Güncel Osmanlı Türkçesi terimleri sözlüğümüzde Menşur terimi ile ilgili, kısa açıklayıcı bilgiler aşağıda gösterilmektedir. Menşur nedir? Menşur ne demek? Menşur hakkında kısa bilgi gibi içerik arayışınıza cevap olabilecek kısa bilgiler sayfamızda yer almaktadır.
Menşur Terimi Hakkında Bilgiler
Osmanlı Türkçesi Terimi Olarak Menşur:
Onay, Onaylamak. Padişah tarafından verilen bir ferman türü.
Tarih Terimi Olarak Menşur:
1. Genellikle serdarlık, Kırım Hanlığı, vezirlik, kazaskerlik, Eflak ve Boğdan Voyvodalığı ile beylerbeyliği gibi yüksek görevlere atananlar için çıkarılan padişah buyruğudur. Genel anlamda ise; halifelerden alınan sultanlık yetkisidir. Menşur alametleri olarak Abbasi halifesi tarafından hükümranlığı tanınan devlet adamlarına, davul, tığ, teber, sancak gibi objeler gönderilirdi.
2. İslamiyet öncesi Türk toplumlarında yoktur. Herhangi bir olay veya kararla ilgili olarak halifenin onayının alınması işlemine "Menşur" denir.
3. Osmanlı Devleti'nde padişah tarafından vezir, beylerbeyi gibi yüksek rütbeli memurların atanmasına ilişkin verilen özel beratlara verilen isim.
Benzer Osmanlı Türkçesi Terimleri
Abkeş: Tekkelerde su çekenlere verilen addır. Farsça su manasına gelen "ab" ile yine Farsça çekmek manasına gelen "keşiden" fiilinin geniş zaman kökü olan "keş" ile birleşerek oluşan bir terimdir.
Büyük tekkelerde yalnızca bu işlerle meşgul olan adamlar bulunmaktaydı. Vaktiyle hayır için yapılan sebilhanelerden bazılarının içinde birer kuyu da kazılır ve bu kuyudan su çekerek sebilhane bardaklarını doldurmakla yükümlü bir görevli bulunurdu. Bu görevliye de "abkeş" denilirdi. Bu vazifeye konulan kimseler için, vazife tahsis edildiğine dair Evkaf Nezareti'nin defterlerinde kayıtlar tutulurdu.
Abrizci: Mevlevi tekkelerinde abdesthane temizleyicilerine verilen isimdi. Bunlara "ken-nas" da denirdi. Farsça su anlamına gelen "ab" ile yine Farsça dökmek anlamına gelen "rihten" fiilinin geniş zaman kökü olan "riz" in birleşmesiyle oluşan bir terimdir.
Acem Çapkınları: Kiralık atlar hakkında kullanılan bir tabirdir. Arabaların genel olarak kullanılmaya başlanmasına ve tramvayların inşasına kadar halk şehir dahilinde, bir yerden bir yere gitmek için sokak ve meydanlarda duran bu atları kiralar ve onlarla gelip giderlerdi. Kiralık atların sürücüleri daha ziyade Acem olduğu için bu ismi almıştı. Müşteri ata biner, sürücü elinde kamçı, arkasında koşardı.
Çapkın, haşarı, sürtük, rezilden başka, yörük, koşucu manalarını da ifade eder. Açık yürüyüşü olan at için de kullanılırdı. Eskiler bunu "çapkun" şeklinde yazarlardı.
Acemi Ağa: Sarayın harem dairesi hizmetinde kullanılan zenci (genellikle Arap) haremağalarından bir kısmına verilen unvandı.
Saraya alınan haremağalarına ilk önce "en aşağı" adı verilirdi. Bunların bir müddet sonra mertebeleri terfi edilir, kendilerine "acemi ağa" denilirdi. En aşağılar, yüksek mertebeli diğer ağalar gibi, kendilerinden bir derece yüksek olan acemi ağalara da hizmet ederlerdi. En aşağılar daima kapı nöbeti bekledikleri halde, acemi ağalar sıraları geldikçe nöbet tutarlardı. Acemi ağalar vakti geldikçe ve layıklık gösterdikçe terfi eder, şansı yaver gidenler derece derece yükselerek "darüssaâde ağalığı" na kadar çıkarlardı.
Acemilik: Sarayın bir kısım yüksek memuriyetlerine tayin olunanlara, levazım bedeli olarak, verilen para hakkında kullanılan tabirdi. Bugün de, mesleklerinin icap ettirdiği eşya ve levazımın sağlanması için, yeni subaylara, bahriyelilere ve bir kısım memurlara "teçhizat bedeli" adıyla verilen para "acemilik" in devamı olarak sayılabilir.
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Online Osmanlı Türkçesi Terimleri Sözlüğü