Reşadiye?de
---------------Karadağlı Dursun Elmas’a--
Memleket sevgili tutkudan öte.
Bülbüller ötüyor Reşadiye’de
Doyumsuz hamaset katmışlar süte
Hasretim tütüyor Reşadiye’de
Senden ayrılalı yüzüm gülmedi
Kör talihe kılıç çaldım ölmedi
Sitemim var Ankara’ya bilmedi
Bir nesil bitiyor Reşadiye’de
Bunca kahır, bunca çile başımda
Ayağım kapanda hile başımda
Baş olmaktan uzak bile başımda
Bir bu dert yetiyor Reşadiye’de.
Bacamız var tandır yanıp tütmüyor
Horozumuz tavuk olmuş ötmüyor
Artık anlamaya gücüm yetmiyor
Dost hüzün satıyor Reşadiye’de
Ah İstanbul yetim yurdu, arpalık
Bakıyoruz işte hep alık alık
Bugünler hüzünlü, yarın bulanık
Sevdiğim yatıyor Reşadiye’de
Ey! güneşin oğlu, ayın torunu
Zamana ok atan bayın torunu
Şu uykucu asrın sayın torunu
Güneşler batıyor Reşadiye’de
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Bir Yürek Sustu
Yel değdi, üzüm yandı
Daldaki üzüm yandı
“Hicret” der, seçer gider
Kavruldu özüm yandı.
Kuranlar dokunanda
Analar yakınanda
Bir yiğit göçer gider
Dostları bakınanda.
Vadi var, sözü kavi
Yutar mı toprak devi?
Sözünden geçer gider
Gittiği yer can evi.
Kan akar, can dayana
Derim ki dost uyana
Başları biçer gider
Halk için Haktan yana.
El bizi kınar oğul
Yürekler yanar oğul
Şerbeti içer gider
Yüz akım, çınar oğul.
Vatan der vatan acı
Vatan ki başın tacı
Bağrı yanık er gider
Kardeşsiz kalır bacı!
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Vatan Olmazsa
Kim bilirdi candan özge sahibi
Toprağın bağrında yatan olmazsa
Ellerin yurdunda sığıntı gibi
Yaşanır, bu güzel vatan olmazsa
Kim bakardı senin gözün yaşına
Kim kıymet verirdi emek, işine
Kim girerdi tatlı tatlı düşüne
Şu nazlı hilali tutan olmazsa
Hicvettim âlemi anla meramı
Bağbozumu baskın yapar haremi
Beni mecnun eden dert mi yara mı?
Susardım gül yüzlü atan olmazsa
Aşka karıştırma öteberiyi
İrticalen yazdım anla geriyi
Bu vatan olmazsa gör bak sürüyü
Ne güdenler çıkar çatan olmazsa.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Onun Sevgisi....
__Ona MSN de irticalen dedim ki! _
Yıllar oldu sen gideli bilirsen
Yediğimiz aşımıza zam düştü.
Çiçeğimdin, umudumdun, arzum sen
Bina çöktü, başımıza dam düştü.
Ne sevmenin, ne sohbetin tadı var
Ne Ali’nin, ne Zülfikar adı var
Şimdi yâdımızda Deli Dudu var
Yollarımız Halep gibi, Şam düştü.
İster “oh” de, ister anla halimi
Bu ayrılık büker oldu belimi
Kapadım ağzımı, kıstım dilimi
Arsız gönül kurşunlara ram düştü.
Maviye meylettim, sarıya küstü
Mora gönül koydum, aka gün kesti
Duygularım bu kez zamansız esti
Deli poyraz kavuruyor sam düştü.
Kötü ne olacak iyilik baygın.
Artık sokaktaki kediler saygın.
Kapkaç dedikleri değilmiş soygun.
Sevgiye, saygıya buzlu cam düştü.
Melül, mahzun bakmak iyilik ise.
Neden sakalını kazıtır köse?
Böyle “iyi günler” sade desise.
Sen gideli gönlümüze gam düştü.
Artık azca düşüyorum hataya
Çünkü halim yazmıyorum siteye
Yavaş yavaş gidiyoruz öteye
Akıl, fikir, izan, idrak tam düştü.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