Bir işin çeşitli kişilerce ortak hareket edilerek, birlikte yapılması.
Bir toplumsal üretim düzeni içindeki değişik görev ve hizmetlerin toplumun üyeleri, kümeleri arasında karşılıklı bağımlılık ilişkileri içinde bölünmesi. Bir işi, iki ya da daha çok kişi arasında bölme.
1. Bir ülkede yaşayan kişilerden üretime katılan, üretimde bulunanlardan sağlanan güç.
2. Bir insanın yararlı şeyler üretmek için harekete geçirmek zorunda olduğu fiziksel ve düşünsel yetilerinin tümü.
Gerçek dünyada kavramları temsil eden deneysel gözlemlerin yapılmasıyla sonuçlanacak çok özel araştırma prosedürlerinin geliştirilmesi.
Açıklamalarıyla 1105 Sosyal Bilgiler Terimi
1. Tarım, sanayi, ticaret, bankacılık vb. iş alanlarında, kâr amacıyla bir sermaye yatırılarak kurulan kurum.
2. Bu kuruluşu verimli bir duruma getirip kazanç sağlama yöntemi.
3. İş yeri.
İşsiz kalma, iş bulamama durumu.
Yurtdışında üretilmiş bir malın, ülkedeki alıcılar tarafından satın alınmasına denir. İthalatın diğer bir adı da dışalımdır ve ihracatın karşıtı olarak da tanımlanabilir.
Saygı görme, değerli, güvenilir olma durumu, saygınlık, prestij.
Birleşme, birlik kurma, bir olma.
Devletlerin, çıkarlarını korumak amacıyla bir araya gelmeleri. Anlaşma, uyuşma, bağlaşma.
Yer yapısını inceleyen bilim, yer bilimi.
Herhangi bir şeyi açıklamak için genellikle el, kol ve baş ile yapılan içgüdüsel veya iradeli hareket.
Herhangi bir şeyi açıklamak için el, kol veya baş ile iradeli veya irade dışı hareketlere JEST, yüz ifadesine MİMİK adı verilir.
Yeryüzü şekilleri gerçek şekilleriyle kabartılarak çizilen, üç boyutlu haritalardır.
Ortak bir atadan türediklerine inanılan geleneksel topluluk.
Tıp öğretiminde, üzerinde çalışma yapılan ölü insan veya hayvan vücudu.
1- Kazâ'yı yönetmekle sorumlu kişidir. Kazâ'da mahkeme işleri kadının evinde ya da camide yapılır ve kaydedilirdi.
"Kadı medrese mezunu olup kuralları iyi bilirdi."
2- Tanzimat'a kadar her türlü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanlarına verilen ad.
3- Eskiden hukuki uyuşmazlıkları ve davaları karara bağlamak üzere devletçe tayin edilen görevli hakim.
Hem yelken hem kürekle yol alan, 18. Yüzyıla kadar özellikle Akdeniz'de kullanılmış ahşap savaş ve ticaret gemisi.
Taş veya tuğladan yapılmış olan yapı kagir.
Yayaların yürümesi için caddenin iki yanına yapılan biraz yüksek taş, beton vb. döşeme.
Diğer Sosyal Bilgiler Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Sosyal Bilgiler Terimleri Sözlüğü