Gidersin
Muhannettir benim sohbetim sözüm.
Söylerim kırılır çeker gidersin.
Sanma ki sabırlı, yumuşak yüzüm
Gönlüne gam keder eker gidersin
Hoyrat bakışımla gelirsin dize.
Kışlık tohumunu ekersin güze.
Baharı ne yaptın deyince size.
Kaşını bir yana yıkar gidersin
Bir tespit yaparım alınma hemen.
İşte Bağdat şurda, şurada Yemen.
Yola çıkmamışsın gözlersin emen
Sözü boğazına tıkar gidersin
Sözü kızıştırıp ölçüden çıkar.
Yazarım diyerek çevrene bakar.
Boğaz düğümlenir, yaşların akar.
Gözünü yamaca diker gidersin.
Amirin çağırır eşin çağırır.
Ahbabın çağırır işin çağırır.
Beni de sadece düşün çağırır
Uyku baskın düşer akar gidersin.
Ne çok yakın oldun tutunabildin
Ne çok uzak oldun unutabildin
Ne bir soru sordun ne cevap bildin
Yükün yükten ağır çöker gidersin
Irmak olup ovaları süsle gel
Bir şiiri sabır ile besle gel
Unutmadan beni dahi sesle gel
Derdin Kaleliye döker gidersin
NOT: Bu şiir bir sohbetin bir yanıdır.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Deyişme L (İncinir)
Kaleli;
Gönül köşesinin bir tarafına
Koymasam incinir, koysam incinir
Sözü derim, sığınırım affına
Saymasam incinir, saysam incinir.
Zemheri;
Gönül köşenizin uygun yerine
Sığınırım inmem fazla derine
Ilıman yer yeter kul Ay_ser’ine
Sarmasan üşürüm, sarsan üşürüm.
Kaleli,
Nere gitsem bu sultanın elinden
Almak için çok uğraştım ilinde
Kurtulamam güllü geven dilinden
Duymasam incinir, duysam incinir.
Zemheri;
Gideceğin o yer gönül hanemdir
Belki geri duruş boş bahanemdir
Senden geliyorsa, en şahanemdir
Sarmasan üşürüm, sarsan üşürüm.
Kaleli;
Bilen iner serzenişin köküne
Gel de dayan zemherinin yüküne
Bana göre muhannetin tekine
Uymasam incinir, uysam incinir.
Zemheri;
Yüküm ağır değil incitmez canı
Bu can incitemez, içten canânı
Hele içten içe sevda yananı
Sarmasan üşürüm, sarsan üşürüm.
Kaleli;
Beni ne anlasın yılan, çıyanlar
Gönlümü gönüllü olanlar anlar
Kaleliyi bağışlasın duyanlar
Caymasam incinir, caysam incinir.
Zemheri;
Gönlüne gönüllü kılavuz olsam
Ta şah damarının içine dolsam
Zemheri gülüyüm, açmadan solsam
Sarmasan üşürüm, sarsan üşürüm.
NOT: Bu bir ortak çalışmadır.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Ağıt
-53 yıllık arkadaşımdı o-
Yüreğime figan düştü kardaşım
Sebat ile anıyorum, olmadı.
Ağrılı sol yanım, telaşlı başım
Sen gelirsin sanıyorum, olmadı.
Sen gittin ayazın rengi solmadı
Dolular boş kaldı, boşlar dolmadı
Olmadı be dostum bu son olmadı
Talihini kınıyorum, olmadı.
Mızraptan telden mi çalamadığın
Muhannet kuldan mı olamadığın
Dönülmez yoldan mı gelemediğin.
Ateş alaz yanıyorum, olmadı.
10 Mart 2006 s.18. 30
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Reşadiye?de
---------------Karadağlı Dursun Elmas’a--
Memleket sevgili tutkudan öte.
Bülbüller ötüyor Reşadiye’de
Doyumsuz hamaset katmışlar süte
Hasretim tütüyor Reşadiye’de
Senden ayrılalı yüzüm gülmedi
Kör talihe kılıç çaldım ölmedi
Sitemim var Ankara’ya bilmedi
Bir nesil bitiyor Reşadiye’de
Bunca kahır, bunca çile başımda
Ayağım kapanda hile başımda
Baş olmaktan uzak bile başımda
Bir bu dert yetiyor Reşadiye’de.
Bacamız var tandır yanıp tütmüyor
Horozumuz tavuk olmuş ötmüyor
Artık anlamaya gücüm yetmiyor
Dost hüzün satıyor Reşadiye’de
Ah İstanbul yetim yurdu, arpalık
Bakıyoruz işte hep alık alık
Bugünler hüzünlü, yarın bulanık
Sevdiğim yatıyor Reşadiye’de
Ey! güneşin oğlu, ayın torunu
Zamana ok atan bayın torunu
Şu uykucu asrın sayın torunu
Güneşler batıyor Reşadiye’de
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