Eğitim Sitesi

Simitci Çocuk... Şiiri

Simitci Çocuk...

Diz boyu kar kaplıydı yer, havaysa çok soğuktu

Simiit! diye bağıran bir küçücük çocuktu...

Yüzü soğuktan gergin, titriyordu vücudu...

Donuk donuktu gözü, sanki bitmiş umudu...

Diz kapağı yamalı, eskiydi pantolonu...

Büyük bir çeket giymiş, korusun diye onu,

Kıpkırmızı elleri morarmaya yüz tutmuş,

Simiit diye bağırdı... üşümeyi unutmuş.

"Yavrum bir simit!" dedim, yaklaştım biraz ona

Parlayan gözler ile seğirtti hemen bana...

Başındaki tepsiyi, indirdi hemencecik

Uyuşmuş ellerini, ovuşturdu azıcık...

"Ağabey!" dedi uzattı, sevinç doluydu sesi

Havada helezonlar çiziyordu nefesi...

Birden içim titredi; şu yavrunun haline...

"Oğlum gel" dedim; ona, çağırdım onu yine!

Dedim; "gel yaklaş bakam, adın ne senin söyle;"

Bir garip baktı biraz... umursamazca öyle...

"Abdullah" dedi adım! "Niye sordun adımı"

Biraz para çıkardım; "al!" dedim "bu yardımI!"

Sert sert baktı yüzüme... itti elimi geri

Beni şaşırttı birden! bu mükemmel özveri...

"Hamdolsun Allah'ıma ben dilenci değilim

Şükür! sağlam şimdilik ayaklarım ve elim!"

Alnımın teri ile kazanmayı severim...

Sonra da Rabb'imin rızkına şükrederim!"

"Ağabey!" dedi tekrar... gözleri çakmak çakmak

"Çalışanı kul sever, Rabb'de sever muhakkak"

Simit dolu tepsiyi tekrar kavrarken eli...

Dedi; "Dilenmek değil, didinmeyi bilmeli"

Mehmet Ali KULAT Şiirleri

  

muhlis karadeniz yüreğinize ve kaleminize sağlık güzel bir eser olmuş hakikati çok güzel dile getirmişsiniz.Dilenmeyi değil didinmeyi bilmek lazım.

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Mehmet Ali KULAT Şiirleri:

Akdoğuş Muştucusu...

Zonkluyor şakaklarım; dertlerim, hece hece...

Ne gün? Nasıl? Ne zaman? İç içe bir bilmece

Gözlerim AKDOĞUŞ'u bekliyor gündüz gece

Yetiş!.. bugün ben sana her günkünden muhtacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Bu şerefli ümmetin, sahibini buluşu...

Felaketler asrında yeniden var oluşu!..

Müjde verdin UHUD'da bu yeniden doğuşu...

Nolur artık himmet et!.. Ah! Sultanım baştacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Rabb'imin rahmetiyle biliyorsun ahvâli...

Liyakatim yok, zahir... Senin himmetin âli

Aşamadım bir türlü, mazeret; kıylu-kali...

Kurban olam yoluna, Sensin benim ilacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Ağlar; Mescid-i Aksâ, lakin; bir Ömer gerek

İmanla dolu sîne; sevdayla dolu yürek!

Müjdeyi Sen vermiştin; KARDEŞLERİM! Diyerek

Muştuna muhatap kıl!.. çaresizim muhtacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Günahlarım dağ gibi, inlerim sızım sızım...

Çeçenistan, Türkistan, her biri alınyazım

Kur'an'da FETH-İ MÜBÎN!.. belki... ben sabırsızım

Ah! Pişdâr-ı pürşüvâm, ah! Sultanım, baştacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Ümit; değişmez katık: gözyaşı sofrasında...

Velî'nin muştusu var, ümidin arkasında

Başım Rabb'e secdede... elim aşk halkasında

Ben gedâyım SEN SULTAN! Affet beni baştacım

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Altın Nesil gelmede tüllenmede yamaçlar...

