mahmut ercin bu siir çok yeni
Hazana Düştüm
Aşk mevsimi geldi şu yer yüzüne
Ben yine bir gamlı hazana düştüm
El sever
Baş koyar yârin dizine
Ben sevdim
Bir kaynar kazana düştüm
Gözümü diktiğim yollardan gelip
Eğri hançeriyle bağrımı delip
Alnıma yazılan yazıyı silip
Kader çizgisini bozana düştüm
Sevmediği yalan
Sevdiği yalan
Perişan edecek bir beni bulan
Kaydımı sevdanın üstünden alan
Kara sancılara yazana düştüm
Bu türküyü bilemezdi dillerim
Böyle sazı çalamazdı ellerim
Zaten târumardı gönül tellerim
Ben yine bir bozuk düzene düştüm
Erdal ERCİN Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Erdal ERCİN Şiirleri:
(Bu şiir Bedirhan GÖKÇE'nin 'Başım Gözüm Üstüne' şiir albümünde yer almaktadır.)
(Bu öykü her gurbetçimize ait olabilir.
Emirdağ’ın dağ köylerinde konuşulan
şiveyle yazılmıştır.)
Mekdubun demincek geçdi elime
Sağlığını duymak yetiyo gardaş
Daş başı bi çarık esgittiğimiz
Boz dağlar gözümde tütüyo gardaş
Gardaş
Hamburug’un yolları asvat
Her yere tren var
Yolculuk ırahat
Köşenin başına bazar duruyo
Bazara yalınız gediyo avrat
Gafaları sıfır numro tıraşlı
Haşkeş içiciler
İtler
Manyaklar
“Türken raus Türken raus” diyolar
Ulen ne oldu da denişti devran
Çok değel yirmibeş otuz yıl evel
Bizi bandoyunan garşıladılar
Bunca yıl gavırın çöpüynen urgaş
Soona
Sana duşman gibi baksınlar
Ataş verip düneğini yaksınlar
Adamın ağrına gediyo gardaş
Gardaş
Vakdı geçmiş Alamanya’nın
İreceb’e sööle havas etmesin
İneğeni danasını satmasın
Gavırın parası gıymatlı emme
İliğini sömürüyo adamın
Kel Mısa’nın Abdılla’yı bildin ni
Böyük gız gavıra gaçdı diyolar
Adı Hans mı neymiş
Sarı bi oğlan
Abdılla düşdükce düşdü diyolar
Hayat
Bu gavırın sürdüğü hayat
Bizimkisi gün tüketmek
Needeceen
Onnar gibi yaşamaya gakdın nı
Kendinden öteyi düşünmeyeceen
Bizim pavlikada bi Alaman var
Klaus
Çok eyi
Gardaşım olsun
Bazı
İş çıkışı bize geliyo
Yemek sarımsaklıyısa yemiyo
Yemekde sarımsak olmaz mı gardaş
Bazı gıcık Alaman’nar çıkıyo
Sırtını dönüyo
Burun büküyo
Diyo
“Her Türk!
Siz çok kötü gokuyo”
Çöpcü gül gokacak değil a gardaş
Alaman’nar çok aceyip bi millet
Yere tükürene bağarıyolar
Yetmiyo
Polizay çağarıyolar
Adamın gülesi geliyo gardaş
Gardaş
Bi Mersedes aldım
Gırmızı
Gaylım tufalete yayan getmek yok
Çatlasın elleme Mıhdar’ın gızı
Başı göğe erdi Gede Salih’le
Hasbam
Er yerine gomazdı bizi
Burda durum bööle
Sözün gısası
Orda ne var ne yok
Havalar nası
Ekinner
Goyunnar
Guzular nası
Sen nassın
Mehemmed
Fadime nası
Selamı selama eklerim gardaş
Tez elden bi cuvap beklerim gardaş
Erdal ERCİN
Erdal ERCİN
Takılmışım seller gibi peşine
Yorulursam yorulduğum güne yuh
Seni düşürmeden aşk ateşine
Durulursam durulduğum güne yuh
Sevenin dileği gelir yerine
Bize sebep olan yerde sürüne
Yaşadıkça senden başka birine
Sarılırsam sarıldığım güne yuh
Bir zaman geçtiğin yolda bir taşım
Yolcusu olmayan yola yoldaşım
Ayak uçlarına değmeden başım
Kırılırsam kırıldığım güne yuh
Ey düşma ateş et
mermini harca
Cephanen boşalsın,bana gel borca
Dikmeden sevdalı sancağı burca
Vurulursam vurulduğum güne yuh
Beni zehir gibi taşı kanında
Dolanayım bedeninde
Canında
Mahşer günü başkasının yanında
Dirilirsem dirildiğim güne yuh
Erdal Ercin
Erdal ERCİN
Gönül sultanını bulsaydı bu yaz
Dağları delerdi
Hey benim ömrüm
Aşığın elinde bir mızrap bir saz
Neyzenin elinde ney benim ömrüm
Aklının estiği her yere gider
Şahlanır
Dört yanı toz duman eder
İnatçı bir seyis izini güder
Rüzgârın çocuğu
Tay benim ömrüm
Ne bir arayan var
Ne bir soran var
Ne bir işiten var
Ne bir gören var
Yolları kapalı
Kar var
Boran var
Bir dağın başında köy benim ömrüm
Biner son nefese
Gider son ümit
Harcanır kredi
Tükenir limit
Üç günlük açlığa bir gevrek simit
Yanında bir bardak çay benim ömrüm
Erdal Ercin
Erdal ERCİN