Kırnav Kalesi
Bak yıllara meydan okurcasına
Nasılda bakıyor kırnav kalesi
Kütle taşla nakış dokurcasına
Sökülmüş akıyor Kırnav kalesi
Gölgesiyle kura nehrine çökmüş
Ardahan eline zehrini dökmüş
Kara zindanları diş tırnak sökmüş
Ah almış çekiyor Kırnav kalesi
İhanet önünde dağlar mı durur
Demirden duvarlar içini korur
Yüzüne bakınca öfke savurur
Buz gibi bakıyor Kırnav kalesi
Harabe taşları öreni süsler
Karganın uğrağı üstünü pisler
Kaç mezar kaç kırbaç izini gizler
Küflenmiş kokuyor Kırnav kalesi
Çayağzı köyünün sağ yakasında
Yaylanın yolunda dağ arkasında
Ormanı sırtlamış cenk ortasında
Çok canlar sıkıyor Kırnav kalesi
Yaşar KILIÇ
Yaşar KILIÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Atıyoruz Üç Buçuk
Korkudan kasımız oldu üç buçuk
Atıyoruz gardaş haberin olsun
Korona yüzdeyle bizde bir buçuk
Katıyoruz gardaş haberin olsun
Önümüze düştü devası bir çığ
Yığıldık gemiyle denize açık
Altımız delindi üstümüz açık
Batıyoruz gardaş haberin olsun
Kış gelmeden bizi tuttu ayaza
Baharı beklerdik ha geldik yaza
Banka faiz kartla borç yaza yaza
Yatıyoruz gardaş haberin olsun
İnsanlara telaş neden olduysa
Ödünç borç ver diyor oda aldıysa
Atadan babadan ne var kaldıysa
Satıyoruz gardaş haberin olsun
Her yerde bekleyip duramıyoruz
Tokalaşıp selam veremiyoruz
Hani mikrop nerde göremiyoruz
Yutuyoruz gardaş haberin olsun
Market pazar açık hep alın diyor
Raf üstü fiyatı çok kalın diyor
Müşteri patrona dalalım diyor
İtiyoruz gardaş haberin olsun
Pandemi diyorlar hasta zilleti
Bozguna uğrattı bizim milleti
Evlere hapsettik biz o illeti
Tutuyoruz gardaş haberin olsun
Yaşar Kılıç
Yaşar KILIÇ
Sülo
İhtibarım yere düşmesin diye
Kendini her yerde överdi sülo
Hiç kimse kapıdan geçmesin diye
Bağ itiyle gezer kovardı sülo
Sülonun küçük bir aynası vardı
Saçını yan döker havası vardı
Kıçında dört büyük yaması vardı
Ağanın kızını severdi sülo
Fabrikaya girdik yine buluştuk
Aynı işte uzun yıllar çalıştık
O gün yoksa biri ölmüş alıştık
Yalandan dizini döverdi sülo
Bir işe yaramaz portifle gezer
Çalışır cihazı elleyip bozar
Kıvrılır aradan sıvışıp sızar
Konuşmaz o günü duvardı sülo
Haftaya dönerdi bize vardiye
Süloya bir önlük geldi hediye
Giymezdi saklardı kirlenir diye
Yağlı pis tulumu sıvardı sülo
Görücüye gittik sönük dediler
Kekeme diline yenik dediler
Bu sümüklü kalık kemik dediler
Kovulduk deyince söverdi sülo
Sülonun sonunda hatçesi oldu
Azeri şivesi lehçesi oldu
Gidip de dönmeyen akçesi oldu
Gözünü BAKÜYE çevirdi sülo
Yaşar Kılıç
Yaşar KILIÇ
Efendim
Gözüm Beytullahta gönlüm Kabe'de
Benim sevdiğim gül aldır efendim
Alım Beytullahtır gülüm sahabe
Benim en sevdiğim kuldur efendim
O güller seninle her gün dolaştı
Kaldırdı perdeyi hak sana açtı
Uhutda hamzayla çok şehit düştü
Cennetül bakide kaldır efendim
Ensar evden uzak yurdun da sürgün
Mekke Medine'ye sürüldüyü'gün
Gözler yol çekti özlemse her gün
Arası birkaç gün yoldur efendim
Asırlar devrildi seneler geçti
İnsan zamane'dir devir değişti
Salih kullar Zemzem suyun'dan içti
Bize de bir bardak doldur efendim
Senden sonra bilsen ah neler oldu
Ekinler hormonlu çiçeği soldu
Çocuklar büyüdü babayı sordu
Anası nikahsız duldur efendim.
Yaşar KILIÇ
Yaşar KILIÇ