Eğitim Sitesi

Pınar Şiiri

Pınar

Pınar, içimde bir pınardır durmadan kaynar,

Pınar, çocukça yatağında taşlarla oynar.



Pınar, alçak gönüllüdür göklere yükselir,

Pınar, bize meyillidir durmaz yine gelir.



Pınar, yalnız koca çınarla konuşur kışlar,

Pınar, kabarır gürül gürül akmaya başlar.



Pınar, bir başına terk eder yüce doruğu,

Pınar, koşarak nehirlerde alır soluğu.



Pınar, bağrı yanıkların tek serinliğidir,

Pınar, ufka bakanların son derinliğidir.



Pınar, kıvrılır taşlar, çiçekler arasından,

Pınar, hayat bulur dünyada aşk yarasından.



Pınar, gizlenen sevgilinin göz yaşlarıdır,

Pınar, şelaleden dökülen tel saçlarıdır.



Pınar, yanıp tutuşan yürekleri söndürür,

Pınar, kin ve nefreti hep sevgiye döndürür.



Pınar, bu dünya var oldukça kaynayacak,

Pınar, kaynağını gönül dağından alacak.



Ahmet Alptekin

Bakü Türk İlköğretim Okulu/ Azerbaycan

Ahmet ALPTEKİN Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:

Ahlat Size Ağlıyor

Bugün böyle mahzun,

Garip durduğuma bakmayın,

Sitemim var size,

Küsüm de ondan gülmüyorum.

Hayattan vazgeçtim sanmayın,

Hergün yeniden.

Yeniden diriliyorum.



Ama içimde bir hüzün var.

Geçmişe ait özlemim.

Eski günlerimi hatırladım.

Onun için ağlıyorum.



Kardeşlerim Belh ve Buhara,

Selam göndermez oldular.

“Kubbet-ül İslâm”dık bir zamanlar.

Nur saçardık o çağda.

Üç kardeş gibiydik alemi İslâmda.

Bizi kimler, niçin ayırdılar?



İlk Türk mührü bana vurulmuştu.

Bizans’a giden yol benden sorulmuştu.

Açılan kapısıydım Anadolu’nun,

Erenler bağının, Yesevi Yurdunun,



Gelen göçleri ben karşıladım.

Ev sahipliği yaptım onlara,

Yavrum diye bastım bağrıma

Onları ben ağırladım.

Ahlatlı olsunlar,

Burda kalsınlar istedim.

Çoğu konup göçtüler,

Yuvadan uçan kuş misali,

Bir bir terk ettiler beni.



Kimi Halep te kimi Şam’da,

Musul’da, Kerkük’te yerleştiler,

Kayı Boyu, Söğüt’tedir dediler.

Ya beşiğini salladığım,

Ertuğrulum. Osmanım nerdeler?

Gözüm yollarda yıllardır bekledim,

Bekledim ama dönmediler.



Van Gölü kabardı, taştı,

Sel gibi akan gözyaşlarından

Ne zamandır haber beklerim

Haber beklerim kardaşlarımdan



Alparslan’ı görürüm bazen,

Beyaz bir at üstünde

Şu karşı tepeden,

Abdurrahman Gazi’den,

Beni selâmlar.

Beni selâmlar, Malazgirt’te yatanlar.



Mezar taşlarıma bir bakın,

Orhundaki kitabeler gibidir.

Kümbetlerim Anadolu’ya serpilmiş,

Ecdat kokan toprağım,

Türkiye’nin tapu senedidir.



Depremler yıktı, yangın kavurdu.

Hazan esti külüm savurdu

Hiçbiri zoruma gitmedi.

Asıl beni vefasızlık vurdu.



Bundandır size sitemim,

Bunun için küsüm.

Eski günlerimi hatırlıyorum,

Kendime değil, size ağlıyorum.

Tapusuna sahip çıkmayan bir ülkenin,

Geleceğinden korkuyorum.

Kendime değil,

Size, size ağlıyorum.

Ahmet ALPTEKİN

Kervan

Bir çok deve bir merkep başlarında,

Yükün aldı, düştü yollara kervan.

Irmak kenarında, su başlarında,

Oturup dinlendi, su içti pınardan,

Kaynağın arayıp sormadı kervan,



Eşeği önlerine rehber etti,

At ile devenin zoruna gitti,

Geçitli dağlarda yolları yitti,

Etrafını sardı toz ile duman,

Nice haramiye bac verdi kervan.



Bazen kârı oldu, bazen zararı,

İnsanlarla doldu taştı hanları,

Fedailer kolladı sarp dağları,

Kum saati ters döndü, değişti zaman,

Bir gidip,bir geldi bu yolda kervan.



Yıllar geçti koca ömür çürüdü,

Tüccar yük vermedi ayak sürüdü,

Harami yol kesti, itler ürüdü,

Yine de yol aldı ardına bakmadan,

Kalktı yürüdü durmadı kervan.



Çölleri geçerken Mecnun’ u gördü,

Bağrında bir ateştir yanıyordu,

Gözleri dolarak Leyla’yı sordu,

Kervancı da doldu, yutkundu bir an,

Gördüm diyemedi kahroldu kervan.



Ticaret ayrıldı bilmem kaç kola,

Ne han kaldı, ne gurbet, ne sıla,

Dönüp baktı gidip geldiği yola,

Katarlar dizilmiş, dönmüş o devran,

İzini yitirdi kayboldu kervan.

Ahmet ALPTEKİN

Turnalar

Niçin kaçarsınız benden turnalar

Yoksa beni de avcı mı sandınız

Van Gölü’ne konmayın ha turnalar

Avcılar görürse billah yandınız.



Yine dizilmişsiniz katar katar

Akar durursunuz mavi göklerden

Her biriniz derdime bin dert katar

Uğrar geçersiniz bizim ellerden.



Ya sürüyle ya da çift gezersiniz

Bir başına gören olmaz sizleri

Sonsuz göklerde kanat süzersiniz

Görenlerin buğulanır gözleri.



Bizden de selam götürün turnalar

Geçtiğiniz şehire, beldelere

Ağlayın yüz sürün, sürün turnalar

Yolunuz düşerse kutsal yerlere

Ahmet ALPTEKİN

Pınar Şiiri