Eğitim Sitesi

Keçi Kavurması Şiiri

Keçi Kavurması

Mevsim bahardı
Okulların kapanmasına bir-iki ay vardı
Bahçeler, bayırlar, kırlar
tazecik çimenlerle yeşile boyanmıştı
Bana bir oğlak aldı babam
Ne güzel şeydi anlatamam!
“Boş zamanında otlat !”dedi
“Bakalım büyücek mi bu adam?”
Evimizin bitişiğindeki
eski “kilise bahçesi”nde
..............otlatıp durdum onu
Beş gün- on gün derken ,
..............iyice alıştım ona
Zıplayıp dururdu etrafımda
Kıpır kıpırdı kerata
Dere-tepeyi aşan
bir şelale sesiyle seslenirdi bana
Bir gün eve geldiğimde
....................babamın karıştırmakta olduğu
....................peçka üstündeki kazandan
......................et kokusu geldi burnuma
Sorgu soran gözlerle baktım babama
-Kavurma yapıyorum, dedi babam
Hiçbir şey soramadım o’na
Çünkü
keçim kokuyordu kazandaki kavurma
Ve ben,
aklıma gelen sorunun cevabının
onaylanmasından korkarak
..................uzaklaştım oradan
O günden sonra,
..................asla kavurma yemedim
Keçi kavurmasına nefretim bundan!

Ali Koç Elegeçmez
09 Ocak 2020

Ali Koç ELEGEÇMEZ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ali Koç ELEGEÇMEZ Şiirleri:

Kirazlı Cami'inde!

Bir yaz günü..
Geçtim Kent Müzesi önünden
Geldim Kirazlı Cami önüne
Baktım,
lâle soğanına benzeyen minaresi
Ve kesme taştan yapılma gövdesiyle
.................beni bekler Kirazlı Cami!
*
Selâm verip girdim bahçesine
Küçük ve çiçekli bahçesindeki
cami hazresi’nde bir sürü mezar taşı
........................Hepsi mermer bakışlı

Selam verdim merhumlara
........................Selâm verdiler bana!
*
Kirazları aradım sağda solda
Kabirlerinde yatanlar
Hepsi birden güldüler bana!
*
-Neden gülüyorsunuz ? dedim.

Dediler :
Kiraz sevenler
……………………….kirazları yediler!
……………..*…………….
16.nisan.2019-Salı

Ali Koç ELEGEÇMEZ

İstanbul'da Binalar Ve İnsanlar!

İstanbul’da binalar gördüm:
üst üste,sarmaş dolaş..
yedi tepe, dağ gibi
Pek çoğunda ağaç yok
lâhit mezarlar gibi
*
Geceleri, her biri
türbe gibi bakıyor
Gündüzleri, içinden
yola insan akıyor
*
İnsanlara baktım da
umut; yanardağ gibi
Sağa sola yağarlar
lâpa lâpa kar gibi
*
Kimi hemen eriyor
tavadaki yağ gibi
Kimi buzdan bir kayaç
Erciyes Dağı gibi
*
Kimi, hasata hazır
şıralık bağa dönmüş
Kimisi gaz kaçıran
balon gibi pörsümüş
*
Kimisi korunaksız
kabuksuz nara benzer
Kimisi seyyah olmuş
gün boyu gezer gezer
*
Sordum da, hiçbirinin
dönmeye yok niyeti
Pek çoğu, varoşlarda
yaşayan beyaz zenci!
*
Kalplerini yaksa da
şu memleket özlemi
Her birinin gönlünde
hep, İstanbul var gibi
*
Kiminin bir tek ah’ı
bin ah gibi yakıyor
Kimi, vaha arayan
mecnun gibi bakıyor
*
Kimisi dane dane dökülüyor
çarklardan
Kimisi medet umar
neonlu akşamlardan
*
Kimisi yuva arar
yedi tepe üstünde
Kiminin Sultanahmet
yükselir gözlerinde
*
Kimi güvercin olmuş
Yenicami önünde
Kiminin bir tas çorba
tütüyor gözlerinde
*
Kimisi de Boğaz’a
başka yerden bakıyor
Gönlünde ya Çırağan
ya da Yıldız yatıyor
*
Kiminin’se
gemiler geziyor yüreğinde
Kiminin
Dolmabahçe tütüyor
...............sözlerinde
*
Kimisi kulak verir
ezanların sesine
Kimisi şiir yazar
denizin gözlerine
*
Kimi, köprü üstünden
olta atar sulara
Kimi de Sirkeci’de
bakar mor vagonlara
*
Kimi denizde vapur,
Gün boyu siren çalar!
Kimi denizde martı
sulardan buse çalar
*
Her biri başka ilden
kimisi başka dilden
Alamazlar kendini
Boğaz’ın gözlerinden
*
Kimisi duymamıştır
Aşiyan’ın adını
Kimisi tatmamıştır
Beşiktaş’ın tadını
*
Ne Cahit bilir kimi
Ne 0rhan..Ne Külebi
Ne Çamlıca üstünden
bakan Yahya Kemal’i
*
Pek çoğu ortadirek
Pek çoğu da öğrenci
“Kimi bir ev kedisi
Kimi de bir ciğerci...”.
*
Her birinin umudu
ekmek kadar kocaman
Her birinin gönlünde
yatar koca bir aslan!
*
Pek çoğu,
iki eşli
acı çeken bir duldur!
İlk yâr, memleketleri
ikinci İstanbul’dur
*
Umut verir onlara
bu şehrin nimetleri
Mum gibi bitseler de
ararlar vitrinleri!
*
İstanbul, onlar için
taşı altın diyardır
Bir susamlı simitle
pek çoğu bahtiyardır!
*
Sonunda bilirler ki
çoğu burdan yolcudur
Sorarsan, umutları
yine de İstanbul’dur
*
Yollarda koştururular
görünen hayal gibi
Bağdat Yolu’na düşmüş
birer karınca gibi
*
Baktım da gözlerine
şu İstanbul, yâr gibi
Her birinin gönlünde
Tek, İstanbul var gibi
……..***…
21.04.2009..pzt.

Ali Koç ELEGEÇMEZ

Tekirdağ'a Mecburum!

Marmara kıyısına
Sere serpe uzanmış
Bir deniz kızı gibi
Dururken öyle emin

Bulutları okşayan
0 eski camilerin
İyot kokan teninle
Gönlümü çaldı mavi’n

Mavi içinde mavin
Mest etti beni halin
0 vakur duruşunla
Tekirdağ, ne güzeldin!

Sahildeki yeşilin
Süzülen gemilerin
Tarihi eserlerin
Namık Kemal Heykeli'n

Ağaçların içinden
Duyulan kuş seslerin
Tazecik sebzelerin
Ve kiraz festivalin...

Bütün bunlarla inan
Tekirdağ, şahanesin !

Kumbağ’da ki denizin
Sıcak kumlu sahilin
Hele o meltemlerin
Sandım ki cennetteyim

Seni gördüm göreli
Sana meyletti gönlüm
Artık sana gelmeye
Bil ki ben yemin ettim!

Ali Koç Elegeçmez
18.şubat.2020

Ali Koç ELEGEÇMEZ

Keçi Kavurması Şiiri