Yanımda Ol
Girme yüreğinle cenge
Düş benimle bir ahenge
Sen iste
Dediğin renge
Boyanayım
Yanımda ol
Karışma aşkın işine
Takıl gönlünün peşine
Düşür beni ateşine
Ben yanayım
Yanımda ol
Soldur yemyeşil bağları
Karca en güzel çağları
Sırtıma yükle dağları
Dayanayım
Yanımda ol
Yağlı urgan düğüm düğüm
Boğazımda bir kör düğüm
Bir kâbus olsun gördüğüm
Uyanayım
Yanımda ol
Erdal Ercin
Erdal ERCİN Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Leyla (3)
Demek aşkta gözü yoktu
Varı yoğu birdi Leyla
Bunu kim kafana soktu
Bu aklı kim verdi Leyla
O akardı yorulmazdı
Köpürürdü
Durulmazdı
Bilse sana vurulmazdı
Nereden bilirdi Leyla
Bu zehri önce kim tattı
Kim canını kime kattı
Aşkı kim kime uzattı
Kim geri çevirdi Leyla
Ben sana dayan dedimdi
Söyle ne olacak şimdi
Canının çektiği kimdi
Koynuna kim girdi Leyla
Gözlerinden çıkan oktan
Çoktan yaralandı çoktan
Adı mecnun oldu yoktan
Kays niye delirdi Leyla
Erdal ERCİN
Vazgeçtim
Bir ara bu şehri terk edecektim
Vazgeçtim
Perişan olurum diye
Vazgeçtim
Yeni bir düzen kuramam
Ellerim koynumda kalırım diye
Gözlerin ateşti
Yaktın özümü
Kül olmadım
Duman ettin közümü
Senden başkasına yumdum gözümü
Gönlümün ahını alırım diye
Uğruna yâreni dostu terk ettim
Dönüp de bakmadım
Neler kaybettim
Rüzgârın estiği her yere gittim
Saçından bir kaç tel bulurum diye
Azrail kaç kere kıstırdı beni
Taş oldu bedenim
Çekildi kanı
Direndim
Vermedim bu sefil canı
Belki kollarında ölürüm diye
Erdal ERCİN
Ben Öldüm
Dün beni Irak’ta vurdular
Alnımın ortasından vurdular
Demokratik bir tüfekten çıkan
Özgürlükçü bir kurşunla vurdular
Akşamüstüydü
Siyah bir torba vardı elimde
Pide götürüyordum iftar için
Başım dikti
Ve sağlam basıyordum yere
Eylem hazırlığında
Bir direnişçi olduğumu sandılar
Dün Afganistan’da kellemi uçurdular
Beni diz çöktürdüler
Ve arkamda sıra sıra durdular
Allah diye diye vurdular
Onlar gibi değilim diye yaptılar
Başkalarına ders olsun diye yaptılar
Kanıma boğdular bedenimi
Dün Etiyopya’da yüz üstü düştüm
Bir kabileli kurşunuyla düştüm
Toprağa bulanan yüzüm ağardı
Henüz kodlanmamış bir virüs dolaşıyordu kanımda
Ve üç gündür amansız bir gurultu karnımda
Emekleyen bir çocuk gibi
İki büklüm düştüm
Öylece kaldım
Dün Kuzey Kutbunda okyanusa battım
Kayığımı batırdılar
Av mevsimi değildi
Akşamdan aç yatırmıştım çocukları
Kendim aç yatmıştım
Sabah erken çıkmıştım balığa
Bıçak gibi kesildi soluğum
Boğulmadan önce dondum
Dün beni Gabar’da pusuya düşürdüler
Sırtımdan hançerlediler
Kalleşçe kustular kurşunlarını
Al bayrak gibi dalgalandım ilk önce
Ve bir dağ gibi yıkıldım yere
İnsan
Küllerinden doğan bir kuş değildir
Denize savrulan bir taş değildir
Ve asla milyarlar içinde bir baş değildir
Bir ana doğurmuştur insanı
Sevgiyle
Emekle
Kanla
Canla yoğurmuştur
Dün nerede birini vurdularsa
Göçüp gitti bir yerleri içimin
Dün nerede vurulduysa biri
Ben öldüm
Erdal ERCİN