Tarık teşekkürler çok güzel bir şiir...
Meltem
Gece, sessizliğe gömüldü dünya
Bir ben varım şu an bir de hayalin.
Hasretin çok zor geliyor bana,
Sensiz zaman hiç akmıyor sevgilim.
Sessizlik üzerime kâbus gibi çökerken
Sensizlik yüreğimde yara olmuş kanıyor.
Oturmuş hayalinle sohbet ederken
Gözlerim ufuklarda seni arıyor.
Geceyle beraber hüzün çöktü üstüme
Ama sana asla edemem sitem,
Yine sensizlik endişesi düştü içime
Gözlerine susamış, seni özlemişim “Meltem!”
Turan AKBULUT Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Turan AKBULUT Şiirleri:
Gözlerinde toplanmış hayatın buğusu
Dudaklarında sitemler,
Yüreğin, yaralı bir kuş gibi
Kanat çırpar kafeslerde.
Hürriyet nameleri şakır dilin
Ellerin tutunacak dal arar,
Sırtında hayatın en ağır yükü
Bu seninki, çok efkârlı bir öykü…
Bir yudum sevgi alsan eline,
Kana kana içer susuz yüreğin,
Başını koyacak şefkatli bir omuz,
Sığınacak bir gölgedir dileğin.
Kucağında büyütmüşsün ızdırap çocuğunu
Daha ilkbaharında fidanken
Rüzgâra vermişsin tomurcuğunu…
Bakışların ufukları delecek,
Sitemin doruklarda geziyor
Damla damla suluyorsun gülleri
Unutmak ister gibi yaşanmamış dünleri.
Çığlığın kuyuların en dibinden geliyor…
Dizlerin çırpınmaktan delinmiş
Meğer bu vefasız hayatın
Tüm dertleri seninmiş…
Sır dolu bir sandığa dönmüş yüreğin,
İçinde fırtınalar koparır umman.
İndirmiş yelkenleri gözlerinde gemiler,
Dudakların feryatları fısıldar…
Yolların dikenlere bezenmiş,
Ayakların dolaşır serseri çalılara
Dur ey güzel yüzlü ceylan
Çıkma bu çetrefilli yollara…
Yıllardır sığındığın sükût limanlar
Şimdi dalga dalga vurur sahile,
Seni yaşamaz artık mısralar
Anlatmaksa nafile…
Çöz artık birer birer atılmış düğümleri
Yakana yapışan ellerden kurtul!
Sen, sen ey dalgalı deniz
Gel bu sakin limanda durul…
Eğer bir parça huzursa aradığın,
Şefkatli bir kucakta kaybolmak istiyorsan…
Vefalı bir omuzda uyumaksa dileğin,
Sıcak bir dokunuşa hasretse ellerin
Artık bu karanlık düşlerden uyan…
Gönlündeki buzları sevginle erit,
Bu karanlık geceyi aşkınla dirilt.
Turan AKBULUT
Bir bilsen senin için ben nelerden vazgeçtim…
Ama sen yüreğimi acımadan çiğnedin.
Senin için hayatın zor yollarından geçtim
Bir gün olsun kadrimi, kıymetimi bilmedin…
Kalbimde acıtmadık bir dirhem et koymadın,
Tırnağınla değil de, sözlerinle kanattın.
Yaralı yüreğimi ağlatmaya doymadın,
Gözün aydın, ardında bir beyhude bıraktın.
Şimdi ben gidiyorum, bir daha dönmem geri,
Yeter, uslansın artık, içindeki serseri!
Kalbimde senin için açtığım temiz yeri,
Sözlerinle kirletip, bir meçhule bıraktın…
Turan AKBULUT
Ey! Duruşu mahur,
bakışı mahmur mum çiçeği.
Senin payına mı düştü
bu dalgalı hayatın
sahillerinde solmak.
sana mı kaldı, en ağır yükü
omuzlarınla kaldırmak.
Sen ki,
güneşler açtırmalısın
en karanlık gecelerin
ufuksuz şafaklarında.
pervasız gölgelerde
ışığa koşmalısın
delicesine....
Sen ki,
umudu sulamalısın
gözlerinden süzülen
damla damla çiğlerden.
kokular salmalısın dört bir yana
yaprak misali kirpiklerinden...
gözlerinden hüzün değil
yemyeşil düşler akmalı.
güneş açınca gözlerini,
ilk senin yüzüne bakmalı...
Hayran olmalı sana Hilâl,
dili tutulmalı dolunayın,
Mehtap, yüzünden almalı
o parlak ışığını.
simsiyah gökyüzünde,
samanyolu saçlarında,
yıldızlar parlamalı.
denizin suyunda
göklerin değil,
gözlerinin rengi olmalı
ve balıklar
hayatı engin sular yerine
gözlerinde bulmalı.
sararmış başaklarla değil,
saçlarınla oynaşmalı rüzgarlar,
kirpiklerine tutunmalı kuşlar
ve ceylanlar
göğsünde uyumalı.
hadi gülümse artık,
özüne banıp da kansın arılar.
kokunu yaysınlar
yedi düvele.
o zaman fark edeceksin
sevda denen gerçeği,
Ey! Duruşu mahur,
bakışı mahmur mum çiçeği.
Turan AKBULUT(LEYSEYUP)
Turan AKBULUT