Ömür Merdiveni
Çocukken yaşanır, hayatın canlılığı
Gençlikte, tüllerin gerisine kayar.
Sonra bakılır, buzlu camın ardından
Çizgiler uçup gider, gölgeler başlar.
Siluetler saklanır, sis perdesine.
Birer, birer silinip kaybolur hatıralar.
Bütün renkler, siyahla yer değişirken,
Birden araya çekilir, kapkara duvar.
Kanatlanan ruh ve ebedi devran.
Bir sala, bir cenaze, açık bir mezar,
Sade, Dünya debdebesi, yapmacık olan.
O an, sanki âlem değişmekte can,
Kocaman bir adamın, biten yaşamı
Ve, kısacık ömründen, geriye kalan.
Koskoca bir hiç, koskoca yalan...
Saygılarımla.
KASIM-2008
Ecz.Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Abdulkadir Nur GÖRDÜK Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Sürgün Cezası
Boşa değil, sana yaptığım sitem,
Rüzgârı saçını tarardı, her dem,
Güneşi seninle doğuyor, madem.
Bu şehri, ebedi terk edeceğim.
Gecem, ıssızlığa yol aldığında,
Sadece sen vardın, karanlığımda.
Sabahın o mahmur, aydınlığında,
Bu şehri, ebedi terk edeceğim.
Sen istesen, sana gönlüm yakardım,
Yıldızlardan, başına taç takardım.
Kendi sürgünümü, kendim çıkardım.
Bu şehri, ebedi terk edeceğim.
Son isteğim dedim, seher yeline,
Götür beni, sarsın ince beline.
Ne sana ulaştım, ne hayaline,
Bu şehri, ebedi terk edeceğim.
Gözlerim anlamsız, ufka dalacak.
İçime tarifsiz, korku salacak.
Buralarda, sen ve ah’ım kalacak.
Bu şehri, ebedi terk edeceğim.
Bu şehre bir daha dönmeyeceğim.
Saygılarımla
Mayıs_2009
Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Çıkmaz Sokak
Vura, vura, bin tür hal etsen beni.
Ötüşen bülbülken, lal etsen beni.
Ağulu, peteksiz bal etsen beni.
Utanır, bakamam senin yüzüne.
Meyvesiz ağaca, dal etsen beni.
Sofranın yanına, cal etsen beni.
Herkesin içinde, kal etsen beni.
İnan karşı koymam, senin sözüne.
Okyanusta, çürük sal etsen beni.
Züğürt tüccarlara, mal etsen beni.
Çirkinin omzuna, şal etsen beni.
Bil ki katlanırım, senin nazına.
Genç yaşta, sahipsiz dul etsen beni.
Yoksulun evine, çul etsen beni.
Devranın kuluna, kul etsen beni.
Yaslanırım yine, senin dizine.
Çıkmaz sokaklara, yol etsen beni.
Yırtılmış mintana, kol etsen beni.
Alemin sağına, sol etsen beni.
Çoğu tercih etmem, senin azına.
Kavrulan toprağa, bel etsen beni.
Issız vadilerde, sel etsen beni.
Zemheride esen, yel etsen beni.
Bükerim boynumu, senin özüne.
Kokusuz, yapraksız gül etsen beni.
Akşam güneşine, tül etsen beni.
Ateşte bırakıp, kül etsen beni.
Yakarken, üflemem senin közüne.
Vahası kurumuş, çöl etsen beni.
Bulanık, balıksız göl etsen beni.
Esir pazarında, köletsen beni.
Üzülme, görünmem senin gözüne.
Yetmez mi, bu kadar yalvarışa naz,
Geçen ömrün, geri dönüşü olmaz.
Son nefese kadar, rabbime niyaz,
Mahşerde rastlarım, belki izine.
Saygılarımla.
Ağustos_2009
Ecz. Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Uzak Umutlar
Zalim gurbet ; dert kuyusu derler senin adına,
Her insan, seni yaşar, sıla gelir yadına.
İstemem kimse kansın, varmasın hiç tadına
Sen insanı çürütürsün, adın HASRETTİR senin.
Ana, baba, çoluk, çocuk hepsi çok uzaktalar
Ne zaman gelir diye, umutla ayaktalar
Yaşar gibi algılanır, ama hep yataktalar
Sen insanı çürütürsün, adın GURBETTİR senin.
Yola koyulmuş kimi, amaç ekmek parası
İçine kan akıtır, derler hasret yarası
Her dönem başa gelir yok mudur hiç çaresi
Sen insanı çürütürsün, adın MİNNETTİR senin.
Çözüldü diz bağlarım, adım atamaz gibi
Yıllar geçti boşuna, yaşı tutamaz gibi
Gözlerim kapalı hep, sana bakamaz gibi
Sen insanı çürütürsün, adın MİHNETTİR senin.
Umutsuz yaşamımda, sanki derdime çare
Bırakmadı hasret bizi, ömür gitti naçare
Yaşlanmaya yüz tuttu, şu gördüğün biçare
Sen insanı çürütürsün, adın hep DERTTİR senin.
Abdulkadir Nur GÖRDÜK