Infrared yani kızıl ötesinin kısaltılmasıdır. Gözükmeyen bir ışık sinyali ile bir dijital verinin yani resmin kameradan bilgisayar ortamına aktarılmasındaki bağlantı teknolojisidir. Buna kızıl ötesi bağlantı ya da infrared bağlantı da denir. 1999 yılında daha çok yaygın halde bazı markaların dijital kamera modellerinde kullandıkları bu teknoloji şimdilerde pek kullanılmamaktadır. Zira bilgisayarlarda kızıl ötesi alıcı bir türlü standart hale gelmediğinden sırf kamerada vericinin olması bir anlam taşımamaktadır.
Hemen hemen tüm fotoğraf makinelerinin odaklama bilezikleri üzerinde kırmızı renkle işaretlenmiş olan bir olup, kırmızı ötesi film kullanıldığında odaklama yapılabilmesi için referans noktasını oluşturur. Kimi zaman yalnızca "R" harfi ile de ifade edilebilir. (IR setting)
1- Filmlerin duyarlılığı ile ilgili standartları belirleyen International Standarts Organization'ın kısaltmasıdır. ISO, ASA (American Standarts Association) teriminin yerini almıştır. (International Standard Organisation - Uluslararası Standartlar Organizasyonu)
2- Bir filmin ışığa duyarlılığını gösteren numara serisidir. Kural olarak duyarlılık 25 ile 1600 ISO arasında değişmektedir. Örneğin 200 ISO bir film,
100 ISO bir filmin iki katı hassastır ve bu da ışığa iki kat daha duyarlı olduğu
anlamına gelir. 50 ISO bir film ise 100 ISO filmin yarı hızında olduğu gibi ışığa hassasiyeti de yarısı kadardır.
Zamanında fotoğraf filmi için kullanılan şimdi ise algılayıcılarda karşımıza çıkan ISO kavramı, ışığa duyarlılığı simgelemektedir. ISO 100, 200, 400 şeklinde ilerleyen değerlerin yanı sıra gelişmiş sistemlerde ara değerler de görmek mümkün. ISO değerindeki artış aynı ışık miktarına sahip ortamda pozlama süresini düşürür. ISO değeri arttıkça fotoğraftaki kumlanma belirginleşir ve genellikle ISO 800 seviyesinden sonra kaçınılmaz bir hal alır.
Açıklamalarıyla 672 Fotoğrafçılık Terimi
1- Filmlerin ışığa karşı duyarlılıklarını belirleyen standart ölçü sistemi. Değer büyüdükçe filmin ışığa karşı duyarlılığı da artar.
2- Klasik fotoğrafçılıkta ASA olarak bilinen bu kavram, bir kameranın ışığa karşı olan hassasiyet hızını ifade eder. Görüntü sensörünün ışığa olan hassasiyetini arttırır ya da azaltır. Genelde Auto, 100, 200, 400, 800 gibi standart rakamlarla ifade edilir. Sayının yükselmesi demek kameranın daha loş ortamlarda bile mükemmel çekimler yapabilmesi anlamına gelir.
Işığa duyarlı elektriksel hücre
Işıkölçerlerde ve algılayıcılarda kullanılan ve üzerine ışık düştüğünde bundan etkilenen bir hücredir. Üzerine ışık düşmesi durumunda bu hücrelerde küçük bir elektrik akımı oluşur. Düşen ışığın şiddeti arttıkça oluşan elektrik akımının şiddeti de artar. (photo-electric cell)
Elektromanyetik tayfta 4000-7000 birim dalga boyuna sahip olan ve görülebilir nitelikte yayılan enerji. Farklı dalga boyları farklı renklerdeki ışığı simgeler. İnsan gözünün algılayamadığı, görünmez bölgedeki ışıklar da vardır. (light)
Fotoğrafçılıkta ışığı yansıtmak için ışık kaynağının önüne konulan nesne.
Üzerine ışık düştüğünde bunu elektrik erkesine çeviren aygıt, fotosel.
Işık yayarak konunun aydınlatılmasında kullanılan araçların genel adı. Örneğin güneş, tungsten lamba, flaş birer ışık kaynağıdır. Ay, ayna ve yansıtıcılar optiksel olarak ışık kaynağı değildir. Işık kaynakları doğal, yapay; akkor (sıcak), soğuk ve noktasal, boyutlu olarak gruplandırılır. (light source)
Günümüzde hemen tüm fotoğraf makinelerinin ışıkölçeri bulunmaktadır. Işıkölçer, doğru diyafram açıklığı ve örtücü hızını belirleyebilmek için var olan ışığın miktarını ölçer. Ayrıca el ışıkölçerleri de bulunmaktadır. Bu aygıtlar kullanıcıya daha fazla seçenek sunarlar ve daha hassastırlar. Fotoğraf makinelerinin üzerinde bulunan tipte ışıkölçerler gibi konudan yansıyan ışığı ölçen aygıtlara yansımalı ölçücüler denir. Konu üzerine düşen ışığı ölçen aygıtların kullanımı da bir diğer ölçüm tekniğidir.
1- Metal ya da kauçuktan yapılan ve istenmeyen ışıkların objektif yüzeyine düşmesini önleyen, objektifin ucuna katılan parça.
2- Pozlama sırasında istenmeyen ışıkların objektife düşmesini engellemeyi amaçlayan ve objektifin ucuna takılan silindir şeklinde plastik ya da metal kısımdır.
Dağınık ışık huzmelerini toplayarak yoğunlaştıran optik sistem; ışık toplayıcıları hem aydınlatma kaynaklarında (frensel cam olarak) hem de agrandizörlerde kullanılırlar.
Işığı yayan ya da yumuşatan her türlü malzemeye verilen genel ad. Işık yumuşatıcısı ışık kaynağına yaklaştıkça yumuşatma etkisi azalır.
Örtücü perdeyi açık tutup ışığı çevrede gezdirerek yapılan işlem. (painting with light)
Bir merceğin geçirebileceği en çok ışık niceliği.
Fotoğraf makinesinde, doğru diyafram açıklığı ve örtücü hızını belirleyebilmek için var olan ışığın miktarını ölçen düzenek. Günümüzde hemen tüm fotoğraf makinelerinin ışıkölçeri bulunmaktadır. Ayrıca el ışıkölçerleri de vardır. Bu aygıtlar kullanıcıya daha fazla seçenek sunar ve daha hassastırlar. Fotoğraf makinelerinin üzerinde bulunan tipte ışıkölçerler gibi konudan yansıyan ışığı ölçen aygıtlara yansımalı ışıkölçer denir. Konu üzerine düşen ışığı ölçen aygıtların kullanımı da bir diğer ölçüm tekniğidir. (pozometre / exposure meter)
Güneş ışığına bırakıldıklarında kimi maddelerin renk değişimine uğraması.
Işığın yayılma yollarını ya da dalganın yayılma doğrultusunu gösteren kuramsal çizgilere verilen ad.
Fotoğraf kağıdına negatif görüntüyü pozlayan, agrandisör aygıtının ışığı. / Video görüntüsünün monitörde oluşmasını sağlayan, ekrandaki piksellerden oluşan ışık.
Diğer Fotoğrafçılık Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Fotoğrafçılık Terimleri Sözlüğü