Mum Çiçeği
Ey! Duruşu mahur,
bakışı mahmur mum çiçeği.
Senin payına mı düştü
bu dalgalı hayatın
sahillerinde solmak.
sana mı kaldı, en ağır yükü
omuzlarınla kaldırmak.
Sen ki,
güneşler açtırmalısın
en karanlık gecelerin
ufuksuz şafaklarında.
pervasız gölgelerde
ışığa koşmalısın
delicesine....
Sen ki,
umudu sulamalısın
gözlerinden süzülen
damla damla çiğlerden.
kokular salmalısın dört bir yana
yaprak misali kirpiklerinden...
gözlerinden hüzün değil
yemyeşil düşler akmalı.
güneş açınca gözlerini,
ilk senin yüzüne bakmalı...
Hayran olmalı sana Hilâl,
dili tutulmalı dolunayın,
Mehtap, yüzünden almalı
o parlak ışığını.
simsiyah gökyüzünde,
samanyolu saçlarında,
yıldızlar parlamalı.
denizin suyunda
göklerin değil,
gözlerinin rengi olmalı
ve balıklar
hayatı engin sular yerine
gözlerinde bulmalı.
sararmış başaklarla değil,
saçlarınla oynaşmalı rüzgarlar,
kirpiklerine tutunmalı kuşlar
ve ceylanlar
göğsünde uyumalı.
hadi gülümse artık,
özüne banıp da kansın arılar.
kokunu yaysınlar
yedi düvele.
o zaman fark edeceksin
sevda denen gerçeği,
Ey! Duruşu mahur,
bakışı mahmur mum çiçeği.
Turan AKBULUT(LEYSEYUP)
Turan AKBULUT Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Kerkük
Bir sevdayı getirip yüreğime kazdılar
Adını da kalbime KERKÜK diye yazdılar.
Bu sevda masallarda yaşanır sanıyordum
Ben yıllardır bu şehri gönlümde arıyordum…
Efsanedir bu şehrin hep taşı ve toprağı,
Hüzünlü ağaçların gam kokar her yaprağı…
Bu şehrin toprağına her gören sevdalıdır
Türkülerde söylenen, KERKÜK’ün feryadıdır…
Vatanına sevdalı bir nesil yaşar burda,
Kahraman yüreklerden; ummanlar taşar burda!
O yürekler coştu mu; tarih ardınca yürür…
KERKÜK, Anadolu’nun bir mukaddes mührüdür!
Ne mutlu, şehit olup bu toprakta yatana!
Bu şehrin insanları sevdalıdır vatana!
Vatan için ölmeden bu toprakta yatılmaz!
Türk’ün toprağıdır bu, başkasına yâr olmaz!
Ona uzanacak el; tam kökünden kırılır!
Bayrağına yalnızca şehitleri sarılır!
Ne olaydı, bir gün, bu toprakta öleydim…
Ben de şehitlerin yanına gömüleydim!
Ah KERKÜK! Ben sana gönülden sevdalıyım…
Bu dünya durdukça, sana sahip olmalıyım!
Turan AKBULUT
Geldi Ömrün Sonbharı
Geldi ömrün sonbaharı
Güvendiğin gençlik gider.
Eser ecel fırtınası
Gözde fer, dizde derman gider.
Birbir gider sevdiklerin
Ana bile koyar gider..
Bir yastığa baş koyduğun
Ceylan gözlü o yar gider.
Birşey gelmez hiç elinden
Kuvvet çekilir belinden
Şakıyan bülbül dilinden
Hoş sadalar uçare gider.
Turan, kaçılmaz ecelden
Hazırlığın yap tez elden
kalbe giren her güzelden
Bu varlığın kopar gider.
Turan AKBULUT
Şehit Ve Annesi
Anne!
Tatlı rüyalar anneciğim…
Bu sabah uyandığında
“Bir rüya gördüm!” diyeceksin
“Rüyamda oğlumu gördüm!
Aslanımı, ciğerparemi,
yavrumu gördüm!”
ahh, canım annem!
Ne güzel okşardın saçlarımı…
Yanaklarıma sıcacık öpücükler kondururdun
Canımla beraber acırdı canın,
Sanki, ellerinde atardı yüreğim.
Ben hasta olsam senin için yanardı,
Üzüldüğümde yüreğin kanardı da
Belli etmemeye çalışırdın
Ama, hep o gizli gözyaşların
Ele verirdi seni…
Onu da ben belli etmezdim.
Anacığım!
Dilimde türkü gibiydin
Yanık mısralarım vardı senden yana
Adını andığımda yüreğim bir başka yanardı
Ana.
Senin yandığın gibi hani;
Adımı andığın zamanlarda…
Sen benim en temiz yanımdın,
Taze baharım gibiydin ana!
Seninle açardı güllerim,
Seninle yeşerirdi yollarım,
Sensiz ötmezdi bülbüller
Sensiz kokmazdı karanfiller
Senin olmadığın yerde
Her yanımı örümcekler sarardı benim
Senin tılsımlı nefesin beni canlandırırdı
Arınırdım, ak pak olurdu her yanım;
Senin elinin değdiği yerde…
Canım anam!
Gözümün nuru, gönlümün baharı anam!
Cennetler saklıydı senin ayaklarının altında…
İşte, ben gördüm o cenneti ana!
Kim getirdi sana o kara haberi bilmem!
Kim dedi “oğlun öldü!” diye
Ben ölmedim ki ana!
Bilmez mi o kara haberciler
Şehitler ölmezler!
Ben ölmedim ana!
Aha, yanı başındayım
Sen şimdi tatlı tatlı uyusan da
Ben hep geleceğim.
Sana dokunamadan,
Ellerini öpemeden,
Başımı dizine,
Yanaklarımı yanaklarına koyamadan
Sıcacık bir nefes bırakacağım yanı başına;
Beni her andığında…
Hadi, kaldır başını!
Soranlara “Ölmedi benim oğlum!” de,
Gerçi anacığım, eller bu sırrı bilmezler;
Şehitler ölmezler!
Sakın bir daha ağlama olur mu!
Sakın yüreğini dağlama!
Aman ha anam!
Sakın bir daha karalar bağlama!
Sen bir şehit anasısın…
Hani, hatırladın mı?
Beni uğurlarken evin kapısında
“Güle güle git oğul,
seni ben vatana kurban adadım
ya şehit, ya gazi ol!” demiştin…
bak yine sözünü tuttum senin
vatana siper oldu bedenim!
Kör kurşun yüreğime saplandığında,
Önce “Allah!” dedim
Sonra, adını andım ana!
Bir görmeliydin beni o anda,
Senin oğlun olduğumu bildi herkes,
“Öyle ananın böyle oğlu olur!” dediler
bedenimi yıkamadan toprağa verdiler…
hani, sen bilirsin ya anacığım,
Şehitler ölmezler!
Kurban olurum anam
Ağlama!
Yüreğini dağlama!
Sakın ha gözümün nuru
Karalar bağlama!
Yakışmaz sana karalar bağlamak,
Yakışmaz bir şehidin anasına ağlamak!
Yarın günlerden yirmibir ocak
Benim doğum günümdü hani…
Biliyorum, yine koşarak geleceksin yanıma
Fatihalar, Yasin-i Şerifler okuyacaksın
Ruhuma.
Senin de başında bembeyaz bir örtü olsun,
olur mu ana?
Mezar taşımın üstündeki kar kadar beyaz…
Ey benim güzel anam!
Yarın, başucumda otur biraz…
Turan AKBULUT