ayça çok yeteneklisin bahtın açık olsun
Özleyen?
İlkin gözlerin battı gönlüme,
Sonra uçsuz bucaksız bir yangın başladı
Yürek şehrimin orta yerinde.
Önce geceler uzadı, sabahlar olmadı;
Sonra can hiç rahat yüzü görmedi.
Artık ne yana baksam koskoca bir yalnızlık vardı
Ve bir de ışık misâli parlayan,
Karşıma geçip ürkek bir ceylan edasıyle
Gözlerimin tâ içine bakan,
Yüreğimdeki yangına körükle koşan
O mahzun hayâlin…
O zamanlar hiç yüzüm gülmedi ama,
İnan, hiç de ağlamadım.
Gözlerimdeki o bir damla yaştın sen:
Ağlarsam, seni kaybederim sanırdım…
Biliyordum: Bir yangındı bu.
Acıydı, çileydi semeresi.
Ama ben koşa koşa gittim üzerine, bile bile!
Senin için yazdım, senin için yandım
Ve senin için ıslandım o yağmurlu gecelerde.
Seni sevdiğimi fısıldayan bir şarkı vardı daima dilimde.
Sanki yaşayamazdım; sen vardın hep aklımda – fikrimde...
İlkin hayâlini koydum
Gözlerimin gördüğü her zerreye;
Sonra adını gönlümün en derin mahzenine yazdım:
“Yâr” diye…
“Ya şimdi?” diye sorma sakın!
Bende durum hep aynı:
Gönlümdeki yangın
Yokluğundan haz alıp biraz daha büyüyor.
Adın bir şarkı misâli dilimden hiç düşmüyor.
Bağrımda atan yürek her an adını sayıklıyor.
Yine geceler zâlim, uzadıkça uzuyor;
Yine uyku tutmuyor;
Yine hasret yüreğimi dağlayıp duruyor.
Ve benim deli gönlüm tüm bunlara inat,
Yine sana, tek sana her gün dönüp dönüp âşık oluyor…
İşte yine böyleyim:
Yine sensizim, yine yalnızım, yine mahzunum.
Geceler boyu o buzdan yalnızlığın koynunda
Sabahlara kadar üşüyorum.
Ben, Üsküdar sahilinde yine sensiz dolaşıyorum.
Sensizliğin acısıyla feryatlar koparan şu sana sevdâlı yüreğimi
Resimlerinle avutuyorum.
Yokluğuna yazdığım “Hasret Raporu”na
Her gün yeni dizeler ekliyorum…
İstanbul’dan, bu zalım gurbetten
İşte sana yüreğimin feryâdını gönderiyorum:
SENİ SEVİYORUM, SENİ ÇOK SEVİYORUM!...
Ahmet YANIT Şiirleri
Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet YANIT Şiirleri:
Hadi git!
Hadi durma!
Bir hançer de sen vur sırtıma!
Bir görsen şimdi şu hâlini,
Zemheride üşüyen bir kuş gibisin.
Yüzün kalkmıyor yerden,
Aslında terk ettiğin, kendinsin!
Dillerin lâl, kelimelerin çaresiz
Bu öyle bir gidiş ki seninki,
Tarifsiz…
Şimdi sensizlik bekliyor beni,
Bir şehir dolusu yalnızlık.
Sonrası berduş bir adam,
Çaresiz geçen bekleyişler,
Yokluğuna düşülen notlar,
Geceler boyu içten ve sessiz
Hıçkırıklar…
Sen mehtabıydın gecelerimin.
Yüzümün neşesi,
Mutluluğumun fâiliydin.
Sen, aşka inanma sebebim,
Sen, “Kardelenim” dediğim,
Sen, kendime yâr bildiğim,
Sen… sen her şeyimdin…
Hadi git!
Hadi durma!
Bir hançer de sen vur sırtıma!
Ahmet YANIT
Yüreğimde fırtınalar kopuyor şimdi,
“Ne hâldesin?” deme yâr; bilmiyorum.
Dağladın mı ne yaptın bu gözlerimi,
Senden başka güzel yok; görmüyorum.
Bilmem ki, nasılsın şimdi sılada,
Anıyorum seni Rabb’e her duada,
Kulak verip dinlediğim tüm şarkılarda
Yokluğun bir hançer oluyor; ölüyorum…
Ahmet YANIT
Sonbaharda gelme bana…
Çehrende hüznün resmini görmeyeyim.
Daha ben seni sarmadan sıkıca,
Rüzgârların kollarına vermeyeyim.
Bana bir kış günü gelme…
Sana giden yollar hiç kapanmasın.
Ben seni görmeliyim yeşil göllerde,
O yeşil bakışların sakın donmasın.
İlkbaharda gelme bana…
Gözlerinin ışığı her lahzâ parlasın.
Yağmurlar yağmasın aşkın nârına,
Yüreğim senle tutuşsun, yansın.
Bana bir yaz günü gelme…
Varlığın bunaltmasın sakin ruhumu.
Beni gark etme hasret ateşine,
Ayaklarım hiç bulmasın ayrılık yolunu.
Öyle bir mevsimde gel ki…
O mevsimin efsûnuyla bir olasın.
Belki üşütürsün; yakarsın da belki,
Yağmurum da ateşim de sen olasın.
Ahmet YANIT
Ahmet YANIT