muhlis karadeniz yüreğinize ve kaleminize sağlık güzel bir eser olmuş hakikati çok güzel dile getirmişsiniz.Dilenmeyi değil didinmeyi bilmek lazım.
Simitci Çocuk...
Diz boyu kar kaplıydı yer, havaysa çok soğuktu
Simiit! diye bağıran bir küçücük çocuktu...
Yüzü soğuktan gergin, titriyordu vücudu...
Donuk donuktu gözü, sanki bitmiş umudu...
Diz kapağı yamalı, eskiydi pantolonu...
Büyük bir çeket giymiş, korusun diye onu,
Kıpkırmızı elleri morarmaya yüz tutmuş,
Simiit diye bağırdı... üşümeyi unutmuş.
"Yavrum bir simit!" dedim, yaklaştım biraz ona
Parlayan gözler ile seğirtti hemen bana...
Başındaki tepsiyi, indirdi hemencecik
Uyuşmuş ellerini, ovuşturdu azıcık...
"Ağabey!" dedi uzattı, sevinç doluydu sesi
Havada helezonlar çiziyordu nefesi...
Birden içim titredi; şu yavrunun haline...
"Oğlum gel" dedim; ona, çağırdım onu yine!
Dedim; "gel yaklaş bakam, adın ne senin söyle;"
Bir garip baktı biraz... umursamazca öyle...
"Abdullah" dedi adım! "Niye sordun adımı"
Biraz para çıkardım; "al!" dedim "bu yardımI!"
Sert sert baktı yüzüme... itti elimi geri
Beni şaşırttı birden! bu mükemmel özveri...
"Hamdolsun Allah'ıma ben dilenci değilim
Şükür! sağlam şimdilik ayaklarım ve elim!"
Alnımın teri ile kazanmayı severim...
Sonra da Rabb'imin rızkına şükrederim!"
"Ağabey!" dedi tekrar... gözleri çakmak çakmak
"Çalışanı kul sever, Rabb'de sever muhakkak"
Simit dolu tepsiyi tekrar kavrarken eli...
Dedi; "Dilenmek değil, didinmeyi bilmeli"
Mehmet Ali KULAT Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Mehmet Ali KULAT Şiirleri:
Zonkluyor şakaklarım; dertlerim, hece hece...
Ne gün? Nasıl? Ne zaman? İç içe bir bilmece
Gözlerim AKDOĞUŞ'u bekliyor gündüz gece
Yetiş!.. bugün ben sana her günkünden muhtacım,
Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)
Bu şerefli ümmetin, sahibini buluşu...
Felaketler asrında yeniden var oluşu!..
Müjde verdin UHUD'da bu yeniden doğuşu...
Nolur artık himmet et!.. Ah! Sultanım baştacım,
Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)
Rabb'imin rahmetiyle biliyorsun ahvâli...
Liyakatim yok, zahir... Senin himmetin âli
Aşamadım bir türlü, mazeret; kıylu-kali...
Kurban olam yoluna, Sensin benim ilacım,
Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)
Ağlar; Mescid-i Aksâ, lakin; bir Ömer gerek
İmanla dolu sîne; sevdayla dolu yürek!
Müjdeyi Sen vermiştin; KARDEŞLERİM! Diyerek
Muştuna muhatap kıl!.. çaresizim muhtacım,
Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)
Günahlarım dağ gibi, inlerim sızım sızım...
Çeçenistan, Türkistan, her biri alınyazım
Kur'an'da FETH-İ MÜBÎN!.. belki... ben sabırsızım
Ah! Pişdâr-ı pürşüvâm, ah! Sultanım, baştacım,
Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)
Ümit; değişmez katık: gözyaşı sofrasında...
Velî'nin muştusu var, ümidin arkasında
Başım Rabb'e secdede... elim aşk halkasında
Ben gedâyım SEN SULTAN! Affet beni baştacım
Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)
Altın Nesil gelmede tüllenmede yamaçlar...
