Güncel Osmanlı Türkçesi terimleri sözlüğümüzde Alay Meydanı terimi ile ilgili, kısa açıklayıcı bilgiler aşağıda gösterilmektedir. Alay Meydanı nedir? Alay Meydanı ne demek? Alay Meydanı hakkında kısa bilgi gibi içerik arayışınıza cevap olabilecek kısa bilgiler sayfamızda yer almaktadır.
Alay Meydanı Terimi Hakkında Bilgiler
Osmanlı Türkçesi Terimi Olarak Alay Meydanı:
Topkapı Sarayı'nda, "orta kapı" ile "babü's-saade" arasındaki sahaya alay meydanı denilmekteydi. Alay meydanın sağ tarafını "matbah-ı amire" kaplamaktadır. Cülus (tahta çıkış) törenleri de bu meydan da gerçekleştirilmekteydi.
Ayrıca, bir bayrağın veya büyük bir resmi binanın önünde resmi geçit yapmak için toplanılan hususi saha ve meydana da alay meydanı denilmekteydi.
Benzer Osmanlı Türkçesi Terimleri
Alay Müftüsü: Alay imamının üstündeki rütbede bulunan sarıklı zabite verilen unvandı. Teşrifatta binbaşıya denk gelmekteydi. Askerlere dini vazifeleri öğretmek için taburlarda "tabur imamı", alaylarda ile "alay imamı" denilen görevliler bulunmaktaydı. Bunlar alay müftüsüne bağlıydılar. Alay imamı terfi edince alay müftüsü olmaktaydı. Bu vazife, Osmanlı Devleti'nin sonuna kadar devam etmiştir.
Alay Sancağı: Alay sancağı iki anlama gelmekteydi. Birincisi, bir alaya mahsus olan sancağa verilen isimdi. İkincisi ise, resmi günlerde gemileri donatmak için açılan rengârenk bayraklar hakkında kullanılan bir tabirdi.
Alem: Sancak ve bayrak için kullanılan genel bir tabirdi. Kamus-ı Türkî'de alem şöyle açıklanıyor: yollara konulan mil ve minare gibi nişanlara; uzun ala dağa; kumaşta olan damgaya; sancak ve bayrağa; bir kavmin ve cemiyetin seyyit ve ulûsuna denir.
Osmanlılarda beyaz, kırmızı, yeşil ve sarı olmak üzere çeşitli renklerde bayraklar yapılmış ve kullanılmıştır. İlk Osmanlı bayrağı beyaz renkti. Bu da, Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad tarafından Ertuğrul Gazi'ye gönderilen alemin beyaz renkte olmasından ileri gelmiştir. Bu ak sancak, Osman Gazi ve Orhan Gazi zamanlarında kırmızı harp sancağı çekilmesine başlanılmakla beraber, Yavuz Sultan Selim zamanına kadar kullanılmıştır. Kahire'nin zaptından sonra Yavuz'un otağının kapısına biri beyaz biri kırmızı iki bayrak dikildiği bilinmektedir. Yeşil bayrağın ise ilk defa, Fatih Sultan Mehmed devrinde, padişahın maiyetine dahil olan geminin arkasına bağlanmak üzere ortaya çıktığı zannedilmektedir.
Osmanlı bayraklarına hilâl konulması Orhan Gazi devrinde kabul edilmiştir. Üç hilâl ise, ilk kez Fatih'in sikkelerine, ardından yeşil zemin üzerine beyaz olmak üzere bayraklara konulmuştur.
Ay ve yıldızın III. Selim zamanında bayraklara konulduğu kuvvetli bir ihtimal olarak kabul edilmektedir. Cevdet Paşa'nın anlattığına göre, ilk defa orduda Levent Çifliği'nde tesis edilen "nizam-ı cedid" bölüklerine bizzat padişahın irade ve fermanıyla bayraklara ay ve yıldız konulmuştur.
Yeniçeri ocağının muhtelif bayrakları bulunmaktaydı. Yeniçeri ocağı sancağı, yarısı yeşil yarısı kırmızı renkte olup kenarları sarı sırma ile çevrili ve ortasında yine sırma ile yapılmış bir Zülfikâr bulunmaktaydı.
Her yeniçeri ortasının(tabur, bölük) da bir orta bayrağı vardı. Bunlar küçük kırmızı bayraklardı.
Topçu ocağı sancağı, kırmızı zemin üzerine ortasında beyaz ile işlenmiş bir top ve bunun arkasında ve ağız tarafında üç adet gülle işlenmiş bulunmaktaydı. Kenarları sarı sırmalıydı.
Humbaracı (kumbaracı) ocağının sancağı ise kırmızı zemin üzerine kenarları işlenmiş ve ortasında sadece bir humbara (havan topu) resmi bulunmaktaydı.
Silahdar bölüğünün bayrağı sarı renkliydi. Ortasında beyaz sırma ile işlenmiş iki hilal bulunmaktaydı.
Sipahi bölüğünün bayrağı kırmızı olup ortasında iki hilal bulunmaktaydı.
Bölükât-ı erbaanın bayrağı yeşil ve beyaz, bazı zamanlarda kırmızı ve beyaz renklerindeydi.
Kapıkulu süvarilerinin mızraklarında yarısı kırmızı yarısı yeşil ve üç tarafı yırtmaçlı küçük bayraklar bulunmaktaydı.
Eyalet askerlerinin bayrakları yarısı kırmızı yarısı yeşil renkteydi. Bunların içindeki "gönüllü" adı verilen grubun bayrağı ise yarısı kırmızı yarısı sarı renkteydi.
Topraklı Süvari denilen timarlı sipahilerin bayrağının rengi yarısı kırmızı yarısı yeşildi. Ortasında sarı sırma ile işlenmiş bir Zülfikâr ve üstünde ikisi yeşil ikisi kırmızı dört hilâl bulunmaktaydı.
Yeniçeriler tarafından kullanılan, her iki ucu birer ejder başı ile sonlanan çember ile sarılı armut biçiminde alemler de vardı. Bunlar yalnız sancak alemi olarak kullanılmaktaydı.
Üzerine yazılar işlenmiş, nakışlar yapılmış çok kıymetli sancak ve bayraklar da vardı. Bunlar kesin olarak nerde kullanıldığı bilinmemekle birlikte birçok yerde kullanıldığı tahmin edilmektedir. Özellikle seferlerde bu tip bayrak ve sancakların kullanıldığı biliniyor.
Babüssaade Ağası (Kapuağası/Sarayağası): Saraydaki hadım Darüssaade ağaları ile Akağaların ve Enderun memuriyetlerinin genel amiri.
Darülkurra: Cami, mescit gibi yerlerin hemen yanında yapılan kuran okuma yeri.
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Online Osmanlı Türkçesi Terimleri Sözlüğü