Eğitim Sitesi

Atmosfer Nedir? Atmosfer Hakkında Kısaca Bilgi

Güncel Sanat terimleri sözlüğümüzde Atmosfer terimi ile ilgili, kısa açıklayıcı bilgiler aşağıda gösterilmektedir. Atmosfer nedir? Atmosfer ne demek? Atmosfer hakkında kısa bilgi gibi içerik arayışınıza cevap olabilecek kısa bilgiler sayfamızda yer almaktadır.

Atmosfer Terimi Hakkında Bilgiler

Sanat Terimi Olarak Atmosfer:

Sanat eserinin izleyici üzerinde bıraktığı etki, neden olduğu ruh hali.(Atmosphere)


Fen Bilimleri Terimi Olarak Atmosfer:

1- Dünya'yı çevreleyen ve onunla birlikte dönen gaz tabakasıdır.

2- Basınç birimi.

3- Hava küre.


Coğrafya Terimi Olarak Atmosfer:

Dünya'yı çepeçevre saran gaz örtüsüne atmosfer denir. Atmosferin alt sınırı, kara ve deniz yüzeyleriyle çakışır. Üst sınırını ise yerçekiminin etkisi belirler. Ekvator'dan kutuplara doğru yerçekimi arttığı için atmosferin şekli Dünya'nın şekli gibi küreseldir. Hava küre.


Uzay ve Astronomi Terimi Olarak Atmosfer:

Yeri veya herhangi bir gök cismini saran gaz tabakası, gaz yuvarı.


Sosyal Bilgiler Terimi Olarak Atmosfer:

İçinde yaşanılan ortam, gaz küre.


Fizik Terimi Olarak Atmosfer:

Yer'i veya herhangi bir gök cismini saran gaz tabakası.


Benzer Sanat Terimleri

Asimetri: Orta çizgi ile bölünen karşıt yanların parçalarının eşdeş olmadığı bir düzenlemedir.

Ankostik Resim: Eriyik halde balmumu bağlayıcı ile pigmentlerin karışımından elde edilmiş boyalarla yapılan resim türü.Romalı bilgin ve yazar Yaşlı Pilinus' a (MS 23-79) göre, mermer üstüne yapılan ankostik resimde pigmentler balmumuyla, fildişi üstüne yapılanlarda da (cero- strotum/ cestrotum) bitkisel kökenli saydam zamkla karıştırılıyor, cestrum ya da viriculum adı verilen bir tür SPATULA ile zemine yayılıyordu. Cestrum' un bir ucu sivri olduğundan fildişi üstüne ince çizgiler de çizilebiliyordu. Cauterium olarak bilinen ve ısıtılarak uygulanan yuvarlak uçlu bir aletle, boyalı zemin üstündeki spatula ve fırça izleri gideriliyordu. Antik Çağ' daki belli başlı resim tekniklerinden biri olan ankostik resim, MÖ 4. yy' da YUNAN sanatçı Pausias tarafından yetkinleştirilmişti. Günümüze ulaşan en önemli örnekler, MISIR' da el- Feyyum Vahası' nda ROMA dönemine ait mezarlarda bulunan Feyyum Portreleri' dir (2. yy). Ankostik tekniği erken Hristiyan Sanatı' nda da ( GEÇ ANTİK) kullanılmış, ancak 8. ve 9. yy' larda unutulmuştur. 19. yy' da Fransız koleksiyoncu Kont Caylus' un (1692- 1765) araştırmaları aracılığıyla canlandırılmak istenmişse de başarılı olunamamıştır. 19. yy' da Fransa ve İngiltere' de çeşitli karışımlar denenmiş, alman Ressam Julius Schnorr von Carolsfeld (1794-1872) orijinale en yakın karışımı uygulamıştır. Günümüzde yaygın olmamakla birlikte balmumu ve reçine bağlayıcılı bir karışım kullanılmaktadır.

Amorf: Biçimi belirli bir düzene uymayan. Tanımlanması zor, düzensiz biçimlerde bulunan mineral, madde ya da nesneler için kullanılır.(fr. Amorfe)

Amulet: Kötülükleri uzaklaştırdığına, uğur getirdiğine, hastalıkları iyileştirdiğine ve özel güçlere sahip olduğuna inanılan, doğal ya da insan eliyle yapılmış nesne; bir tür nazarlık ya da muska. Üstte taşınabildiği gibi çeşitli yerlerde de saklanabilir. Değerli taşlar, metaller, hayvan dişleri ve pençeleri gibi pek çok nesne amulet olarak kullanılmıştır. Amuletin kökeni Eski Mısır'a dayanır. Mısırlılar kendilerini kötü günlerden, düşmanlardan ve tehlikelerden korumak için SKARABE, engerek başı, sembolik gözler ve KARTUŞ gibi amuletler kullanmıştır. Pek çok uygarlıkta da hematit, yeşim, ametis, LAPİS LAZULİ ve kantaşı gibi taşların kendilerine özgü koruyucu güçleri olduğuna inanılmıştır. Bir inanışa göre mercen, şeytanın evlerdeki kötü etkisini uzaklaştırma gücüne sahiptir. Hristiyanlıkta encolpia denen amulet , haçlar, aziz kemikleri vb. Dinle ilgili RÖLİK' lerdir. Boyna asılarak taşınanlar periapta, ikiye katlanabilenler pyctacium adını alır.

Altın Oran: Altın Bölüm ya da Altın Kesit de denir. Herhangi bir geometrik biçimde, varlığı estetik bir üstünlük sayılan oran. Parçalar arasındaki orantıda, küçük parçanın büyük parçaya oranı, büyük parçanın bütün parçaya oranına eşittir. Cebirsel olarak; a/b= b/ (a/b) biçiminde ifade edilir. Parçalar arasındaki oranın değeri olan 1.618 ya da ykş. 3/5, "altın sayı" adını alır. Altın Oran geometrik olarak, iki kareden oluşan bir dikdörtgenin köşegeni aracılığıyla kurulur. Antik Çağ'dan bu yana matematikçilere ve sanat kuramcılarına konu olan Altın Oran, bu adı 19.yy'da almıştır. Eski Yunanlıların kısaca bölüm olarak adlandırdıkları bu orana, İtalyan matematikçi Luca Pacioli divina proportine; LEONARDO DA VINCI ise sectio aurea adını vermiştir. Altın Oran'ın aritmetik, cebir ve geometri özellikleri taşımasının yanı sıra, doğada, müzikte ve insan vücudunun organları arasında var olan çeşitli oranlarla da yakın ilişkisi bulunduğu, bütün öteki oranlara üstünlüğününse çeşitlilik içinde birlik özelliğinden kaynaklandığı öne sürülür. Bazı kaynaklara göre, insanlar, Altın Oran'a yaklaşan orantıları daha çok beğenmektedir. (Golden Section)

Terimler Sözlüğü Ana Sayfa

Online Sanat Terimleri Sözlüğü