Bu ısmarlama nesle tüm insanlık muhtaçlar
O gelince doyacak; garip, yetim ve açlar!
Beni de kabul eyle! Derde derman; ilacım!
Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)
Ahirzaman Garibi! Nûrun has şakirtleri
Kur'an'a hadim olmak, tek biricik dertleri
Bu geliş korkutmakta; şimdiden nâmertleri
Varlığın varlık sırrı; himmet eyle; baştacım!
Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)
Zamanın söz sultanı; sevdalın önlerinde
Rahmetin ifadesi; gözyaşı gözlerinde...
Zamanı durduracak bir iksir sözlerinde
Beni de dahil eyle! Âl-i himmet, baştacım
Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)
Mehmet Ali KULAT
Yanıyor Bosna-Hersek, her yan kan gölü olmuş
Kesmişler dallarımı; yaprağım, gülüm solmuş...
Avrupa ortasında, vampir misali vahşet...
Bin bir türlü tecavüz; korku, panik ve dehşet...
Yâ Rab! Ne gün-son günü? Bu zulmün bu çilenin
Süngüyle çıkarılır... anne karnında cenin!
Kesif kan kokusu her yan, barut kokuyor bulut!
İnsanlık!.. çoktan öldü; yamyamlardan yok umut!
Bir Müslüman öldürmek... en büyük sorunları
Kazıklı voyvodanın kazıklık torunları...
Kesmişler bir anayı; kucağında çocuğu...
Dayanmak yürek ister, gözyaşı buğu buğu!
Açlıktan ölmüş bebek; soğuktan donmuş ayak...
Tel örgülü kamplarda... çile, işkence, dayak!
Yüzlerce her gün ölü, hani "insan hakları!"
Neden görmüyor Batı, Müslüman tutsakları...
Nerde "hür dünya" bugün, niye çıkmıyor sesi?
"Medeni Amerika"nın(!) kesildi mi nefesi?
Müslümanların diye yıkılırken mezarlar...
Hani kanarya seven; gazeteci-yazarlar?
Ne oldu "Hümanizma?" Bak ölüyor bebekler...
Geçiyor mu boğazdan havyar dolu yemekler?
Yıkmışlar camileri, han, hamam, okul harap...
Kimsesiz kimselere yardım sendendir Yâ Rab!
Yiğit Bosna Herseklim, "Allah Rızası" gayen
Cennet ucuz değildir, İman; en ulvi payen!
Şehid; kanıyla yazar rahmet dilekçesini...
... Ve Rahmettir çözecek, esir kelepçesini!
Mehmet Ali KULAT
Pencere önüne oturdum bugün
Dışarıya baktım; buruk ve üzgün
Bir gelin misali sandım ki düğün
Kocamış dünyaya kefen mi acep?
Lapa lapa yağan kar taneleri...
Sanki örtmek için hızlı yağıyor
Kararmış her şeyi örtmek istiyor
Her yan pırıl pırıl göz kamaşıyor
Beşerin suçuna örtü mü acep;
Lapa lapa yağan kar taneleri...
Elimde bir bardak içimde çayım
Madden sağlamım da ruhen hastayım
Kâinat kitabını bir okuyayım...
Hakkımda ne yazar; bilmem ki acep?
Lapa lapa yağan kar taneleri...
Hata, günah, kusur... asırlar boyu
Çirkef ve rezalet... her yan kopkoyu
Beşere son ümit! Bir gusül suyu
Kocamış dünyaya kefen mi acep?
Lapa lapa yağan kar taneleri...
Her şey beyaz giydi kalmadı kara
Rahmet hakim oldu bütün dağlara
Benimse dertlerim hep sıra sıra...
Ümit fidanlarına yarar mı acep?
Lapa lapa yağan kar taneleri...
Meleklerin kanat çırpması gibi
Süzülüp inmede sessiz kuş gibi
Neler anlatmakta bir kitap gibi
Kar çiçeklerine yorgan mı acep?
Lapa lapa yağan kar taneleri..
Mehmet Ali KULAT