İki İlmek Arasındaki Yara
Gönül tezgâhına çözgü asayım
Her ilmeği için bir harf bulayım
Motifleri ile cümle kurayım
Okudukça gözler yürek kavrulsun
Hikâye ilk ve son ilmek arası
Dokuyan yüreğin ağır yarası
Halıdaki tek renk hüznün karası
Dokudukça yürek sevda nakşolsun
Gönlün fayı kırık deprem olacak
Tezgâh gerginleşti çözgü kopacak
Halı yarım kalsa umut solacak
Vuruldukça sevda kahır yoğrulsun
Âşığın kirpiği çözgüde teldi
Enkazı süpüren gözdeki seldi
Halı denen ömrün bak sonu geldi
Soludukça kahır yanıp savrulsun
Yankı Pak
Yankı PAK Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Yârim Gülüşün Ver Yaramı Saram
Zamanda saklıdır O'na hasretim
Yaralarım indi bugün derine
Gün gelir biter mi sabır nöbetim
Yaralarım indi bugün derine
Susuz koysun beni aşksız koymasın
Gelmeyecekse yâr günüm aymasın
Yâr için ölürüm günah saymasın
Yaralarım indi bugün derine
Aşk geldi hayatla açıldı aram
Vuslattan umut yok ağırdır yaram
Yârim gülüşün ver yaramı saram
Yaralarım indi bugün derine
Yankı PAK
Yankı PAK
İkramlık Şiir
Çocukluğumun ozanı
Konuk oldu kulağıma
Büyülemiş sözlerini
Vurdu kalbimin zarına
Büyüyüp de varam dedim
Dertli ozanın yanına
Çocuksun ya anlamazlar
Konuşsan seni duymazlar
Büyükler bilir herşeyi
Seni adamdan saymazlar
Ozan hissetmiş olmalı
Sesinde verdi ikramı
Görmek gerekmez yüzünü
Ağırlarsan her sözünü
Perdeler kalkar aradan
Açık tutsan kalp gözünü
Şiir sazla güzelleşti
Benim gönlüme yerleşti
İkramını unutmadım
Nur içinde yat ozanım
Kalemim sazına borçlu
Naçizane döktürüyor
Sen kadar olmaz elbette
O çocuk senle büyüyor
Yerini almak ne cüret
Tanışmadık beni affet
İkramın tadı dilimde
Buluşalım o iklimde
Büyümüşlüğüm var artık
Tutamaz beni hiç kimse
Bu bestem sana ozanım
Ulaşır belki selamım
Yankı PAK
Yankı PAK
Kaşığına Canım Vereydim Can Sılam
Kaşığına canım vereydim sılam
Yarı tok kalaydım da
Bağrında huzur dereydim
Kepçesine
Gölgemi gömdüğüm gurbet aldı
Evladımın hayallerini
Dağ bilirdi ya beni
Bilmez di ki
Cesaretini yasladığı dağ
Dağladı yüreğini
Var mıydı cihanda
Böyle bir utanç
Evladının gecesinde ay
Gündüzünde güneş olan baba
Şimdi başı yerde
Başı yavrusunun
Başının dibinde
Nasıl anlatsın ki gurbeti
Aklı ermez ki anlatsa da
Nasıl desin
Açlığın nefes çaldığını
Muhtaçlığın
Mecburiyetle birlikte kaldığını
Oyy sılam oyy
Yavrum için gittim senden
Oysa bak
Bak sılam bak
Şimdi yavrum gitmiş benden
Senin beşiğinde yatırmıştım
Dualarımı da başucuna
Bırakmıştım üstelik
Sallarken
Hangi ninniyi söyledin de
Yavrum beni duymuyor böyle
Söyle ki bende senin ninnin ile
Sesleneyim yavruma
Gurbetin dili hançerdir
Saplanır da yüreğe
Yoksa ben
Gurbet diliyle mi söyledim
Ninniyi de
Vuruldu yavrum sözlerimde
Ne ailem kaldı
Ne duygularım
Ne de aklım...
Bölündüm
Farkındayım bölündüm
Hani nerde tüm parçalarım
Hangi kabirde toplayacaksın
Yarımlarımı
Eyy kader
Canıma canan sılam
Senden giderken
Ruhum ölmüştü
Yavrumun özleminde dirilmişim
Gayri ihtiyari
Yıllarca boşuna üzülmüşüm
Vuslatın heyecanı
Can vermiş ruhuma
Oysa
Hayatın akışında saklıymış
Sürprizler
Bilemedim ki
Evladımın bakışında
Evladımın umutlarında
Evladımın hayallerinde
Ölmüşüm ben
Ölmüşümm
Gurbetin kepçesinde
Hayallerimiz vuruldu
Sılanın kaşığında ise
Hayatımız boğuldu
Olsun be hayat
Olsun
Böyle de güzel herşey
Şimdi
Sılamın kucağında
Huzurla yatıyorum
Kabrimde biten gülleri
Kıskansın gurbet
Can sılam
Anam sılam
Yavrum sana emanet...
Yankı PAK
Yankı PAK