Rüzgar
Bu hazan mevsiminde
Islık çalıyor rüzgar
Dövüyor kapımı
Zorluyor penceremi
Bu hazan mevsiminde
Uyutmuyor rüzgar
Türkü mü çığırıyor
Feryat mı ediyor...
Sararmış yaprakları
Toprak çağırıyor
Bu hazan mevsiminde
Uyutmuyor rüzgar
Toprağa düşene
Ağıt mı yakıyor
Bu hazan mevsiminde
Uyutmuyor rüzgar
Bir serinlik tenimde
Bir ürperti içimde
Sen mi geldin gizlice
Yoksa Azrail mi sinsice….
Sinan ENÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Gönül Gözü
Cefanı başıma yastık
Kalleşliğini tenime yorgan yaptım
Umudu ekmeğime katık
Hasreti dilime car yaptım
Gönlümün presbit gözüne
Seni nurul envar yaptım
Tinimin derinliğinde seni
Hümayun yaptım...
Seni eceler ecesi
Başımı taht yaptım
Bağrımı gülistan
Seni gül yaptım...
Aşk çırasını çaktım
Can gözümle baktım
Aldandım cilvene nazına
Kendi kendimi yaktım...
Unutma ey münzevi yar
Bir sana
Bir de Allah’a taptım
Şimdi sildim seni
Attım kalbimden
Yek olan Mabut’a vardım...
Şenim sabiler gibi
Doğmuş gibiyim yeniden
Sıyrıldım tefrikadan
Vahdaniyet sırrına erdim
Firarisiyim yad el dünyanın
Bindim necat gemisine
Baki olan daüssılama vardım...
Sinan Enç
Sinan ENÇ
Biz Olduk
Hiç dindirmedi hasretin
İçimdeki sızıyı
Avutmadı hiçbir teselli
Ruhumdaki balkıyı
Gönlümde iştiyak
Ömrümde firak
Buysa yaşamak
Yaşıyorum bak!
Maşuktan cüda
Sürurdan ırak
Üç gün dayanmadı
Nikotine ciğer
Anasona mangır
Sensiz atan bu sadır
Bekindi yıllardır
Bilir misin vefasız …
Anasona ikame
Arpa suyu
Üzüm suyu
Bir nikotinin
Bir de hasretinin
İkamesi nedir be leyli...
Sen ruhumda leyli
Gönlümde leyli
Göçsem cihanda
Öte alemde leyli…
Ebedi sen
Ezeli sen
Zahirde sen
Batında sen
Bir anlasan
Pir anlayacaksın
Ben sen oldum ya…
Sen de ben olacaksın
Ben sen
Sen ben
Biz olduk yani
Sinan Enç
Sinan ENÇ
Çamur
Gafletle heba olmuş yılların,
Galibini bilemem.
Kölesiysen günlük hesapların
Hür yaşadın diyemem.
Börtü böcek,
Çalı çırpı,
Velhasıl canlı cansız mevcudiyet,
Kendince bir mana kattı zamana,
Bir imge düşürdü mekana.
Ya sen...
Sen ki!
Eşrefi mahluksun,
Hem de ne mahluk!
Övülmüşsün Furkan'da;
Balçıktan etin kemiğin,
Necis,
Cıvık...
Bu menşede,
Övgülük neyin var?
Düşün bir daha,
Bin daha düşün hele!
Elması adi taştan,
Nergisi iğreti ottan,
Bülbülü sıradan kuştan,
Balı mütenevvi cüruftan,
Mümtaz kılan;
İdrak et ki !
Şavktır,
Itırdır,
Sadadır,
Çeşnidir...
Hepsini ala kılan;
Duygularındır,
Bakışındır,
İradendir...
Kıymet biçtiklerin var ya...
Habersiz halden.
İşte böyle;
Hilkatindeki,
Balçığı da ulvi kılan,
Bil ki !
Ruhul rahmandır.
Beşeriyeti;
Hayvanattan,
Bilcümle nebattan,
Yegane kılan,
Takvadır,
Maneviyattır,
Cesarettir,
Aşktır...
Nihayetinde yaşam,
Çetin bir imtihandır.
İte hoşt deyip!
İtleşene puşt demeyen,
Merkebe çüş deyip!
Nefsini tuş etmeyen,
Ruhuna isyankar,
İblise yoldaştır.
Şükrü tatmamışsa dilin,
Secdeye değmemişse alnın,
Aslına rücu etmiş bedenin;
Kalpte kibir,
Göçürmüş ruhunu,
Şimdi elde sermayen,
Altı üstü bir topak,
Pörsük toprak,
Velhasılıkelam;
Finalde,
Mizanda,
Çamur kalmıştır...
Sinan Enç
Sinan ENÇ