Klavyeyle Sinek Öldürülmez 4
Klavyem yine bozuldu sinekler suçlu değil,
Çok başka sebeplerden edilmişiz ki rezil...
Düğmesine basmadan virgüller yazılıyor,
Hem de yüz binlercesi yan yana diziliyor...
Dedim, harf kilitlendi defalarca, yokladım,
Sorun düzelmiyordu ne yaparsam yapayım...
Farklı klavyelerle de virgüller duraksamıyor,
Google'yi dahi açsam virgül sıralanıyor...
Klavyemiz kilitlenmiş sökmem gerekecekti,
Söküp de fırlatınca sorun düzeltilmişti...
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Aşağılayarak Süzmüş, İşimiz Olmaz, Demişti
Yukarıda Rab vardı bizleri gözetleyen,
Gariban dahi olsa onu küçümsemeyen…
Ya da kibirli için ince ayarlar katan,
Fakire kâr gönderen işlerini aşan…
Çok hatıra vardır, yazılsa, anlatılsa,
Kolay anlatılamaz ifadeler sunulsa…
İşte size bir örnek kısa anlatacağım,
Yan yana lokanta öyle ki acıkmışım…
Biri müşterisizdir ekmeği dünden kalma,
Yemeklerse aynıdır, fasulye ve kavurma…
Sütlaç hediyeleri çay da ikram ederler,
Müşteriler olmasa da sorun edinmezler…
İki taraf yarışır aynı yemekleriyle,
Biri biraz öndedir meşhur kalitesiyle…
Kapısından geçerken kazanan küçümsedi,
Kibirli bakışlarla bize girme, demişti…
Diğeriyse gir, dedi dış kapıda oturdum,
Dedim, fasulye, pilav sütlaçım da gelecek…
Üste çay da isterim ısmarlama olacak,
Dedim, gazoz getirin yerli malı olacak…
Çocuk gazozu buldu tevazulu davrandı,
Diğer patron kapıda kibir ile bakındı…
Dediler, bu hocamız onlar aşağıladı,
Aşağı tavırlarla, bizi izliyorlardı…
İşimiz olmaz, demişti üç beş laf da söylendi,
Astarı yırtık dendi paltomuz incelendi…
Derken, büyük bir gurup en az on kişi vardı,
İçeriye girdiler belli acıkmışlardı…
Ardından yirmi kişi üst katı doldurdular,
Lokanta doldu taştı onlarsa bakınırlar…
Sebebi bildiğim şey burada anlatılmaz,
İncecik yüreğimiz ifadelere sığmaz…
Haddimi bildim kalktım yer falan kalmamıştı,
Çay gerekmiyordu daha gelenler vardı…
Hemen ücreti verdim normal yoluma döndüm,
Müşteri bolluğunun sebebini görmüştüm…
Rastladıklarımdandı, kısaca ima ettik,
Apaçık söylerlerdi biz şiirleştirmiştik…
Diyenler oluyordu hocamız hayırlıdır,
O hep geldiğinde işlerimiz açılır…
Bir yeri terk edersek battığına rastlardık,
Tevafuk, diyeceksin biz bunları yaşadık…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Çocuk Ölü Kediye Ağlıyordu
Geçerken görüyordum, bakmayıp atmışlardı,
Evlerinin dışında aç miyavlıyorlardı…
Baktım birisi ölmüş yol kenarına aldım,
O anda çaremiz yok hesabı yapamadım…
Sonra döndüğüm zaman bir çocuk ağlıyordu,
Diyordu, sevdirtmedi anladım duyguluydu…
Neyse elinden aldık yerine kitap verdik,
Kitabımız çıkmıştı onu teselli ettik…
O daha dün sağ idi üzülerek geçmiştik,
Biz, artık çaresiziz gücümüzü bitirdik…
Eskiden alırdık kapasitemiz varken,
Şimdi evim almıyor gücü tükettiğimden…
İki odalı evde kırk kadar kedimiz var,
Alma şeklinde değil doğurup çoğaldılar…
Açıkçası yalnızız gücüm yetmez şekilde,
Tehdit dahi alırız sokaktan git şeklinde…
Kâğıda sarılı taş bahçemize atılır,
Bir bir öldürüyoruz sabrımız kalmamıştır…
Oysa etraf kırsal kedi ne zarar verir?
Yıkım beklenilmekte tehdit mi etmelidir?
Bu yüzden ölenler çok yılda elli kadar var,
Öldüren belli değil delilsiz yapmaktalar…
Yani kalmayacaklar ölüp eksilecekler,
Görmezden gelmelerle yarın tükenecekler…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Kedim Yine Bilgisayar Faresi Yakalamış 14
Bilgisayar masama çıkmış oynamaktalar,
Bunlar cahil kedi laf anlamamaktalar…
Derken bir fare düşmüş kovamızın içine,
Sabah kalktım bir baktım farem kaybolmuş yine…
Baktık kova içinde hayvancağız aç susuz,
Rab mahlûkatlarına davranılmaz duygusuz…
Bir parça peynir verdik üstüne kurabiye,
Yazın şu sıcağında giyilir mi abiye?
Sonra dedim, fareye kaç ve canını kurtar!
Fare, bize yalvardı dedi, canım çeker nar…
Dedik, al sana bir nar etrafa dökmeden ye,
Kabuklarını da sat rastlar isen deveye…
Dedi, sen ne iyisin Rab senden razı olsun,
Kitapların satılsın cebin parayla dolsun…
Dedim, sana teşekkür hem de kalpten yürekten,
Hem ne de çok bıkmıştım kazmadan ve kürekten…
Hemen kalktım demledim kaliteli Türk çayı,
Yanında bisküviyle kocaman da bir ayı…
Ayı, yalvarır durur bizi bu sefer affet!
Dolduruşa getirmişti lokantacı Rafet…
Dedim, affedeceğim ama bir şartım vardır,
Bekletmemek gerekir çay demini almıştır…
Hem kapı çalınmakta diyeceğim, çalmayın,
Hırsızlık kötü şeydir izinsiz şey almayın…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK