Eğitim Sitesi

Acemi Oğlanı Kethûdası Nedir? Acemi Oğlanı Kethûdası Hakkında Kısaca Bilgi

Güncel Osmanlı Türkçesi terimleri sözlüğümüzde Acemi Oğlanı Kethûdası terimi ile ilgili, kısa açıklayıcı bilgiler aşağıda gösterilmektedir. Acemi Oğlanı Kethûdası nedir? Acemi Oğlanı Kethûdası ne demek? Acemi Oğlanı Kethûdası hakkında kısa bilgi gibi içerik arayışınıza cevap olabilecek kısa bilgiler sayfamızda yer almaktadır.

Acemi Oğlanı Kethûdası Terimi Hakkında Bilgiler

Osmanlı Türkçesi Terimi Olarak Acemi Oğlanı Kethûdası:

Acemi oğlanları işine bakan Anadolu ve Rumeli Ağaları'nın hizmetindeki adamlara verilen isimdir. Toplanan acemi oğlanlarını satın alanlardan yoklama akçesini tahsil etmek ve kaçanları tutmak vazifeleriyle yükümlüydü. Acemi oğlanlarını satın almış olanlardan "yoklama akçesi" adıyla 80'er akçe alınırdı. Bu paralar alınırken aynı zamanda acemi oğlanlarının yoklaması da yapılırdı. Bu vazifeyi yapmak üzere Anadolu ve Rumeli'ye 2'şer kethûda gönderilirdi.

Anadolu ve Rumeli Ağaları'nın İstanbul'da başka kethûdaları da bulunurdu. Bunların da görevleri, Türklere satılan acemi oğlanlarından kaçanları yakalamaktı. Onun için kol dolaşırlardı. Yakalanan acemi oğlanları tekrar satılırdı.


Benzer Osmanlı Türkçesi Terimleri

Açık Gemiler ve Açıklar Ağası: Tuna'da işleyen gemilere verilen isimdi. Bu gemilerin işlerine bakan memura "açıklar ağası" denilirdi. Bu gemilere neden açık gemiler denildiği tam olarak bilinmese de, Tuna üzerinden başka yerlere gittiklerinden ve uzaklarda çalıştıklarından dolayı böyle söylendiği tahmin edilmektedir.

Adalet Emiri: Ahaliye zulüm edilmemesi hakkında sadrazam tarafından valilere yazılan emirlere verilen isimdi. "Adalet emiri ısdar olunmuştur" demek, sadrazam tarafından emir verilmiştir demekti.

Âdet-i Ağnam: Koyun ve keçiden alınan vergiye verilen isimdi. Her sene, ağnam müdürü olan kişi tarafından "sayıcılar" ve memurlar belirlenen bölgelere gönderilirlerdi. Bunlara görevleriyle ilgili buyruldular da verilirdi. Bu sayıcılara daha sonraları "kabzımal" denmişti. Bunlar görevli oldukları bölgelerdeki koyun ve keçiyi sayarlar ve bunu göre âdet-i ağnam alırlardı. Alınan ağnamın bir kısmı, masraflarına karşılık olmak üzere, "başkalık" adıyla, nazırlarla kabzımallara kalırdı.

Âdet-i ağnam vergisi, koyun ve keçi için birer akçeden ibaretti. Bu vergi önceleri tayin edilene memurlar aracılığıyla sayılıp toplanırken, sonraları "âşar" gibi bu da iltizam olunmaya başlanmış ve açık arttırma (müzayede) ile bu görevi alan mültezimlerin adamları vasıtasıyla sayılarak toplanmıştır.

Tanzimat'tan sonra, iltizam usulü bırakılmış ve bu verginin tekrar sayım memurları vasıtasıyla toplanması şekline dönülmüştür.

Adlî Altın: Sultan II. Mahmut zamanında basılan altın paralardan birinin ismiydi. II. Mahmut'un mahlâsı (lakabı) "adlî" olduğu için, bu paraya da o isim verilmişti. Tam, nısıf (yarım) ve rubu (1/4, çeyrek) olmak üzere üç çeşitti. Tamamı on iki, yarısı altı kuruşa, çeyreği de yüz paraya denk geliyordu. Paraların bir tarafında tuğra, öbür tarafında da "Duribe fî Dar-ül- Hilâfet -il- Aliyye" yazısı vardı. Yazılarının azlığı dolayısıyla bir süre sonra adalarda kalıplarının yapıldığı görüldüğünden, tuğranın etrafına "Sultan-ı Selâtin-i zaman Mahmut Han", öbür tarafına da, ortasında "Duribe fi Kostantiniyye-t-ül- Mahruse" olmak üzere etrafına "Dâm-ı mülkühu ve saltanaühu" ibareleri yazılmak koşuluyla yenileri basılmıştır. Bu para H. 1245 senesinde tedavülden kaldırılmıştır.

Ağa: Eskiden yüksek mevki sahipleri hakkında kullanılan bir tabirdi. Bilhassa Tanzimat'tan önceki terminolojide "ağalık" oldukça önemliydi. Yeniçeri ocağı zabitlerine genellikle ağa denilirdi. Sonraları, ağa kelimesi, okuması yazması olmayan kişiler için kullanılmaya başlandı. Yakın zamanda da, ağa, bir yandan ululuk, fazilet sahipliği gibi kelimeleri ifade ederken bir yandan da sertlik, çalım, böbürlenme gibi kelimeler karşılığında kullanılmaya başlandı. Ağa, terim olarak, Osmanlı saray, devlet, ordu ve taşra gibi teşkilatlarında sürekli olarak kullanıldı. Bunlara yeri geldikçe değinilecektir.

Terimler Sözlüğü Ana Sayfa

Online Osmanlı Türkçesi Terimleri Sözlüğü