Güncel Genel Türkçe terimleri sözlüğümüzde Fizik terimi ile ilgili, kısa açıklayıcı bilgiler aşağıda gösterilmektedir. Fizik nedir? Fizik ne demek? Fizik hakkında kısa bilgi gibi içerik arayışınıza cevap olabilecek kısa bilgiler sayfamızda yer almaktadır.
Fizik Terimi Hakkında Bilgiler
Genel Türkçe Terimi Olarak Fizik:
1. Maddenin kimyasal yapısındaki değişiklikler dışında genel veya geçici yasalara bağlı, deneysel olarak araştırılabilen, ölçülebilen, matematiksel olarak tanımlanabilen madde ve enerji olgularıyla uğraşan bilim dalı: Fizik bilimi mekanik, ısı, ışık, elektrik ve manyetizma bölümlerine ayrılır.
2. İnsanın doğal yapısı.
3. Kişinin dış görünüşü.
Eğitim-Öğretim Terimi Olarak Fizik:
Öğrencilere fizik biliminin temel ilkelerini kavratmak, doğa olaylarının niteliğini anlatarak doğanın daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmak, yurdumuzun enerji ve zenginlik kaynaklarını tanıtmak ve birtakım teknik bilgi ve becerilerin günlük hayat sorunlarının çözümünde nasıl kullanılacağını açıklamak amacıyla orta dereceli okullar ile kimi yüksek okullarda okutulan ders.
Fizik Terimi Olarak Fizik:
Madde üzerine etki eden kuvvetlerin yol açtığı ve maddenin bileşiminde değişimin meydana gelmediği olayları inceleyen, mekanik, ısı, elektrik, manyetizma, ışık ve radyoaktivite gibi alt dalları olan bilim dalı.
Benzer Genel Türkçe Terimleri
Bayılmak: 1. Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek.
"Bir an bayılıp yere düştü, biz de heyecanlandık."
2. Çok hoşlanmak, çok sevmek.
"Ben bu model arabalara bayılırım."
3. Sıcak, açlık, susuzluk, yorgunluk vb. etkenlerle dayanma gücünü yitirmek.
"Yürümekten bayılacağım artık, biraz oturup dinlenelim."
4. Vermek, ödemek.
"Kırdığın vazonun parasını bayılacaksın."
Divanıharp: Askerî mahkeme.
Güngörmüş: 1. İyi günler yaşamış.
"Kendisi güngörmüş bir insandır."
2. Yaşam deneyimi bulunan, birçok olaya tanık olmuş.
"Güngörmüş birinin nasihatlerine kulak veririm."
Korkutmak: 1. Korkmasına yol açmak.
"Gece gece kardeşini korkutmaya çalışıyor."
2. Kaygıya düşürmek, endişelendirmek.
"Ünlü sporcunun sakatlığı taraftarları korkuttu."
3. Gözdağı vermek, tehdit etmek.
"Onu biraz korkutursak sesi kesilir."
Yakınmak: Hoşnutsuzluk bildirmek, sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek.
"Her geldiğinde hastalığından yakınıyor."
"Veli toplantısında öğretmen velilerin ilgisizliğinden yakındı."
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Online Genel Türkçe Terimleri Sözlüğü