Eğitim Sitesi

Online Hukuk Terimleri Sözlüğü

Gözaltı 1- Ortaya çıktığı düşünülen bir suçun araştırılması, delillerin karartılmasının engellenmesi ve kişinin sorgusu için şüphelinin savcı talimatı ile; kanunda belirtilen sürece alıkonulması.

2- Birinin, güvenlik kuvvetleri tarafından belli bir yerde belli bir süre alıkonulması, gözetim, nezaret.

Grev 1- İşçilerin bir iş yerinde veya iş kolunda hiç çalışmamak, faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla toplu olarak işi bırakmaları.

2- İşçilerin aralarında anlaşarak veya bir kurululun kararına uyarak topluca iş bırakmalarıdır.

Gûna (gûne) türlü; gidiş; tarz; yol; sıfat

Gümrük Kolcusu Gümrüklerce gözaltında bulundurulması gerekli görülen eşya ve yolcularla beraber bulunmak, tartı, sayım ve muayene memurlarına yardım etmek vb. işlerle görevli kişi, dideban.

Güvenlik soruşturması Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından halen aranıp aranmadığının, kolluk kuvvetleri ve
istihbarat ünitelerinde ilişiği ile adli sicil kaydının ve hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının, yıkıcı ve bölücü faaliyetlerde bulunup bulunmadığının, ahlaki durumunun, yabancılar ile ilgisinin ve sır saklama yeteneğinin mevcut kayıtlardan ve yerinden araştırılmak suretiyle saptanması ve değerlendirilmesi.

Açıklamalarıyla 2533 Hukuk Terimi

Güzeran geçici; geçen

Hacet gerek; gereklilik

Hâcir hicret eden; bir yerden başka bir yere göçen; sayıklayan (hasta)

Haciz 1- Borçlunun, borcunu kendi arzusu ile ödememesi durumunda, alacaklının talebiyle, borçlunun (borca yetecek miktardaki) mal ve haklarına devlet aracılığıyla (icra dairesi tarafından) el konulması.

2- Alacaklının talebi ve yasal koşulların oluşması halinde borçlunun malları üzerine satılamaz şerhinin konulması ve gerekirse malın yed-i emine teslimini gösteren hukuki tanım.

Hacizvaaz El koyma

Haczetmek Bir alacağın ödenmesi için borçlunun geçim ve mesleğinde gerekli olan şeyler dışında kalan para, aylık veya malına icra dairesi el koymak.

Hadd-i Maruf Makbul olan had, Emredilen, müsaade edilen hudud

Hâdis meydana gelen; çıkan; yeni çıkan

Hafiyyen Gizli olarak; saklı olarak; gizlice

Hafriyat kazı; kazılar; toprak kazma; toprak çıkarma

Hail Duvar, çit, parmaklık, tahta perde gibi taşınmazları birbirinden ayıran işaret ve engeller.

Haiz sahip; elde bulunduran; taşıyan

Hak Hukuk düzeni tarafından şahıslara tanınmış olan yetkiler, hukuken korunan yarar.

Hak Düşürücü Süre Var olan bir hakkın kullanılmaması halinde belirli bir süre sonunda bu kullanım hakkını düşüren süre.

Hak Ehliyeti 1- Sağ doğmak şartıyla ana rahmine düştüğü andan ölüm anına kadar olan dönemde herkesin sahip olduğu medeni haklardan (evlenme, mülk edinme vb.) yararlanma yeteneği.

2- Hukuki işlem yapabilme ehliyeti, alacak sahibi olma, borçlanabilme yeteneği.

Diğer Hukuk Terimleri

İlk Sayfa ... 32 33 [34]35 36 ... Son Sayfa

Terimler Sözlüğü Ana Sayfa

Açıklamalı Hukuk Terimleri Sözlüğü