Eğitim Sitesi

Onun Sevgisi.... Şiiri

Onun Sevgisi....

__Ona MSN de irticalen dedim ki! _



Yıllar oldu sen gideli bilirsen

Yediğimiz aşımıza zam düştü.

Çiçeğimdin, umudumdun, arzum sen

Bina çöktü, başımıza dam düştü.



Ne sevmenin, ne sohbetin tadı var

Ne Ali’nin, ne Zülfikar adı var

Şimdi yâdımızda Deli Dudu var

Yollarımız Halep gibi, Şam düştü.



İster “oh” de, ister anla halimi

Bu ayrılık büker oldu belimi

Kapadım ağzımı, kıstım dilimi

Arsız gönül kurşunlara ram düştü.



Maviye meylettim, sarıya küstü

Mora gönül koydum, aka gün kesti

Duygularım bu kez zamansız esti

Deli poyraz kavuruyor sam düştü.



Kötü ne olacak iyilik baygın.

Artık sokaktaki kediler saygın.

Kapkaç dedikleri değilmiş soygun.

Sevgiye, saygıya buzlu cam düştü.



Melül, mahzun bakmak iyilik ise.

Neden sakalını kazıtır köse?

Böyle “iyi günler” sade desise.

Sen gideli gönlümüze gam düştü.



Artık azca düşüyorum hataya

Çünkü halim yazmıyorum siteye

Yavaş yavaş gidiyoruz öteye

Akıl, fikir, izan, idrak tam düştü.



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri:

Ben Kimim?

Anlatamam siz anlayın

Yok olmadım, var değilim.

Bir anıyım gelmez ayın

Ben pek emin yer değilim



Aleme akıl veririm

Kendimi görür eririm

Gerçeği az çok görürüm

Hakikate kör değilim.



Bir dinleyin sakin sakin

Bende olmaz garezle kin

Namaz, oruç tamam lâkin

Beni yenen er değilim



Hak bilmez, haylaz birisi

Söylesem gelir gerisi

Ben otağın serserisi

Derviş, mürit, pir değilim.



Ayı, yılı taramayın

Dünyanın her yanı mayın

Gökte, yerde aramayın

Varlığım yok, sır değilim.



Nasibimiz kıt imanda

Gönlümüz hâlâ gümanda

Müslüman’ım, Müslüman da

Gerçekleri der değilim.



Beni bulmaktı muradım

Hep aradım adım adım

Neyim, ben de anlamadım

Zarar değil, kâr değilim

Hiç kimseye yâr değilim



Zülfikar Yapar Kaleli




Zülfikar Yapar KALELİ

Yıldızlama

Yarda seyrek sakal, yerde karınca

Derlemiş, denk etmiş azın azını

Tavukta hasretlik göğe varınca

Örselemiş keloğlanın kazını



Saksağana akıl verir kel karga

Saksofon methiye düzerken orga

Ayak basmayınca beyler. Kadırga

Ot bürümüş, ıtır örtmüş yüzünü



Kedi palazlanmış haram süt ile

Çakal yoldaş olmuş uyuz it ile

Kavgası var pirelerin bit ile

Kene var ki unutturmuş izini



Göle dadanınca ördek kaçığı

Karabataklarda döşün pöçüğü

Dikten dalar boynuzlunun küçüğü

Manda çalar aygır atın sazını



Cılız oğlak karıştırmış yuvayı

Akbabalar mesken tutmuş ovayı

Bu sene gömüye girmemiş ayı.

Tilki tutmaz olmuş han’ın sözünü



Semaya yükselir tül ince ince

Örümcek mahirce ağı örünce

Şivan düşer akreplere görünce

Yanılır, iğneler kendi dizini.



İtler ürer, keyfi olur kurtların

Yola çıksa ardı gelir dertlerin

Nefesi kesilir iki cırtların.

Üzerinde yırtar kaputbezini



Göğü kuzgunların göçü bürümüş

İzan sarp, yol yalın, yaya yürümüş

Harami kurtların içi çürümüş

Unutmuşlar haysiyetin yazını



Kartallar kargaya ömrünü sormuş

“Bu akıl işidir” cevabı almış

Altta köstebeği görünce dalmış

Kargaya vakfetmiş yürek közünü.



Martılar hamsiye hücum edende

Uykulu ayılar homurdar inde

Derler ki; “siper al, bir yere sin de.

Bir hamlede çıkar çaylak gözünü”



Kuyruğuna girmiş sivrisinekler

Bir tekmede sütü döker inekler

Bağımıza bağban olmuş dönekler

Yellozlar da çeker olmuş nazını



Çöplüğün arkası olunca yokuş

Çınarın dibine tuz döker baykuş

Haramzadeler ki, haremi alkış

Duyar hayat bulur, yazar tezini



Tazılar beğenmez körpe etini

Çullukçular arka tutar çetini!

Denilmedi daha sözün bütünü

İşte, söz yitirmiş sözün özünü



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ

Bir Çubuğa Saklanmak.

Çağı örseledi zaman

Salıyı özel götürür.

Sakladığım sırdır bu an

Yalıyı hezel götürür.



Halimi arz ettim paşa

Seni küçümsemem hâşâ

Beni böyle yorma boşa

Bolu’yu güzel götürür.



Gönül derdim derindeyken

Sözün mahrem yerindeyken

Gözlerinin ferindeyken

Doluyu ezel götürür.



İş yapılır uyarında

Az bulunur ayarında

İrşadi’nin diyarında

Çalıyı gazel götürür.



Her dakika yoklanarak

Kurumuşsun koklanarak

'Bir çubuğa saklanarak'

Ölüyü bir 'el' götürür.



Zülfikar Yapar Kaleli

Zülfikar Yapar KALELİ

Onun Sevgisi.... Şiiri