Eğitim Sitesi

Hayallerim Şiiri

Hayallerim

Sevgiliyle hayal kurmak
Hayallere dalıp gitmek.

En güzel adada..
En güzel kumsalda...
En güzel çadırı kurmak.

Denizin dalga sesiyle uyuyup
Gün Dönümü ile uyanmak.
Kumsala uzanıp,
Gecenin sessizliğinde
Samanyolunu seyre dalarken
Kayan yıldızları sayıp
Dilek tutmak.

Tuttuğumuz her dileğin
Geleceğimize göz kırpması.
"Seni tuttum." dediğimiz
Her dilek için kavgaya tutuşmak gibi.

Söz&Yorum SARIOĞLAN

Şenol KARA Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Şenol KARA Şiirleri:

Ömrüm Sana Emanet

İlişkimiz anlayış, öz güvenle kurulsun
Gönlümü almayı bil, ömrüm sana emanet
Bazı sert ayrılıklar, anlayışla durulsun
Gönlümü almayı bil, ömrüm sana emanet.

Kavga edelim diye, yoktan yere kaş çatma
Ufacık bir sorundan, balıma zehir katma
Fitne fesatçılara, yuvamızı hiç satma
Gönlümü almayı bil, ömrüm sana emanet.

Yuva yapmak çok zordur, temeli sağlam olsun
Güven ateşteki kor, yanmadan aşkla dolsun
Sarıoğlanın aşkı, ahirette son bulsun
Gönlümü almayı bil, ömrüm sana emanet.

Derdimin dermanını, hep sende bulacağım
Ayrı gayrı günlerde, hep senin olacağım
Sensiz geçen her günde, sararıp solacağım
Gönlümü almayı bil, ömrüm sana emanet.

SARIOĞLAN
02 Ocak 2022
Muş ilinde karlı bir pazar akşamından...

Şenol KARA

Afyon Mahşer Meydanı

Yok edilmek istenen, halkı millet yaptık biz
Büyük Taarruzuz biz, korku bilmez ser gibi.
Savaş meydanlarında, Yaradana taptık biz
Yüzyıl geçip gitse de, zaferimiz zer gibi.
Milli ordumuz ile son darbeyi vurduk biz
Gizli plan yapana, hesabını sorduk biz
Beklenmedik bir anda, Ordugâhlar kurduk biz
Ağustos sabahında, gökten düştük nâr gibi.
Fevzi Paşamız ile dağları dar ettik biz
İsmet Paşamız ile kaçanlara yettik biz
Mustafa Kemal ile ensesinde bittik biz
Akşehir çepeçevre, hisardaki sur gibi.

Kocatepe’den baktık, önlerine indik biz
Yunan birliklerinin, sırtlarına bindik biz
Süngü hücum yaparak, yanlarına sindik biz
Afyon mahşer meydanı, ateş yakan kor gibi.
Eylül ayı gelince, kendimizden geçtik biz
Dumlupınar yönüne, top tüfekle göçtük biz
Akdeniz’i almaya, söz verip ant içtik biz
Ölümsüz Şahmeranız, iki başlı mâr gibi.
Vatan namus uğruna, cana canlar katarız
Kanla yunmuş Afyon’a, şehit olur yatarız
Türke kafa tutanı, boran olur yutarız
Sarıoğlanlar bitmez, her nefer bir Mîr gibi.
SARIOĞLAN
İNDEKS:
Ser: Baş,kafa.
Zer: Altın.
Nâr: Cehennem ateşi.
Mâr: Eski dilde yılan.
Mîr: Baş, komutan, amir.

