Güncel Tarih terimleri sözlüğümüzde Müsadere Sistemi terimi ile ilgili, kısa açıklayıcı bilgiler aşağıda gösterilmektedir. Müsadere Sistemi nedir? Müsadere Sistemi ne demek? Müsadere Sistemi hakkında kısa bilgi gibi içerik arayışınıza cevap olabilecek kısa bilgiler sayfamızda yer almaktadır.
Müsadere Sistemi Terimi Hakkında Bilgiler
Tarih Terimi Olarak Müsadere Sistemi:
Osmanlı İmparatorluğu'nda, ölen bir devlet memurunun ya da herhangi bir kimsenin ölümünde, idamında, hatta hayattayken mal varlığına devlet tarafından el konulması sistemidir. Bu kuraldan padişahlar da ayrı tutulmaz, ölen padişahın her şeyi yeni padişahın sayılırdı. İlgilinin geride bıraktığı yakınlarına da padişahın uygun göreceği bir şey bırakılırdı. Günümüz ceza hukukunda da, işlenen bir suç karşılığı olarak suçlunun mal varlığı üzerindeki mülkiyet hakkına son verilip bunun kamusal bir mülkiyete dönüştürülmesi biçiminde bir müsadere hükmü vardır. Müsadere "genel" (tüm mal varlığına yönelik) ve "özel" (mal varlığının bir bölümüne yönelik) olmak üzere iki biçiminde uygulanır. Örneğin Askerî Ceza Kanunu'nda yer alan ve düşman tarafına kaçan birinin mallarına el konulması hükmü bir genel müsaderedir.
Benzer Tarih Terimleri
Beyt'ül Hikmet: Abbasiler tarafından, 800'lü yılların başında, Bağdat şehrinde kurulan kütüphane ve çeviri merkezinden oluşan bir bilim merkezidir.
Çifthane Sistemi: Bu sisteme göre devlet, kırsal toplumu ve ekonomiyi, tahıl üretilen topraklara el koyup bunları tapu sistemi çerçevesinde köylü ailelerine (hane) dağıtarak örgütlüyordu. Teorik olarak bir çift öküze sahip olan her haneye, hanenin geçimini ve vergi yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlayacak büyüklükte bir arazi (çiftlik) veriliyordu. Devletin koruyup devam ettirmeye çalıştığı temel fıskal birim buydu. Yarım çiftlikten daha azına sahip olan haneler veya bekâr köylüler bennâk ve mücerredi (veya kara) olarak ayrı bir kategoriye sokuluyor ve daha düşük çift vergisine tabi tutuluyorlardı.
fiskal: 1. Hazineye ilişkin. 2. Vergiye ilişkin
bennâk: Çift vergisi yükümlüsünün, kendisiyle bir evde oturan oğullarına, evlendikleri zaman verilen ad.
mücerredi: Evlenmemiş, bekâr
Divan-ı Saltanat: Türkiye Selçuklu Devleti'nde askeri, idari, mali ve hukuki bütün devlet işlerinin karara bağlandığı ve en yüksek yönetim organına Divân-ı Saltanat veya Divân-ı Alâ denmiştir. Divân-ı Saltanat ve Divân-ı Alâ günümüzdeki bakanlar kurulu gibi çalışmıştır. Divân-ı Saltanat'a sultandan sonra devletin en yetkili kişisi olan vezir başkanlık etmiştir.
Divanı Saltanat: Türkiye Selçuklu Devleti'nde askeri, idari, mali ve hukuki bütün devlet işlerinin karara bağlandığı ve en yüksek yönetim organına Divan-ı Saltanat veya Divan-ı Alâ denmiştir Divan-ı Saltanat ve Divân-ı Alâ günümüzdeki bakanlar kurulu gibi çalışmıştır. Divan-ı Saltanat'a sultandan sonra devletin en yetkili kişisi olan vezir başkanlık etmiştir.
Niyabet-i Saltanat Divanı: Türkiye Selçuklu Devleti'ndeki bu divanda kendisine güvenilen devlet adamları ve komutanlar bulunuyordu. Divan'daki bu görevlilere naip denirdi. Hükümdar başkentte bulunmadığında ona ait devlet işlerini yürütür ve hükümdara vekalet ederdi.
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Online Tarih Terimleri Sözlüğü