Bir kere güldüğümü gören varsa
Bir şahit getir bana utanayım
Senden gayrisini gördüğüm varsa
O bakan gözlerimi çıkarayım
sinan enç
Sinan ENÇ
Seni görüyorum…
Gece hayalde
Gece düşte
Seni görüyorum seni
Karlı şahikalarda
Yeşil yazılarda
Seni arıyorum….
Sendeki diride
Bendeki leşte
Seni arıyorum seni
Karanlık dehlizde
Kaybolmuş izde
Seni tadıyorum….
Yediğim lokmada
İçtiğim suda
Seni tadıyorum seni
Tüttürdüğüm sigarada
Çektiğim birada
Seni kokluyorum….
Nergisde
Gülde
Seni kokluyorum seni
Yüklü bulutta
Çatlamış arzda
Sana koşuyorum…
Artan hızda
Perişan tarzda
Sana koşuyorum sana
Yalın ayak
Baş kabak
Seni duyuyorum….
Gurbet treninin
Acı sireninde
Seni duyuyorum seni
Seher vaktinin
Esintisinde
Sana dokunuyorum….
Uzandığım yatakta
Sarıldığım yastıkta
Seni öpüyorum seni
Bir hayali parkta
Ulu orta dudakta
sinan enç
Sinan ENÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Bir kere güldüğümü gören varsa
Bir şahit getir bana utanayım
Senden gayrisini gördüğüm varsa
O bakan gözlerimi çıkarayım
sinan enç
Sinan ENÇ
Gül teninin kokusunu solumak
Hayal oldu tabibim ne diyeyim
Sinenin üstüne başımı koymak
Mazi oldu baş tacım ne diyeyim
Buz tutmuş sana geldiğim tüm yollar
Taş kesmiş sana sarıldığım kollar
Öptüğün o gözler şimdi kan ağlar
Çavlan oldu gözlerim ne diyeyim
Bir netameli zemheri ayında
Bu ne kutlu hicret Çalap yolunda
Yattığım sadır şimdi hâk bağrında
Firak oldu kısmetim ne diyeyim
Yıllar yılı dolaşsam diyar diyar
Bilmem bulunur mu senden ehven yâr
Bundan gayrı dağdağa neye yarar
Gidenler dönmez oldu ne diyeyim
Önce iç çekti derinden derinden
Sonra billur boşaldı gözlerinden
Hiç düşmedi Lafzatullah dilinden
Emrihak vaki oldu ne diyeyim
Aramaz can cananı yitirmeden
Anın değerin bilmez bitirmeden
Mum ışıklar saçamaz erimeden
Nedamet rızkım oldu ne diyeyim
Tipide boranda barınak sendin
Temmuzun güneşinde çardak sendin
Darda zorda muhkem sığınak sendin
Zelzele oldu yıktı ne diyeyim
Lokmayı bine bölen kanaatkâr
Yamadan urba biçen zanaatkâr
Bedbahtlara el uzatan halaskâr
Yel oldu tufan vurdu ne diyeyim
Gözlerinde kay topraklarda kokun
Nice saikalarda yoktu korkun
Zalime, namerde gerilmiş oktun
Al oldu kiriş koptu ne diyeyim
Gönenç olmaz bundan kelli gönlüme
Lüzumu yok sensiz kalan ömrüme
Baş verdi tinimde acul çürüme
Çor oldu em tükendi ne diyeyim
Bazı söylerdin duymazdan gelirdim
Bazı ağlardın görmezden gelirdim
Bazı sorardın bilmezden gelirdim
Yılık oldu vicdanım ne diyeyim
Akşamların mehtabı yok şavkı yok
Gündüzlerin güneşi yok aşkı yok
Ardılının ayağı yok başı yok
Viran oldu mabeyin ne diyeyim
Kabusa mı tevil oldu düşlerin
Sarpa mı sardı hayırlı işlerin
Döküldü mü sedef gibi dişlerin
Hiç oldu ümitlerin ne diyeyim
Budak verdiğin her yön kapı duvar
Gölgende mayışmış lapacı davar
Sömürüldün çöktün asırlık çınar
Yalım oldu dağlandın ne diyeyim
İştiyakı anlatmaya söz yetmez
Işığını seyretmeye göz yetmez
Esrarın idrak etmeye töz yetmez
Revan oldu uçmağa ne diyeyim
Sinan Enç
Sinan ENÇ
Her bayramın öngünü
İçime dolar hüzün
Ben aynı yerdeyim
Tenimde nefesin
Kulaklarımda sesin
Yok şimdi
Ceberut hempa
Nerdesin
Her bayramın öngünü
Gurbet olur sılam bana
Sen yoksun ya
Zindan gelir yuvam bana
Anlasana
Her bayramın öngünü
Geliyorsun düşüme
Teklifsiz
Düstursuz
Sisler İçinde
Daltaban
Ağlıyor yüzün
Gülümsüyor gözün
Bir kelime şekerden
Bir kelime zehirden
Bulanık sözün
Hayra mı yorayım
Şerre mi
Afallıyorum
Aynı nehirde iki kez yıkanamazsın
Demiş ya
Halt etmiş Herakleitos
Mümin aynı delikten iki defa sokulmaz
Buyurmuş da Muhammed Mustafa
Heyhat
Her bıçağa boyun uzatan
Akılsıza
Ne fayda
Aldırma yürü
Sen olmayınca
İşte böyle sayıklıyorum
Bayramın kutlu olsun
Sen eğlen dur
Nasılsa ben
Hep ayakta uyuyorum
Sıkıyorsa gıcır gıcır mokasenlerin
Canını yakarlar
Maazallah
Kalavrahanesi de niali de
Yamacısı da
Elhamdülillah
Hem bol hem mahir olur
Oraların zanaatkarları
İlk fırsatta
Hafiften dövdür fort kısmını
Açılır
Gevşer de
Rahatlarsın
Evelallah
Burnunu okşatma burnunu
O halince kalsın
Ki papuçta pupayı örter paça
Alnaçta bakanlar mücerret sansın
Ne demiş atalarımız
Yere sağlam basacaksın
Karda yürüyüp izini belli etmeyeceksin
Eyvallah
Bir de karıncayı
Yoksa piremiydi
Neyse ne
Uymazdı zaten buraya
Uysa da uymasa da
Aradan geçirdik ya neyse
Ama demezdi bunu
Gılgameş
İştar'a
Beni de demedi say
Ki pirin yanında dilsiz gerek
Kapadım ağzımı
Kaygılanma
Karanlık gecelerin
Beş köşeli yıldızı
Mabedin hep ışık saçsın
Karanlık çekilsin aradan...
Sinan Enç
Sinan ENÇ