betül zehra yuıldıran çok uzun bir şiir biraz daha kısa daha iyi olur
Okuma Sevgisi
Ben küçükken, bazen soruyorlardı:
Düşünmeden "Ne var bu kitaplarda? "
Aslında, bilmeden, üzüyorlardı
Nedense, cevabı yok hatırımda.
Elimdekiler aydınlık anlardı
Yarınla bugün, dündü yazılarda.
Doluyla kar yağsa, gönlüm bahardı
Lale, sümbül açardı duygularda.
Okuyana, neden gülüyorlardı ?
Bu, etmektir hep, cahilliğe veda.
Yapılana dudak büküyorlardı
Onlar iken, acınacak durumda.
Anlamsız tükenen vaktin feryadı
Sokakta veya o ufak odada,
Sessizce kulaklarımda çınlardı:
Koşmalısın bilgiye şu dünyada.
Yaşamdan iz taşır kitabın adı,
Göz atmazsan içine etmez fayda
Eser; düşüncenin iki kanadı
Hoşgörüdür ülkeler arasında.
Böyle çıkar nefes almanın tadı
Kelimenin ışığıyla akşamda.
Kırılır umutsuzluğun inadı
Kaybolur o güzelim satırlarda.
Geçti günler, yıllar takvimde kaldı
Yanar içimde hiç sönmeyen sevda.
Daima uyanık duran sabrımdı ;
İnsanlığı ararken sayfalarda.
SEVİLEN ŞİİRLER Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer SEVİLEN ŞİİRLER Şiirleri:
Evin önünde hark vardı,
Harkın önünde alçacık köprü,
Köprünün üstündeki çocuklar
Hayalet gibi bir kuş gördü.
Eğilip baktık tahtalar arasından
Uzaklardan gelme bir garip kuş.
Kuzgun gibi,balıkcıl gibi birşey,
Köprünün altına yorğun düşmüş.
Kutupların,denizlerin,romanların,
Sihrini taşıyordu.
Biz ona bakıyorduk, o bize
Korkusuyla karanlık ormanların.
Kimimiz deynekle dürte dürte...
Kimimizde kaynar su döktük,
İşedik bir güzelce üstüne,
Garip kuşu öldürdük.
Yaralı bir gemi gibi yüze yüze
Köprünün dışına çıktı.
Vura vura eğlendik,
Attık birbirimize.
Uzaklardan gelme garip kuş
Mürekkep rengi gözlerinle
Artık dünyamızı göremezsin!
Bağrışmamız gitmez kulaklarına,
Yaprakların arasında güneşe karşı
Çiftleşemezsin.
Dişiysen yumurtlayamazsında!
Böyle deyip kuşun dört yanında
Akşama kadar hora teptik
İnsan olduğumuzu iyice
Garip kuşa öğrettik
Cahit KÜLEBİ
SEVİLEN ŞİİRLER
Ben küçükken, bazen soruyorlardı:
Düşünmeden "Ne var bu kitaplarda? "
Aslında, bilmeden, üzüyorlardı
Nedense, cevabı yok hatırımda.
Elimdekiler aydınlık anlardı
Yarınla bugün, dündü yazılarda.
Doluyla kar yağsa, gönlüm bahardı
Lale, sümbül açardı duygularda.
Okuyana, neden gülüyorlardı ?
Bu, etmektir hep, cahilliğe veda.
Yapılana dudak büküyorlardı
Onlar iken, acınacak durumda.
Anlamsız tükenen vaktin feryadı
Sokakta veya o ufak odada,
Sessizce kulaklarımda çınlardı:
Koşmalısın bilgiye şu dünyada.
Yaşamdan iz taşır kitabın adı,
Göz atmazsan içine etmez fayda
Eser; düşüncenin iki kanadı
Hoşgörüdür ülkeler arasında.
Böyle çıkar nefes almanın tadı
Kelimenin ışığıyla akşamda.
Kırılır umutsuzluğun inadı
Kaybolur o güzelim satırlarda.
Geçti günler, yıllar takvimde kaldı
Yanar içimde hiç sönmeyen sevda.
Daima uyanık duran sabrımdı ;
İnsanlığı ararken sayfalarda.
SEVİLEN ŞİİRLER
Geri Gelen Mektup (Hüseyin Nihal Atsız)
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.
Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
Hüseyin Nihal Atsız
SEVİLEN ŞİİRLER