Eğitim Sitesi

Geldim İşte Şiiri

Geldim İşte

Hukuksuz bıçaklar biledi düşlerim
Feleğin çarkını kırmaya geldim
Siyahın şemsi nakaratlar çaldı şiirimden
Göklerden çoban yıldızı almaya geldim
Bu aşkta kandım yanıldım sustum
Çölünden yağmurlar çalmaya geldim
Firavun yollara setler kurdu
Kıyılarımı amansız yalnızlık vurdu
Cümlelerine fiiller koymaya geldim
Ateşin raksı çaldı meşalemi
İliklerim çekildi kemiklerden
Kabil'in sırrı kılıçlara yara oldu
Habil'in külünden közler yakmaya geldim
Muhalif bulutlar güneşe peşkeş çekti
Uğursuz bir serüven girdi sularıma
Acılardan gülüşler yolmaya geldim

Haydar ŞAHİNBAY

Haydar ŞAHİNBAY Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Haydar ŞAHİNBAY Şiirleri:

Bana Bakma

Üstüme gelmeyin aynalar,
Bana benzetirim kırıklarınızı
Gelmeyin üstüme aynalar
Pasını, nemini, enini,boyunu
Benzetirim kendime
Bir bakışım yeter dersini vermeye
Nasibini almaya yeter, kahkaham
Ezberini deşer gecelerim
Karanlıkta nasıl da korkarsın benden
Yüzüme bakmaya utanırsın
Üstüme gelmeyin aynalar,
Mahcubiyetini kurtaramaz gözlerim
Öfkem cehennemi yaşatır çukurunda
Gelmeyin üstüme,
Perişan olursunuz karşımda
Ağladım mı hıçkırığa boğulur çehren
Bakmayın bana aynalar,
Çatlamış yerlerinden ayrılır yaralar
Görmezden gelseniz beni ne olur
Ölüme yakın bana uzak durun
Beni bir de öldükten sonra görün
O zaman nasıl onarırım kırık yerlerinizi
Üstüme gelmeyin aynalar,
Uğramayın bana bu aralar

Haydar Şahinbay

Haydar ŞAHİNBAY

Eylül

Bu sabah eylül geldi duydun mu
Bir masalın son sayfası yırtıldı
Erken kapanan kapıların kilidi
Sana uzak bir ayyaşın kirli ceketi
Kirpiklerinden avuç içi yağmur döküldü
Duydun mu
Çulsuzun biriyim
Ve ağır bir mutsuz
Böyle bir anda bize katılmış eylül
Ateş acıyı yakmaya gelmiş
Serseri bir ecel
Bende sınamaya gelmiş ölümü
Evrenin sırrını çözmeye
Aşk derine inmeye
Seher yarayı kesmeye gelmiş
Matem geceme gözünü dikmiş
Ve yas yatıya gelmiş
Söz vermiş kuru otlar yeşermeye
Umutlar söz vermiş sönmeye
Kansız bir çaput bağlanmış toprağa
Duydun mu
Duman çökmüş gecekondulara
İsi genzini yakıyor çocukların
Bir baba ekmeğini alaca karanlıkta ısıtıyor
Duydun mu
Sarı papatyalar dökülmüş denize
Deniz yosun kokuyor
İtalyan bandıralı bir vapur
Düdüğünü çalmış bir Afrikalı bir kızın gözlerine
Karınca kuşlara küsmüş
Telekleri tellere takılmış bir martının
Duydun mu
Şairin kalemini gasp etmişler
Kıçına da iki tekme atıp
İtmişler suyun çamuruna duydun mu
Bu kaçıncı eylül aşka naralar atan
Güneşin soysuzluğunu yudumlayan duydun mu

Haydar Şahinbay

Haydar ŞAHİNBAY

Sonrası

Sonra susmayı öğrendim
Ve alışmaya her şeye
Deli sözcükleri gömmeyi öğrendim
yüreğimin matemine
Kesmeyi cümleleri orta yerinden
En öfkeli anımda yutmayı heceleri
Küfrü ıslatmadan kurutmayı
Sessiz fısıltıları öğrendim
Rüzgarın denize esen boğumlarında
Gürültülü yalnızlıklarda,
kulaç atmayı öğrendim en okkalısından
Ve görmeden bilmeyi
Sona varmadan inmeyi öğrendim
Her kalabalıktan
Sustum yağmur yağdı
Sustum gece açtı yıldızlar
Ben yokluğunda avunmayı öğrendim
Yer çekimine inat
Düşürmeden göz yaşımı masaya
Ağlamayı öğrendim içeriden
Özlemeyi külünden tutuşturarak yangını
Yanmayı öğrendim bir daha ölmemek için
Bırakışlarını en sevdiklerimin
Ben bende sustum
Sustukça söz oldum ben bedende
Görmeden en büyük acıyı
Dünyanın bir yerinde
Acıya hiç demeyi öğrendim
Düşünce baş üstü bir tenhada
Salıncak kurmayı öğrendim beyaz kağıtlardan
Ve tutup parmaklarımdan umudu öğrendim
Avuçlarımda biriktirirken mektuplarını
Sonra üşümeyi
Ve uçan kuşlardan medet ummayı
İçimde dertleri istif ederken gülmeyi
Öğrendim işte her piçliği
Şiir yazmayı öğrendim
Yüklemsiz mısraları sıkarken yumruklarımda
Ve ben seni öğrendim
Ayrılırken bıraktığın ayak izlerini sevmeyi
Her yaradan bir merhem öğrendim bilmediğim

//h.şahinbay//

Haydar ŞAHİNBAY

Geldim İşte Şiiri