tugba beni öyle ezdiler ki adeta toz oldum arkamı dönüp bunu kim yaptını sordugumda karşımda en yakın kankamı buldum
Ne Sandın
Dört bir yanımıza pusular kurdun
Sessizliğimi hep teslime yordun
Gökten el edip çağıranlar gördün
Yükselen bayraklar iner mi sandın.
Feryatlar, figanlar yürekler dağlar
Sel oldu kanımız, Kuban’da çağlar
Kanayan yaramız kabuk mu bağlar
Verdiğin acılar diner mi sandın.
Dayamış sırtını sarp dağlarına
Sarılmış Elbruz’un yamaçlarına
Kurşunlar yağdırsan bile başlarına
Kafkaslar korkup da siner mi sandın.
Hazır bekler kamam, yamçım, eyerim
Çıkmaz aklımdan öz vatanım, yerim
Gün gelir atıma yine binerim
Gönlümdeki ateş söner mi sandın.
Bu devran dönecek böyle yürümez
Kararan gözleri korku bürümez
Menzile varmadan inan ölünmez
Alptekin davadan döner mi sandın.
Ahmet ALPTEKİN Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:
Ağaran şu siyah saçlar
Hatırla diyor ölümü.
Masum duran sessiz taşlar
Hatırla diyor ölümü.
Yer vermeyin kalpte kine
Feryat eder yanar sine
Ömründen giden her sene
Hatırla diyor ölümü.
Ağız açmış kara toprak
İstiyor insanı yutmak
Sonbaharda düşen yaprak
Hatırla diyor ölümü.
Deprem olur yer çalkalar
Ecel aniden yakalar
Göz altında mor halkalar
Hatırla diyor ölümü.
Bel bükülür, tutmaz dizler
Fersiz bakar yorgun gözler
Yüzündeki derin izler
Hatırla diyor ölümü.
Bir gün gelir göçler başlar
Durmaz, akar gözden yaşlar
Kışın göçen göçmen kuşlar
Hatırla diyor ölümü.
Mevlam versin inanç, iman
Zonklar beynin durmaz bir an
Akıp giden bunca zaman
Hatırla diyor ölümü.
Boyun büker dostun ağlar
Taşır seni kalan sağlar
Güzleri bozulan bağlar
Hatırla diyor ölümü.
Bir gün olur biter çile
Kurtlar, kuşlar gelir dile
Eskiyen libasın bile
Hatırla diyor ölümü.
Gücün varsa gitme diren
Var mı şimdi dalya diyen
Gece gündüz ömür yiyen
Hatırla diyor ölümü.
Hayat böyle gelen gider
Kimi ağlar kimi güler
Hüzün veren kamış neyler
Hatırla diyor ölümü.
Ahmet ALPTEKİN
Bir anda semaya kalktı eller
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Sıdk ile Kur’an okur hem diller
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Dört bir yandan sesler yükseldi
Hücum emri Ahlat’tan verildi.
Şimşekler çaktı, gök gürledi
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Vurdu kılıçlar, inledi gökler
İslâma hizmette yine Türkler.
Zafer aşkıyla doldu yürekler
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Melekler doldurdu gök ve yeri
Kapandı artık Bizans defteri
Erenler haykırıp geçti ileri
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Güneş ufuktan bir başka doğdu
Zalimi tuttu mazlumun ahı.
Aydınlık karanlıkları boğdu
Malazgirt’te bir Cuma sabahı.
Ahmet ALPTEKİN
Zalimlerin zulmünden,
Korkunç mahşer gününden,
Kör şeytanın şerrinden,
Sığınırım Allah’a
Fitneci yalancıdan,
İki yüzlü yağcıdan,
Dayanılmaz acıdan,
Sığınırım Allah’ a.
İmansızın kirinden,
Kötülerin fikrinden,
İftiracı dilinden,
Sığınırım Allah’ a.
Yanlış giden izinden,
Zehirli meyvesinden,
Kızıl baykuş sesinden,
Sığınırım Allah’ a.
Sahtekâr gülüşlerden,
Kötü kötü işlerden,
Kâbus gibi düşlerden,
Sığınırım Allah’ a.
Devlet malı çalandan,
Mazlum ahı alandan,
Haktan beri kalandan,
Sığınırım Allah’ a
Haram lokma yemekten,
Haksız kazanç dermekten,
Hakk’ tan ödün vermekten,
Sığınırım Allah’ a.
Dinsizleri sevmekten,
Müminleri yermekten,
Cehenneme girmekten,
Sığınırım Allah’ a.
Yetim malı yiyenden,
Derya deniz diyenden,
Kötü libas giyenden,
Sığınırım Allah’ a.
Sahtekârın işinden,
Gitmem asla peşinden,
Vampirlerin dişinden,
Sığınırım Allah’ a.
Uzak olsun bizlerden,
Yalan yanlış sözlerden,
Kötü bakan gözlerden,
Sığınırım Allah’ a.
Dedikodu yapmaktan,
Millet malı çalmaktan,
İşe hile katmaktan,
Sığınırım Allah’ a.
Dolmadan boşalmaktan,
Erken vakit solmaktan,
Allahından bulmaktan,
Sığınırım Allah’ a.
Karanlık gecelerden,
Alçalmış yücelerden,
Devleşmiş cücelerden,
Sığınırım Allah’ a.
Ummadığım taşlardan,
Çatık duran kaşlardan,
Kuş beyinli başlardan,
Sığınırım Allah’ a.
Ahmet ALPTEKİN