Şenol KARA

Son Veda

SON VEDA...
Sevdiğini ebediyete uğurlamak var ya...
Çok zor...çok zor be dostlarım.
Yüzüne bakmak istersin, bakamazsın..
Elini tutmak istersin, tutamazsın..
Babaaa! ..Anaaaa!...diye seslenirsin
Duyan yok...Cevap veren hiç yok...
Sanki sevdiğin konuşacak gibi, konuşamaz.
Sanki Babacığın ağlayacak gibi, ağlayamaz.
Hele hele o kabirde geçirdiğin...
Son beş dakika yok mu.
Sevdiğin rahat etsin diye toprak atman yok mu
Ben de sevdiğimle kalayım burada!
Bende babama sarılıp yatayım burada!
Kabirden hiç çıkmayayım!
Benim üzerime de toprak atsınlar!
Diye, kara kara düşünüp durursun.
Mezarın başında toplanan cemaat
Bir sana, bir meftaya bakıp, seslenir;
"Biraz da baş ucuna toprak koy! biraz da ayak kısmına toprak koy! sevdiğin rahat uyusun!"
Çok zor...Çok zor be dostlarım.
Sevdiğini kefeniyle kıbleye çevirmek...
Sevdiğini daracık mezarında rahat ettirebilmek.
Bedeni canlanmasa da onunla vakit geçirebilmek..
Çok zor...Çok zor be dostlarım.
Sevdiğinin yüzüne son kez bakamamak.
Sevdiğinin bedenini koklayamamak.

Kefenin bağını çözmek yürek ister...
Bir an kefenin bağından tutup, sevdiceğinizi
dışarı çıkarmak istersiniz.
Babam ölmedi! yaşıyor...
Anam ölmedi! yaşıyor...Diyerek...
Boğazınız yırtılırcasına bağırmak istersiniz.
Ama yapamazsınız...Olmaz...Olamaz...
Mezar sus pus...Her yerde ölüm sessizliği.
Hani şarkılarda hep dinleriz ya;
"Yalan..Dünyada ölümden başkası yalan."
Artık her şey bitti! ölüm gerçeğiyle yüzleşme zamanı geldi, çattı! dersiniz kendi kendinize..
O an var ya..Dünya gözünüzde yok olur...
Ebedi aleme gitmek istersiniz...
Dünya, hayat, herşeyin bomboş olduğunu...
Mal, mülk, evlat herşeyin yalan olduğunu...
Sadece...Sevdiğin...Kabir....kefen...
Kara toprak ve Senden başka...
Kimseciklerin olmadığını...

Bismillah...Alameti Resulullah! diyerek;
Sevdiğinizin üzerine sert gürgen tahtalarını
Perde perde sıralarken...
Sanki dünya ile kabiri ayırıyorum sanarsınız.
Tahtaları birbirine vurdukça gelen o ses var ya
Sana ölümü hatırlatır...Sana berzahı anımsatır...
Tahtaları bir bir sıraladıkça...
Sevdiğiniz kabirde kaybolur.
Tahtaları birbirine vurdukça...
Çıkan ses, yüreğini ürpertir durur.
Adeta sevdiğinizin son kez size;
Beni bırakma! Beni bırakıp gitme! diye
Mezarından seslendiğini duyar gibi olursun.
Ama ne çare....Ayrılma zamanı geldi...
Sevdiğin...Baban...Anan...Gardaşın...
Yavaş yavaş...sessiz...sessiz...
Gözden kaybolur....Gider...
Ebedi aleme göç eder.
Ne yapalım dostlarım...
Beklemek boşuna...Mezarda kaç gün daha kalabiliriz ki...
Sevdiğinize veda edip gitme zamanı geldi.
Sevdiğini mezarlıkta tek başına yapayalnız bırakma zamanı geldi...Sevdiğini Münkir ve Nekir meleklerine teslim etme zamanı geldi...Deyip arkanıza baka baka mezarı terkedersiniz... Gözünüz yaşlı....Kalbiniz buruk...Yüreğiniz buz kesilmiş...Yüzünüz ve benziniz solgun..

O zaman aklınıza Hz.Ebubekir (R.A.)'in o müthiş sözü gelir;
"Kendin için kabir hazırlama, kendini kabre hazırla."

Genç Kaleminiz
Şenol KARA
06 Kasım 2021 Cumartesi

Şenol KARA

Hayallerim Şiiri