Ömer Halisdemir
Rüya değil,
Sanki gerçek.
Toprak damlı bir mekân,
Ve içinden gelen hoş bir seda.
Başını içeri uzattı Ömer.
Resûlullah (s.a.v) ve etrafında yirmi kadar sahabe,
Pür dikkat onu dinliyorlar;
Resûlullah (s.a.v) seslendi:
“Gel Ömer! Gel, sen de bize katıl!”
Ömer adımını kapıdan içeri attı,
Heyecandan kan ter içinde kaldı;
İşte tam o sırada uyandı.
Aradan birkaç gün geçti,
Yıl iki bin on altı,
Aylardan Temmuz,
On beş Temmuz gecesi,
Ve günlerden Cuma idi,
Ömer âdeta uçacaktı.
Saat dokuza vardı,
Babasını aradı:
“Yerimde duramıyorum,”
“Ben çok hırslanıyorum baba.” dedi.
Yirmi senelik asker,
İlk kez böyle söyledi.
Hasan Hüseyin şaşırdı:
“Oğlum bir su iç!”
“Besmele çek ve korkma!” dedi.
“Ben hazırım!” dedi arslan Ömer.
Güneş battı,
Şafak attı,
Gündüz geceye aktı.
Telefon çaldı,
Ömer telefonu aldı
Ve cevapladı:
“Emredin komutanım!” dedi.
Arayan Zekai Aksakallı,
Özel Kuvvetler Komutanı,
Korgeneral Zekai:
“Ey Ömer!”
“Tuğgeneral Semih Terzi bir darbecidir, vatan hainidir!”
“Onun karargâha girmesine müsaade etme!”
“ O haini öldür!”
“Bu işin sonunda şehitlik var yâ Ömer!”
“Seninle yirmi yıllık hukukumuz var.”
“Hakkını helal et!” dedi.
Hiç düşünmeden:
“Emredersiniz komutanım!”
“Hakkım helal olsun!”
“Siz de hakkınızı helal edin!”
Dedi Astsubay Ömer.
Ve tarihi görevini üstlendi.
Vatan haini Semih Terzi,
Ve beraberindeki on kişilik timin hepsi,
Geldiler, karargâha kadar.
Ömer kendini vatana adar,
Tek başına karşılarına çıkar:
“Zekai Paşa’nın emri var!”
“Karargâha giremezsiniz!” der.
Tim üzerine atlar,
Başçavuş Ömer kurşun atar,
Alnının tam ortasından vurur darbeci haini.
Yığılıp kalır orada Semih Terzi.
Davranır silahlara hainin koruma timi;
Kurşun üstüne kurşun yağar,
Gafiller tam otuz kurşun atar,
Kalpleri taş kesmişti, sanki demir
Şehit olur Ömer Halisdemir.
Onun şehadeti,
Olur, bu vatanın selameti.
Baba Hasan Hüseyin rüyasında görür Ömer’i:
“Nereye gidiyorsun oğlum?”
“Baba nöbetim var.”
“Nöbete gidiyorum.” der Ömer.
Artık Ömer Halisdemir,
Vatanı şehitlerle bekler.
Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan
Yûnus KOKAN Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Yunus Hamd İle Başlar
Yûnus hamd ile başlar,
Gözden gelir kanlı yaşlar,
Secdededir; mü’min başlar
Hacılar şeytanı taşlar,
Kıyamdadır tüm ağaçlar,
Rükûda bekler hayvanlar,
Hakk deyip uçan kuşlar,
Hû diyen tüm rüzgârlar,
Hepsi de Sen’i anarlar,
Cümle âlem Sana tapar.
Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan
Yûnus KOKAN
Fark Etmez Payımızda Yazan
Ey menfî milliyet hastalığına kapılmış gâfil insan!
Mîzanı kaybetmemeli lisan,
Biz önce Müslüman’ız,
Sonra Türk’üz.
Biz önce Müslüman’ız,
Sonra Kürt’üz.
Biz önce Müslüman’ız,
Sonra Arab’ız, Fars’ız, Çerkez’iz, Laz’ız...
Fark etmez payımızda yazan,
Zîra, ortak paydamız İslam.
Bu şuurla yaşamalı Müslüman.
Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan
Yûnus KOKAN
İlim
Vücutta baştır,
Gözlere kaş,
İlim ne güzel arkadaş.
Hikmetli sözdür,
Kalplere öz,
İlim ne güzel bir göz.
Bitmeyen heyecandır,
Damarlarımızda kan,
İlimdir gerçek can.
Hem ekmektir
Hem de aş,
İlim ne güzel bir yoldaş.
En sağlam zemindir,
İnsan onunla emin,
İlimdir en mukaddes yemin.
En yüce emanettir,
En kıymetli yük,
Mertebeler içinde,
İlimdir en büyük.
Şair'ül İslam Yunus Kokan
Yûnus KOKAN