Atatürk.
-Ordum yoksa ben varım, silahta yüreğimde,
Varsın bir delik açsın kör kurşun göbeğimde.
Kirlenmiş topraklarda, böyle yaşamaktansa,
Koşarım şehitliğe, biçare kalmaktansa.
Dünkü benim tarihim, sayfalara sığmazdı,
Türk’ün olduğu yerde kurt kuzuyu boğmazdı.
Etrafında dönse de milletimin kör talih,
Yeniden dirilecek, gene yazacak tarih.
Bu millet sağ kaldıkça, hiç esir olmayacak,
Kubbelerin üstüne, baykuşlar konmayacak.
Şartlar ne olur olsun, Yaşanacak bu kader,
Diriliş tamamlanıp, bir gün bitecek keder.
O gün çok uzak değil, bak şafak attı bile,
Güneş parıldayacak, batan karanlık ile.
Yeter ki siz dik durun, eğilmeyin yurdumda,
Şehitlerde olacak, bu cihangir ordumda.
Kırılıp kesilse de eğilmez Türk’ün başı,
Vatan için şehidin, yerde kalmaz naaşı.
Kalkın ve ayaklanın, ben varım önünüzde,
Bizden önce Atalar emanet etti bize,
Geçmişi hatırlayıp, dönelim kendimize.
Kahramanlık bekliyor vatan bizden bu günde,
Saraylar hazır ona bir yiğit öldüğünde.
Benim naciz bedenim, elbet toprak olacak
Ama bu güzel vatan, Türk diyarı kalacak.
Cumhuriyet eserim, Mustafa Kemal adım,
İşte böyle hislerle atıldı o ilk adım.
İlk adımlar çoğaldı, yüz binler adım oldu,
Silinmez bir destanla, vatanımız kurtuldu.
Bu yolda can verenler, sığamaz lahitlere,
Teşekkür Atamıza, gazi ve şehitlere.
Kasım KAPLAN
Kasım KAPLAN
Çelik kıskaçlarla yanmış ellerim
Uçtu hayallerim tutamıyorum.
Yaprak yaprak oldu yandı umutlar
Koyduğum dert küpünde
Dibe çökmüş dertlerim
Benden çok uzakta pembe bulutlar
Toplandı hayaller yağmur sesinde
Uçtu hayallerim tutamıyorum
Çelik kıskaçlarla yanmış ellerim.
Vurgunlardan nasip almış dillerim
Son bir söz umudum diyemiyorum
Toprak toprak koktu yağdı yağmurlar
Duyduğum o sesler kendi içimde
O kutlu daveti her gün beklerim
Benden çok uzakta açık kucaklar
Tıkandı nefesim tekbir sesinde
Son bir söz umudum diyemiyorum
Vurgunlardan nasip almış dillerim
Çok çabuk eskidi gençlik günlerim
Nerde son bulacak bilemiyorum
Çok geride kaldı süslü şafaklar
Bulduğum cevheri o hazinede
Umut zincirine halka eklerim
Benden çok uzakta şefkatli kollar
Bütün korkularım son nefesimde
Nerde son bulacak bilemiyorum
Çok çabuk eskidi gençlik günlerim.
Kasım KAPLAN
Kahrına gül kopardım,
Kan akıttım bağrıma,
Kahrediyor felek beni,
Bir güzelin uğruna.
Kahrına devirdim
Dibi delik kadehleri sayısız
Göğsümü yumrukladım
Kaç kez sarhoş olunca
Ve boşuna geçirdim
Bu ömrümü, sevdasız
.
Kahrına kokladım zehirli zambakları
Kan damlattım,gül pembenin üstüne
Kahrına dolaştım daralmış sokakları
Kahrına tekme attım günahsız çakıllara
Çiçekler ezdim bakmayınca önüme
Kafa tuttum ihtişamlı dağlara
Kahrına sataştım saldırgan dalgalara
Kahrına kilitledim kapıları üstüme
Kan kaynattım nur tenli tenceremde
Senelerce kahrına..
Kahrına yaptım bunları
Kahrına..
Onun kahrına..
Kahrıma inletti beni
O en doğru sözlü yar.
Çizik attı derin derin alnıma
Ak kalemle kara yazdı bahtıma
Kasım KAPLAN