Toprak
Önce hamurumuzu yoğurdun
Sonra da doyurdun bizi toprak
Nice gariplere sadık yar oldun
Bağrına basarak korudun toprak.
Babamız, anamızsın, yarimizsin
Var mı biri hakkını inkâr etsin
Şahidim vallah kim ne derse desin
Dertli başımızın tacısın toprak.
Sen, bol bol, ye iç ürün vermeye bak
Yokluğu açlığı bir yana bırak
Son bir nefes, son umut, en son durak
Yutarsın insanı doyarsın toprak.
Gökten yağan her şeyin talibisin
Yerden biten mahsullerin sahibisin
Unutma, acıların tabibisin
Kor yürekleri soğutursun toprak.
Yağmur yağınca ağaçsız tepeye
Kalkıp gider karışırsın dereye
Yolculuk başlar kim bilir nereye
Göle mi, yoksa denize mi toprak?
Yüzünü yırtıp ne tohumlar verdim
Senin bitirdiğin mahsulü yedim
Son nefeste yine kapına geldim
Al beni bağrına, al beni toprak.
Ahmet ALPTEKİN Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Nazlı Gelin
Bir nazlı gelin gibisin göklerde,
Süzdürür durursun gözlerini.
Kutsal bir ışık olursun yüzlerde,
Gözlerim dolar seyrederken seni.
Milli marşımı dinlerken törende,
Gönlümdeki bam teline dokunur.
Nazlı nazlı salınırsın gönderde,
Mutluluğun gözlerinden okunur.
Yıldızın hilale ne güzel uymuş,
Al rengini şehitlerden tanırım.
Seni sevdiğimi dünyalar duymuş,
Okşadığın rüzgârı kıskanırım.
Şehidim bir başkadır kucağında,
Bağrı yanık ana gibi sararsın
Bakışların yurdun dört bucağında,
Mavi göklerde, her yerde sen varsın.
Savaşlarda, barışta da öndesin,
Duruşun gurur verir milletine.
Rüzgârlar estikçe duyulur sesin,
Türküler söylersin kendi kendine.
Alma n’olur gözlerimden ferini,
Derdin varsa soyle nedir bileyim.
Sen tayin et göklerdeki yerini,
Emret seni oraya ben çekeyim.
Türkmen gelinim,canım, al bayrağım,
Sar, sar beni kollarında öleyim.
Sıcak kucağın olsun son yatağım,
Cennette dirilip sana geleyim.
Ahmet ALPTEKİN
Ne Sandın
Dört bir yanımıza pusular kurdun
Sessizliğimi hep teslime yordun
Gökten el edip çağıranlar gördün
Yükselen bayraklar iner mi sandın.
Feryatlar, figanlar yürekler dağlar
Sel oldu kanımız, Kuban’da çağlar
Kanayan yaramız kabuk mu bağlar
Verdiğin acılar diner mi sandın.
Dayamış sırtını sarp dağlarına
Sarılmış Elbruz’un yamaçlarına
Kurşunlar yağdırsan bile başlarına
Kafkaslar korkup da siner mi sandın.
Hazır bekler kamam, yamçım, eyerim
Çıkmaz aklımdan öz vatanım, yerim
Gün gelir atıma yine binerim
Gönlümdeki ateş söner mi sandın.
Bu devran dönecek böyle yürümez
Kararan gözleri korku bürümez
Menzile varmadan inan ölünmez
Alptekin davadan döner mi sandın.
Ahmet ALPTEKİN
Ahlat Size Ağlıyor
Bugün böyle mahzun,
Garip durduğuma bakmayın,
Sitemim var size,
Küsüm de ondan gülmüyorum.
Hayattan vazgeçtim sanmayın,
Hergün yeniden.
Yeniden diriliyorum.
Ama içimde bir hüzün var.
Geçmişe ait özlemim.
Eski günlerimi hatırladım.
Onun için ağlıyorum.
Kardeşlerim Belh ve Buhara,
Selam göndermez oldular.
“Kubbet-ül İslâm”dık bir zamanlar.
Nur saçardık o çağda.
Üç kardeş gibiydik alemi İslâmda.
Bizi kimler, niçin ayırdılar?
İlk Türk mührü bana vurulmuştu.
Bizans’a giden yol benden sorulmuştu.
Açılan kapısıydım Anadolu’nun,
Erenler bağının, Yesevi Yurdunun,
Gelen göçleri ben karşıladım.
Ev sahipliği yaptım onlara,
Yavrum diye bastım bağrıma
Onları ben ağırladım.
Ahlatlı olsunlar,
Burda kalsınlar istedim.
Çoğu konup göçtüler,
Yuvadan uçan kuş misali,
Bir bir terk ettiler beni.
Kimi Halep te kimi Şam’da,
Musul’da, Kerkük’te yerleştiler,
Kayı Boyu, Söğüt’tedir dediler.
Ya beşiğini salladığım,
Ertuğrulum. Osmanım nerdeler?
Gözüm yollarda yıllardır bekledim,
Bekledim ama dönmediler.
Van Gölü kabardı, taştı,
Sel gibi akan gözyaşlarından
Ne zamandır haber beklerim
Haber beklerim kardaşlarımdan
Alparslan’ı görürüm bazen,
Beyaz bir at üstünde
Şu karşı tepeden,
Abdurrahman Gazi’den,
Beni selâmlar.
Beni selâmlar, Malazgirt’te yatanlar.
Mezar taşlarıma bir bakın,
Orhundaki kitabeler gibidir.
Kümbetlerim Anadolu’ya serpilmiş,
Ecdat kokan toprağım,
Türkiye’nin tapu senedidir.
Depremler yıktı, yangın kavurdu.
Hazan esti külüm savurdu
Hiçbiri zoruma gitmedi.
Asıl beni vefasızlık vurdu.
Bundandır size sitemim,
Bunun için küsüm.
Eski günlerimi hatırlıyorum,
Kendime değil, size ağlıyorum.
Tapusuna sahip çıkmayan bir ülkenin,
Geleceğinden korkuyorum.
Kendime değil,
Size, size ağlıyorum.
Ahmet ALPTEKİN