Bu ısmarlama nesle tüm insanlık muhtaçlar

O gelince doyacak; garip, yetim ve açlar!

Beni de kabul eyle! Derde derman; ilacım!

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Ahirzaman Garibi! Nûrun has şakirtleri

Kur'an'a hadim olmak, tek biricik dertleri

Bu geliş korkutmakta; şimdiden nâmertleri

Varlığın varlık sırrı; himmet eyle; baştacım!

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Zamanın söz sultanı; sevdalın önlerinde

Rahmetin ifadesi; gözyaşı gözlerinde...

Zamanı durduracak bir iksir sözlerinde

Beni de dahil eyle! Âl-i himmet, baştacım

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Mehmet Ali KULAT

Yanarken Bosna Hersek...

Yanıyor Bosna-Hersek, her yan kan gölü olmuş

Kesmişler dallarımı; yaprağım, gülüm solmuş...

Avrupa ortasında, vampir misali vahşet...

Bin bir türlü tecavüz; korku, panik ve dehşet...

Yâ Rab! Ne gün-son günü? Bu zulmün bu çilenin

Süngüyle çıkarılır... anne karnında cenin!

Kesif kan kokusu her yan, barut kokuyor bulut!

İnsanlık!.. çoktan öldü; yamyamlardan yok umut!

Bir Müslüman öldürmek... en büyük sorunları

Kazıklı voyvodanın kazıklık torunları...

Kesmişler bir anayı; kucağında çocuğu...

Dayanmak yürek ister, gözyaşı buğu buğu!

Açlıktan ölmüş bebek; soğuktan donmuş ayak...

Tel örgülü kamplarda... çile, işkence, dayak!

Yüzlerce her gün ölü, hani "insan hakları!"

Neden görmüyor Batı, Müslüman tutsakları...

Nerde "hür dünya" bugün, niye çıkmıyor sesi?

"Medeni Amerika"nın(!) kesildi mi nefesi?

Müslümanların diye yıkılırken mezarlar...

Hani kanarya seven; gazeteci-yazarlar?

Ne oldu "Hümanizma?" Bak ölüyor bebekler...

Geçiyor mu boğazdan havyar dolu yemekler?

Yıkmışlar camileri, han, hamam, okul harap...

Kimsesiz kimselere yardım sendendir Yâ Rab!

Yiğit Bosna Herseklim, "Allah Rızası" gayen

Cennet ucuz değildir, İman; en ulvi payen!

Şehid; kanıyla yazar rahmet dilekçesini...

... Ve Rahmettir çözecek, esir kelepçesini!

Mehmet Ali KULAT

Kar Taneleri

Pencere önüne oturdum bugün

Dışarıya baktım; buruk ve üzgün

Bir gelin misali sandım ki düğün

Kocamış dünyaya kefen mi acep?

Lapa lapa yağan kar taneleri...

Sanki örtmek için hızlı yağıyor

Kararmış her şeyi örtmek istiyor

Her yan pırıl pırıl göz kamaşıyor

Beşerin suçuna örtü mü acep;

Lapa lapa yağan kar taneleri...

Elimde bir bardak içimde çayım

Madden sağlamım da ruhen hastayım

Kâinat kitabını bir okuyayım...

Hakkımda ne yazar; bilmem ki acep?

Lapa lapa yağan kar taneleri...

Hata, günah, kusur... asırlar boyu

Çirkef ve rezalet... her yan kopkoyu

Beşere son ümit! Bir gusül suyu

Kocamış dünyaya kefen mi acep?

Lapa lapa yağan kar taneleri...

Her şey beyaz giydi kalmadı kara

Rahmet hakim oldu bütün dağlara

Benimse dertlerim hep sıra sıra...

Ümit fidanlarına yarar mı acep?

Lapa lapa yağan kar taneleri...

Meleklerin kanat çırpması gibi

Süzülüp inmede sessiz kuş gibi

Neler anlatmakta bir kitap gibi

Kar çiçeklerine yorgan mı acep?

Lapa lapa yağan kar taneleri..

Mehmet Ali KULAT

Simitci Çocuk... Şiiri