Gidenin Ardından
Gül teninin kokusunu solumak
Hayal oldu tabibim ne diyeyim
Sinenin üstüne başımı koymak
Mazi oldu baş tacım ne diyeyim
Buz tutmuş sana geldiğim tüm yollar
Taş kesmiş sana sarıldığım kollar
Öptüğün o gözler şimdi kan ağlar
Çavlan oldu gözlerim ne diyeyim
Bir netameli zemheri ayında
Bu ne kutlu hicret Çalap yolunda
Yattığım sadır şimdi hâk bağrında
Firak oldu kısmetim ne diyeyim
Yıllar yılı dolaşsam diyar diyar
Bilmem bulunur mu senden ehven yâr
Bundan gayrı dağdağa neye yarar
Gidenler dönmez oldu ne diyeyim
Önce iç çekti derinden derinden
Sonra billur boşaldı gözlerinden
Hiç düşmedi Lafzatullah dilinden
Emrihak vaki oldu ne diyeyim
Aramaz can cananı yitirmeden
Anın değerin bilmez bitirmeden
Mum ışıklar saçamaz erimeden
Nedamet rızkım oldu ne diyeyim
Tipide boranda barınak sendin
Temmuzun güneşinde çardak sendin
Darda zorda muhkem sığınak sendin
Zelzele oldu yıktı ne diyeyim
Lokmayı bine bölen kanaatkâr
Yamadan urba biçen zanaatkâr
Bedbahtlara el uzatan halaskâr
Yel oldu tufan vurdu ne diyeyim
Gözlerinde kay topraklarda kokun
Nice saikalarda yoktu korkun
Zalime, namerde gerilmiş oktun
Al oldu kiriş koptu ne diyeyim
Gönenç olmaz bundan kelli gönlüme
Lüzumu yok sensiz kalan ömrüme
Baş verdi tinimde acul çürüme
Çor oldu em tükendi ne diyeyim
Bazı söylerdin duymazdan gelirdim
Bazı ağlardın görmezden gelirdim
Bazı sorardın bilmezden gelirdim
Yılık oldu vicdanım ne diyeyim
Akşamların mehtabı yok şavkı yok
Gündüzlerin güneşi yok aşkı yok
Ardılının ayağı yok başı yok
Viran oldu mabeyin ne diyeyim
Kabusa mı tevil oldu düşlerin
Sarpa mı sardı hayırlı işlerin
Döküldü mü sedef gibi dişlerin
Hiç oldu ümitlerin ne diyeyim
Budak verdiğin her yön kapı duvar
Gölgende mayışmış lapacı davar
Sömürüldün çöktün asırlık çınar
Yalım oldu dağlandın ne diyeyim
İştiyakı anlatmaya söz yetmez
Işığını seyretmeye göz yetmez
Esrarın idrak etmeye töz yetmez
Revan oldu uçmağa ne diyeyim
Sinan Enç
Sinan ENÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Fasılasız Enayilik
Böyle çalımına
Boyun büküşüm
Sanmaki cürmümdendir
Ağılı diline
Vabeste oluşum
Sanmaki efsunlu oluşumdandır
Kabahat enayiliğimdendir!
Gönül bu aka da konar ota da
İki ucu malum değnek ortada
Aşağı tükürsem sakal
Yukarı tükürsem bıyıksa
Aşkın gözü de körse
Mecnun da enayi Kerem de
Dağda cennet çöl de
Serapta güzel gerçekte!
Şeytani özüne
Mask güneç yüzün
Muhannet nazarına
Setirmiş sözün
Vurulmuş gönlüm
Tutulmuş dilim
Enayilik bende
Bende be gülüm!
Bağlanmış basiretim
Fehmetmiyor esaretin
Sen gez, gül, eğlen
Ben çekeyim hasretin
Ah bendeki bu safdillik
Fasılasız enayilik!
Sinan Enç
Sinan ENÇ
Günahım Var
Henüz bitmediki çilem
Günahım var çekiyorum
Biliyorum yoktur çarem
Ektiğimi biçiyorum
Kendimce bir hüküm biçtim
Canımdan canandan geçtim
Hayatı zehrettim içtim
Ölmedim sürünüyorum
Kalbime ismin yazmışım
Altına imza atmış
Beynime resmin çizmişim
Gece gündüz bakıyorum
Düşlerimde buluşuruz
Ordan burdan konuşuruz
Ara sıra bozuşuruz
Hayalinle yaşıyorum
Gafletten uyanıyorum
Kapına dayanıyorum
İşte bak haykırıyorum
Ben seni çok seviyorum
sinan enç
Sinan ENÇ
Mestane
Çok gün çok gece
Biteviye
Dehşetli
Serkeş bir tipinin ardınca
Beliren dolunay misali
Fer oldun gözlerime
Umut soludum ciğerime
Hoş geldin gözbebeğim hoş geldin!
Sensiz var ya sensiz
Sedalar boğuk
Renkler soluk
Her yerde başıboşluk
Aşklar
İlişkiler...
Dahası
Gözyaşları
Gülüşler...
Bilcümle
Sinan Enç
Hepsi sahte
Sohbetler absürt
Ortam soğuk
Kaderimin erinci hoş geldin!
Gül solmuşsa
Suya hasretinden
Bülbül susmuşsa
Güle hasretinden
Sevilen sevenden bihaber
Kays'ı Mecnun-i Amiri kılan
Leyla kendine bigane
Velakin
Sen günaşık kaldıkça
Canavarotu özüne konuk
Bulduğu da umduğu zaten
Ki üleştiğin canın
Yavuz hırsız gayri ne ister
Hoş geldin cansuyum hoş geldin!
Lütfedip gül cemalin azıcık göster
Dünya ahret azığı o bana yeter
Şaşkın misafir ev sahibini ağırlar
Eridim kanında
Çözüldüm zerre zerre
Kayboldum hücrelerinde
Kim kimin yurdunda bilemedim
Sen mi bendesin
Ben mi sana geldim
Oldum mestane
Hoş geldin
Bendeki sen hoşgeldin!
Sinan ENÇ