Yana Yana
Koyu mavi bir gece
Lacivertler bırakırken tenime
Bütün istasyonlar özlemler
Besteliyordu senin yerine
Paslı demirlerden süzülüyor
Şehrin ışıkları
Beklemek
Bir avuç susuzluktu
Deryanın ortasında
Karanlığın ihtişamına sarılı
Kızıl bir ateş patladı döşümde
Tuvalimde saçların tutuştu
Aklımdan mısralar geçti
Kirpiklerim yana yana
Haydar ŞAHİNBAY
Haydar ŞAHİNBAY Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Üçte Bir Gibi
Noktada zerre gibiyim
Nokta yetmiyor bana,
Noktada cümle gibiyim
Tarihte bir şiir gibiyim
Mısra kesmez dilimi
Şiirde başlık gibiyim
Zamansız yara gibiyim
Söz geçmez yar’a
Yar’da bir ölü gibiyim
Pervanede mum gibiyim
Mum dibine ışık vermez
Mumun Alev’i gibiyim
Denizde kum gibiyim
Kum suda solar
Kumu öven balık gibiyim
Her zararda bir kar gibiyim
Yağmur kara küser
Karda iz gibiyim
Aşkta iki göz gibiyim
Göz her doğruyu görmez
Işıkta bir kör gibiyim
Zülfünü tarayan kadın gibiyim
Kadına adam denmez
Kadında insan gibiyim
Bir nefeste ney gibiyim
Ney derdi körükler
Cihanda bir şey gibiyim
Suyu okuyan derviş gibiyim
Derviş abdaldır
Abdal’a ermiş gibiyim
Göklerde uçan kuş gibiyim
Alemden göç eder kuşlar
Kanatta bir öç gibiyim
Ağızda dolaşan dil gibiyim
Dil kötü söyler
Dilsiz lal gibiyim
Hak’ta bir kuyu gibiyim
Kuyu derin olur
Kuyuda delilsiz suç gibiyim
Ateşin harında kor gibiyim
Gönlü yakar kor
Korda kül gibiyim
Mahzende şarap gibiyim
Şarap deliye akıl verir
Kadehte ders gibiyim
Ellerde karnı tok gibiyim
Tok kıymet bilmez
Yoksul sofrasında aç gibiyim
Dağ başında yel gibiyim
Yel yüksekten eser
Alçakta sel gibiyim
Denizde bir ağ gibiyim
Ağ pusuda can alır
Ayakta bir bağ gibiyim
Başta bir fes gibiyim
Fes de bir dindir
Bende herkes gibiyim
Kafeste ten gibiyim
Tende can vardır
Ben canda sen gibiyim
//Haydar Şahinbay//
Haydar ŞAHİNBAY
Asrı Evvel
Zaman, çağın altın ayağında arar şahikayı
Modern çilehane, yedi bin katlı damlar
Nadasın şebinden, süzülür masallar
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
Göğü delip geçen bir anafor ki,
Yıkıp geçer kentlerden yağmurları
Noktadan başka huy, bilmeyen sessiz şiveler,
Kirin nemini kavurur çamurlu havalar
Nerede hikayenin, feleği döndüren semahı
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
Vakit geçti, beyhude şanının evveli
Kaldı mı ateşi yakan, şiirin imgeleri
Kamer yırtıldı zifirden, küsüp ayrıldı semadan
Hani aşkını bestelediğin defterin hanı hamamı
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
Meşin sandıklarda küflü etamin kokusu,
Eğilmiş nükteli güneş, siyah reçine üstüne
Beşikler yutmuş koca koca nehirler,
Dört nala akmış, kuzeyden güneye
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
Şuhu figan, ıslak kaldırımlarda avutur düşlerini,
Şüpheli yalnızlıklar, demler nazını karanlıkta
Ne aydınlatır, ne söner sokakta lambalar
Tramvay düdükleriyle uyanır, göçmen yetimler
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
İzbe bir zılgıt yükselir limandan, her akşam
Sedir tabureden avlanır, kanatsız balıklar
Kızıl şeritler çekmiş, umutlar gözlerime
Gün batımına teslim olmuş, kusursuz imbatlar
Kundağını kapmaya hazır, her gece gündüzden
Asrı evvel uçup gitmiş, mavi çimen kuşları
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY
Candan Gitti
Sen benim için bir umuttun
Beni niçin nefesinde soluttun
Sonra bir yar başında unuttun
Nutkumun ortasından kuruttun
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY