11.7 -12.7 GHz (Gigahertz) frekans bandı. Bu band şu anda ABD de FCC tarafından 2 kısma bölünmüştür. İlki 11.7-12.2 GHz FSS (Fixed Satellite Service) olarak bilinir. Şu anda Kuzey amerikada 22 FSS Ku bandı uydusu mevcuttur. Güçleri transponder başına 20-45 watt arasıdır. Düzgün alınabilmesi için 90-150cm çanak gerekir. 12.2 – 12.7 GHz kısmında ise transponder başına 100-200 watt güçte BSS (Broadcast Satellite Service). Uydular bulunur. Bunların yayınları 35-60cm çanaklarla alınabilir.
Avrupa standartlarına göre frekans tayfında Uplink: 13750 MHz / 14500 MHz Downlik: 10950 MHz - 11700 MHz ve 12500 MHz - 12750 MHz bant aralığıdır.
Yeryüzüne 36,000 km den yakın mesafede bulunan “yere yakın yörünge”
LNB (Low Noise Block Convertor)
Uydudan gelen sinyali güçlendiren ve güçlendirilmiş sinyalin frekansını dijital uydu alıcısına uygun frekansa indiren elektronik bir ekipman.
Açıklamalarıyla 226 Uydu Terimi
Genellikle bilgisayarlar arası haberleşmeler için kullanılan, yerel ağı ifade eden standart haberleşme mimarisi
Yer istasyonunun alıcısı ile anten arasında bir ön yükseltici olarak kullanılan cihaz. Etkili olabilmesi için antene olabildiğince yakın olması gerekir.
Çanağın topladığı uydu sinyallerini güçlendirip alıcı tunerinin işleyebileceği daha düşük frekans bandına indirir.
LNA ile DC alt dönüştürücünün antene takılmak üzere bir araya gelmesinden oluşur.
Genellikle 30 watt’dan az güçte RF sinyal yayınlayan uydular için kullanılır.
MAC (A, B, C, D2) (Multiplexed Analogue Component) Çoklanmış analog unsur. Özellikle uydu yayınları için geliştirilmiş bir grup TV yayın formatı. Renk, ışık, ses ve eşzamanlama işaretlerinin sıkıştırılarak bir satır boyunca ayrı ayrı zamanlarda gönderildiği bir renkli görüntü TV yayını gönderim sistemi. A, B, C, D2 gibi alt grupları ses ve data sinyallerinin iletiminde kullanılan çeşitli metotlara işaret etmektedir.
Main Profile at High Level (MPEG-2 MP@HL)
Yüksek tanımlı geniş ekran televizyon için benimsenen çok daha yüksek bit hızına sahip sistem.
Milyon hertz.MHz (Megahertz)
Frekansı 1-30 GHz arasında olan RF sinyali. Mikrodalga data, ses veya hemen her çeşit sinyal aktarımı için kullanılabilir.
Bir bilgi sinyalinin gönderme amacıyla bir taşıyıcı üzerine yüklenmesi işlemi.
Taşındığı ortam, sinyal üzerinde bazı olumsuz etkiler göstermektedir. Dış dünyadaki değişimler veya diğer sinyaller, taşınan sinyalin bozulmasına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra, ortamın getirdiği bazı kısıtlamalar bulunmaktadır. Bu nedenle, sinyalin mümkün olduğunca az bozunuma uğraması için, sinyal üzerinde bazı işlemler gerçekleştirilmektedir. Bir başka deyişle sinyalin taşındığı ortama uygun hâle getirilmesi için işlenmesi gerekmektedir. Sinyale istenilen yapıyı kazandıran bu işleme modülasyon denmektedir.
Dijital teknolojiye geçişte yaşanan sorunları gidermek, tüketiciyi de dikkate alarak evrensel bir standart belirlemek ve bu standardı geliştirmek için Dünya’nın önde gelen telekom kuruluş ve araştırma gruplarının katılımıyla MPEG (Motion Picture Experts Group: Hareketli Resim Uzmanları) adı verilen bir heyet oluşturulmuştur. Bu heyet, Dünya’nın birçok bölgesindeki haberleşme mühendislerinin yaptığı çalışmaları derleyerek, bunlar üzerinde yaptığı titiz çalışmalar sonucunda tüm ülkelerin kabul edebileceği uluslararası standartlar hazırlamıştır. Heyetin hazırladığı standartlar ise MPEG-1, MPEG-2 vb.’dir. Söz konusu heyetin yaptığı işler ise uygulamasına göre “video” ve “audio” kodlamada Dünya’daki genel standardı belirlemek; sistem değerlendirmeleri için uygun prosedürler hazırlamak ve geliştirmek;bit grubunu iletmek, kodlamak, çoğullamak; kodunu çözmek için çatısını belirlemek ve bu işlemlerde kullanılan cihazları ortak bir standarda getirmek şeklinde gruplandırılabilir.
MPEG – The Moving Pictures Experts Group
1988’de uydudan, yerden veya kabloyla gönderilecek görüntü, ses ve data sinyallerinin soysal kaynak kodlarını oluşturmak ve standartlaştırmak üzere kurulan ekip.
MPEG gurubunun oluşturduğu ilk standarttır. 1,5 Mbit/s değerinde digital “video” ve “audio”yu kapsar; VHS kalitesine eşdeğerdir. CDIC (Compact Disc Interactive), CD oynatıcıda ve multimedya PC‘lerde televizyon kalitesinde yayın elde etmenin en kolay yöntemi olarak üretilen “decoder” (şifre çözücü) çiplerde bu yöntem geliştirilip kullanılmıştır. Bu standarta ek olarak geliştirilen bir sistem de, aynı anda birden fazla sinyali birleştirerek, tek bir sinyal hâlinde uyduya transfer edebilme imkânı sağlanmıştır. MPEG-1 profesyonel televizyon teknolojisinde kullanılmak amacıyla geliştirilmiştir.
Dijital TV teknolojisindeki gelişmeler daha karmaşık bir standart oluşumuna yol açmıştır. MPEG-2 olarak tanımlanan bu standart, 2 - 15 Mbps veri oranlarını kullanarak yerel standart kalitesinden HDTV kalitesine kadar her kalitede yayın standardını tanımlayan esnek bir yapıya sahiptir. MPEG-2 standardında çalışan bir decoder, MPEG-1 standartlı yayınları çözebildiği gibi CCITT H216 standardı olan video telefon yapısında olan sinyali alıp işleyebilir. Bu özelliğe sistemin önceki sistemi destekleme özelliği anlamına gelen “backward compatible” denilmektedir. Standartlar kodlama aralığı ile sıkıştırma tekniklerinden oluştuğu için, zamana (gelecekti gelişmelere) karşı kullanırlığını yitirmemesi için geliştirilen sistemlerin önceki standartları da içererek bir önceki sistemi çöplüğe atması önlenir.
Broadcast sözcüğünün bir alt grubudur ve belirli bir kullanıcı kitlesindeki birçok kişiye yapılan yayınlar için kullanılır.
Diğer Uydu Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Uydu Terimleri Sözlüğü