Güneşin Çocuğu
Acı ve hüzün bana bakıyordu,gülümsüyordu,
Bazen bir yolcu oluyordu,yolunu bulamıyordu,
Bazende kendini arıyordu,ama hep kayboluyordu,
sevinçlerini yaşayamıyordu,denizin mistik kokan derinliklerine dalıp dalıp kayboluyordu,
oysa o güneşin çocuğuydu hüzünlü olsa bile mutluydu,
parlayan bir yıldızdı,çevresine devamlı ışık saçıyordu,
Yüzündeki mutlu yaşamı hep paylaşıyordu,acıları ise hep bir yere bırakır onsuz yaşamaya çalışırdı...
O derin bir yitikti,o güneşin çocuğuydu hüzünlü yaşayamazdı...
hayalerini düşlerinde yaşıyordu,
o yitik sözcüklere hep orada bir anlam veriyordu,
herzaman mutlu bir tablo çiziyordu oysa o hep mutsuzdu..
karamsarlık ve elemli yalnızlık yüzünden eksik olmuyordu,onunla yaşıyordu,onunla kalkıyordu,
O güneşin çocuğuydu,sessiz zamanların sesi oluyordu,
yalnızlıkların mutlu gölgesi,soğuk gecelerin mehtabı oluyordu,
sonbaharı terkeden,baharın başlangıcı oluyordu...
Gündüz ağlamazdı,oysa o hep gece ağlardı,
derin derin ağlardı,kimseler göremezdi,
gözyaşları bir sel olup bize akardı,
ama ne olursa olsun yaşamın gülümseyen yüzü olduğunu unutmazdı,
O güneşin çocuğuydu,aşklarıyla,acılarıyla,hüzünlü bakışlarıyla bize mutlu bir yarın olmaya,hayalerimize girmeye devam edecekti...
O güneşin çocuğuydu,çünkü bizi derin bir maviliğin ortasında rüzgarın uğultusu ile bir başımıza bırakamazdı...
O kadim diyarların hüzün kokan sessizliğiydi,hüzünle hüzünlenen,kederle kederlenen,aşkla şahlanan,ağlayan ile ağlayan,masum bir çocuktu,
yüzündeki çizgili tebesüm hiç bitmiyordu,
ÇÜNKÜ O GÜNEŞİN ÇOCUĞUYDU
Turan ERGÜL Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Bir Tutam Sevgi
bir tutam sevgi
yüreğimin yüreğinde olduğunu biliyorum,
kelime dağarcığı kıt olan yüreğimin,
en fakir cümleleriye seni sana yazdım,
yazmalıydım,
satırlara işlemeliydim sevgimi ve içimdekilerini,
çünkü senli kelimelerim zamansız kalmayacak...
Araratın erişilmez sevdasına gibi,yüreğim sana ait,
oysa ben seni satırlarımla sevdim....
Turan ERGÜL
Hüzünlü Çığlık
Aşkın dönmeyen yolcusu,
sen garip bir yolcu,
ben ise garip bir hancıyım bu diyarda,
sensiz bu şehirde umudu arıyorum,
ve sevgiliye uzun uzadıca bir bakış atıyorum,
yürekleri delen bir çığlık hissediyorum,
derinden....
kaybolan yılların hayali benliğimde canlanıyor,
ve ardı sıra gelen anılar,
yüreğimde acı bir tebesüm,
bir yağmur misali hüzünle karışan gözyaşları,
ve sevgiliye feryatlar başlıyor,
derken sessizliği bozan bir hoşçakal çığlığı,
ile irkiliyor matemli yüzüm....
Turan ERGÜL
Güneşin Çocuğu
Acı ve hüzün bana bakıyordu,gülümsüyordu,
Bazen bir yolcu oluyordu,yolunu bulamıyordu,
Bazende kendini arıyordu,ama hep kayboluyordu,
sevinçlerini yaşayamıyordu,denizin mistik kokan derinliklerine dalıp dalıp kayboluyordu,
oysa o güneşin çocuğuydu hüzünlü olsa bile mutluydu,
parlayan bir yıldızdı,çevresine devamlı ışık saçıyordu,
Yüzündeki mutlu yaşamı hep paylaşıyordu,acıları ise hep bir yere bırakır onsuz yaşamaya çalışırdı...
O derin bir yitikti,o güneşin çocuğuydu hüzünlü yaşayamazdı...
hayalerini düşlerinde yaşıyordu,
o yitik sözcüklere hep orada bir anlam veriyordu,
herzaman mutlu bir tablo çiziyordu oysa o hep mutsuzdu..
karamsarlık ve elemli yalnızlık yüzünden eksik olmuyordu,onunla yaşıyordu,onunla kalkıyordu,
O güneşin çocuğuydu,sessiz zamanların sesi oluyordu,
yalnızlıkların mutlu gölgesi,soğuk gecelerin mehtabı oluyordu,
sonbaharı terkeden,baharın başlangıcı oluyordu...
Gündüz ağlamazdı,oysa o hep gece ağlardı,
derin derin ağlardı,kimseler göremezdi,
gözyaşları bir sel olup bize akardı,
ama ne olursa olsun yaşamın gülümseyen yüzü olduğunu unutmazdı,
O güneşin çocuğuydu,aşklarıyla,acılarıyla,hüzünlü bakışlarıyla bize mutlu bir yarın olmaya,hayalerimize girmeye devam edecekti...
O güneşin çocuğuydu,çünkü bizi derin bir maviliğin ortasında rüzgarın uğultusu ile bir başımıza bırakamazdı...
O kadim diyarların hüzün kokan sessizliğiydi,hüzünle hüzünlenen,kederle kederlenen,aşkla şahlanan,ağlayan ile ağlayan,masum bir çocuktu,
yüzündeki çizgili tebesüm hiç bitmiyordu,
ÇÜNKÜ O GÜNEŞİN ÇOCUĞUYDU
Turan ERGÜL